27 Mar 2013

İSG KATİP SİSTEMİ e-Bildirge kullanıcılarına açıldı


İSG KATİP SİSTEMİ e-Bildirge kullanıcılarına açıldı

25 Mart 2013 23:59 tsi
İSG KATİP SİSTEMİ  e-Bildirge kullanıcılarına açıldıİSG-Katip sisteminde yaşanan sorunlar nedeniyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 25 Mart 2013 tarihinde değişiklik yapılmış olup, artık 25.3.2013 İSG KATİP SİSTEMİ e-Bildirge yöneticileri kullanıcılarına açılmıştır. 

İSG-Katip sisteminde yaşanan sorunlar nedeniyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 25 Mart 2013 tarihinde değişiklik yapılmış olup, artık 25.3.2013 İSG KATİP SİSTEMİ  e-Bildirge yöneticileri kullanıcılarına açılmıştır.
Bundan böyle İSG katip sisteminden iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirebilmesi amacıyla Görevlendirme yapılacak işyerinin “e-Bildirge Yöneticisi”'nin SGK kayıtlarında tanımlanmış olması,
•    Bu kişilerin e-devlet şifreleri aracılığıyla http://isgyh.csgb.gov.tr adresinden İSG-KATİP sistemine giriş yaparak, görevlendirilecek iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimini T.C. Kimlik numaraları vasıtasıyla sistem havuzundan seçmeleri,
•    Sistem üzerinden seçilen iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminin, yine aynı sistem üzerinden e-Devlet şifreleri ile sisteme giriş yapıp uygun bulmaları halinde sözleşmelerini onaylamaları gerekmektedir. Ayrıca, daha önce onayı alınmış ve geçerliliği deva eden sözleşmelerin de "İSG-KATİP" sistemi üzerinden bildirilmesi ve yenilenmesi gerekmektedir. 
 Bakanlık duyurusu aşağıya  alınmıştır.

İşyerlerinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirecek işverenlerin dikkatine!!!

Bilindiği üzere; 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Kanunu gereğince işverenlerce görevlendirilmesi gereken iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimlerine ilişkin sözleşme bildirimleri, ilgili Yönetmeliklerde yer alan sözleşme örneklerine göre yapılmaktaydı.

Bugün gelinen süreçte ve İSG Kanununun kapsamı dikkate alındığında, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi sözleşme bildirimlerine ilişkin iş ve işlemlerin daha etkin ve hızlı şekilde yürütülmesi amacıyla Genel Müdürlüğümüzce “İSG-KATİP” programı hazırlanmış ve 15.2.2013 itibariyle tüm işyerlerinin kullanımına açılmıştır ve 25.3.2013 e-Bildirge yöneticileri kullanıcılarına açılmıştır. İşveren, ortak, vekil, muhasebe ve işveren türlerine ait yetkiler kaldırılmış olup sadece e-Bildirge yöneticileri sisteme giriş yapabileceklerdir. 

Sistemin kullanılabilmesi ve iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirebilmesi amacıyla;

·         Görevlendirme yapılacak işyerinin “e-Bildirge Yöneticisi”'nin SGK kayıtlarında tanımlanmış olması,

·    Bu kişilerin e-devlet şifreleri aracılığıyla http://isgyh.csgb.gov.tr adresinden İSG-KATİP sistemine giriş yaparak, görevlendirilecek iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimini T.C. Kimlik numaraları vasıtasıyla sistem havuzundan seçmeleri,

·         Sistem üzerinden seçilen iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminin, yine aynı sistem üzerinden e-Devlet şifreleri ile sisteme giriş yapıp uygun bulmaları halinde sözleşmelerini onaylamaları gerekmektedir. Ayrıca, daha önce onayı alınmış ve geçerliliği deva eden sözleşmelerin de "İSG-KATİP" sistemi üzerinden bildirilmesi ve yenilenmesi gerekmektedir.  

Yukarıda yer alan işlemlerin yapılmış olması, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirme bildirimlerinin Genel Müdürlüğümüze bildirilmiş olması olarak kabul edilecek olup, bu işlemden sonra herhangi bir evrak işlemi yapılmasına ihtiyaç bulunmamaktadır. Ancak, daha önceden onay alınmış sözleşme veya görevlendirme belgelerinin fesih veya başka bir nedenle geçerliliğini yitirmesi halinde işveren tarafından durumun beş iş günü içinde Genel Müdürlüğümüze yazılı olarak bildirilmesi gerekmektedir.

Bu nedenle, işlemlere gerekli özenin gösterilmesi ve tamamlanan işlemlere ilişkin olarak Bakanlık yetkililerine ilave soru yöneltilmemesi ve sistemin kullanımıyla ilgili yaşanabilecek sorunların çözümü için, öncelikle sistemde yer alan kullanma kılavuzundaki “hizmet alan işyerleri modülü”nün incelenmesi uygun olacaktır. 


Ayrıca, görevlendirme yapılamaması durumunun, ilgili işyerlerinin Tehlike Sınıfları Tebliğine uygun bir tehlike sınıfı seçilmemiş olması ya da görevlendirilen iş güvenliği uzmanının işyerlerinin tehlike sınıfına uygun sertifikasının olmamasından kaynaklanacağı bilinmelidir. 



NOT: Uygulamanın çalışabilmesi için aşağıdaki hususlara ayrıca dikkat edilmesi gerekmektedir:

1. Uygulamanın çalışabilmesi için; Mozilla Firefox 14+, Google Chrome 21+, Safari 5+, Internet Explorer 9+, Opera 12+ internet tarayıcılarına (web browser) ihtiyaç duyulmaktadır.

2. Tehlike sınıfı bildirimlerinin, e-Bildirge yoluyla ve “İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNE İLİŞKİN İŞYERİ TEHLİKE SINIFLARI TEBLİĞİ” uygun şekilde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmış olması gerekmektedir. Bildirim yapmayan işyerlerinin sistem üzerinden işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanı görevlendirmesi mümkün değildir.

13 Mar 2013

Ticari İşletmelerin Kaydının Silinmesi



Gerçek kişiye ait ticari işletmelerin, faaliyetine son verilmesi ya da başka bir gerçek ya da tüzel kişiye devredilmesi halinde ONBEŞ GÜN içerisinde ticaret unvanının silinmesi için ticari işletmenin sahibi tarafından müdürlüğe başvurulması gerekmektedir.
Bir kişiye ait ticari işletmenin, işletme sahibinin ölümü durumunda, ölen kinin mirasçılarından birinin silinme talebinde bulunması halinde ticari işletmenin kaydı silinir. Eğer ticari faaliyetin devamını talep ederlerse, bu durumda ticari işletme mirasçıların izniyle aralarında kendilerinin de olabileceği yeni sahibi ticari işletmenin kendi adına kayıt edilmesini isteyebilir.
Ticareti terk ettiği tespit edilen bir gerçek kişiye ait ticari işletmenin kaydı da, bu durumu teyit eden belgenin ilgili resmi makamlardan alınmasının ardından resen silinir.
Ticareti terk ettiğini bildiren tacirin, bu konuda vermiş olduğu terk dilekçesi ile birlikte mal beyanını da müdürlüğe vermek zorundadır.

Ücret Bordrosu Geçersizliğinin Cezası Üzerine




Bilindiği üzer işverenler/işyeri yetkilileri, SGK Müfettişi ve Sosyal Güvenlik Denetmenleri’ne incelenmek üzere talep edildiği takdirde yasal defter ve belgelerini 15 gün içerisinde ibraz etmekle yükümlüdürler.
Kayıt ve belgelerden ücret tediye bordrosu işyeri ile ilgili SGK tarafından yapılan incelemede, mevzuat anlamıyla önemli bir yer teşkil etmektedir.
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin[1]  105. maddesinde “işverenlerin, SGK’ya verecekleri prim belgesinde yazılı olanları doğrulayıcı nitelikte olmak ve 5510 Sayılı Kanun’un[2] 102’nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin beş numaralı alt bendinde sayılan hususları içerecek şekilde aylık ücret tediye bordrosu düzenlemekle yükümlü” oldukları belirtilmiştir.
5510 sayılı Kanun’un 102’nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin beş numaralı alt bendinde ise “İşverenler tarafından ibraz edilen aylık ücret tediye bordrosunda;

·
         İşyerinin sicil numarası,
·
         Bordronun ilişkin olduğu ay, 
·
         Sigortalının adı, soyadı, 
·
         Sigortalının sosyal güvenlik sicil numarası,
·
         Ücret ödenen gün sayısı, 
·
         Sigortalının ücreti,
·     Ödenen ücret tutarı ve ücretin alındığına dair sigortalının imzasının bulunması zorunlu olduğu açıklanmıştır.
Belirtilen unsurlardan herhangi birini ihtiva etmeyen (imza şartı yönünden makbuz mukabilinde veya banka kanalıyla yapılan ödemeler hariç) ücret tediye bordroları geçerli sayılmıyor ve her bir geçersiz ücret tediye bordrosu için aylık asgari ücretin yarısı tutarında, idari para cezası uygulanmaktadır.
Ücret bordrolarının SGK tarafından çeşitli şekillerde incelemesi söz konusu olsa da, incelemeler genellikle kayıt dışı çalışmalarının tespitine yönelik olmaktadır. Kayıt dışı çalışma kişinin hiç sigortalı bildirilmemesi şeklinde olabileceği gibi, bildirimi yapılan kişinin ücret ve prime esas günlerinin eksik gösterilmesi şeklinde de olmaktadır. Bu açıdan bakıldığında Kanun’da belirtilen hususların ücret bordrosunda her ne kadar bulunması zorunlu olsa da, inceleme yönünden işçiyi ve işvereni bağlayacak en önemli başlık ücret bordrolarında çalışanların imzalarını bulunup bulunmadığıdır. 10 ve daha üzeri işçi çalıştıran işyerlerinde ücretlerin bankadan ödenmesi söz konusu olduğundan veya ücretlerin makbuz karşılığında ödenmesi durumunda bordroları geçerli sayılmaktadır.
İşyeri kayıt ve belgelerinin incelenmesi sırasında, söz konusu ücret bordrolarının neleri ihtiva edeceği yasada açık ve net olarak sayılmasına rağmen, yasada belirtilen hususlara riayet edilmediğinden işverenler gereksiz cezalarla karşı karşıya gelmektedir. Her ne kadar bu konuda işverenlere, defter tutanlara incelemeler sırasında rehberlikler edilse de maalesef SGK ile uyumlu olmayan bilgisayar programları incelemesi yapılanları zor duruma sokmaktadır. Bu konuda işyeri defter ve belge tutma yükümlülüğü bulunan muhasebeci ve mali müşavirlerin daha dikkatli olmaları gerekmektedir.
SGK açısından konu değerlendirilecek olursa; ücret bordroları her ne kadar işverenin işyerinde çalışan işçilerin aylık ücret detaylarını gösterse de yasal defterin dayanağı belge niteliğindedir. Dolayısıyla cezaların amacı ne kadar caydırıcılık olsa da ücret bordrolarının 5510 sayılı yasanın 102’nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin beş numaralı alt bendinde belirtilen hususlardan herhangi birini içermiyor diye aylık asgari ücretin yarısı tutarında ceza uygulanmasının biraz fazla olduğu kanaatindeyiz. Nihayetinde cezanın muhakkak önerilmesi gerekiyor ise de, bunun daha asgari tutarlar üzerinden uygulanması gerekmektedir. Çünkü işçi çalıştıran bütün işverenler ücret tediye bordrosu, ücret hesap pusulası tutmaktadır. Bu bordro ve pusulada kayıtlı bütün hesaplar aynı zamanda işyeri yasal defteri ile de çoğunlukla mutabıktır. Hal böyle iken incelemenin asıl amacı ile ilgili her şey yasal olup örneğin bordronun bilgisayardan dökümü sırasında işyeri sicil numarası sehven işlenmemiş diye uygulanan ceza işverenleri yıpratmaktadır.
Bu konuda belirteceğimiz son husus ücret bordrosu, ücret hesap pusulası 5510, 4857 ve 213 sayılı Kanunlar çerçevesinde incelenmektedir. Ancak söz konusu Kanunlarda da bordronun ne şekilde tutulacağına yönelik farklılıklar söz konusudur. İşveren SGK’ya kayıt belgelerini sunarken 5510 sayılı yasaya göre ücret bordrolarının imzalı olması gerekiyor (imza şartı yönünden makbuz mukabilinde veya banka kanalıyla yapılan ödemeler hariç). Bölge Çalışma Müdürlükleri’ne kayıt belgelerini sunarken ücret hesap pusulalarında işçi imzasının bulunması gerekmiyor. Vergi Usul Kanunu açısından incelemeye sunacaksa bordrolarda imzaların olması gerekiyor.
İşte, farklı kanunlardaki farklı uygulamalar işverenleri zor durumda bıraktığından ya söz konusu kanunlarda ortak bir uygulama belirlenmeli ya da en azından uygulanan cezalarda biraz indirime gidilmesinin doğru olacağı kanaatindeyiz. Firma yetkililerine de buradan söyleyeceğimiz şey; hangi kanun yönünden olursa olsun imkanlar dahilinde aldıkları ücretleri gösteren ücret bordrosu ve ücret hesap pusulalarını çalışanlara mutlaka imzalatmalıdırlar. Böylelikle gerek yazımızda izah edildiği şekilde işverenlere idari incelemelerde kolaylık ve rahatlık sağlanmış olacak gerekse de dava konusu olan olaylarda da bu durum işyeri lehine durum teşkil etmiş olacaktır.

[1] 12.05.2010  tarih  27579 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[2] 16.06.2006 tarih 26200 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

7 Ara 2012

Yeni TTK’da A.Ş. ile Ltd. Şti. Arasındaki Farklar



Tarih
:
 07.12.2012
Yürürlüğe gireli yaklaşık 5 ay olmasına rağmen Yeni TTK ile, gündem, hala ilk günkü gibi eksikleriyle, artılarıyla, eleştiri konularıyla, değişiklikleriyle, ilave yönetmelikleriyle gündemimizde sıcaklığını korumaktadır. 6102 sayılı yeni TTK gereğince iki sermaye şirketi arasında farklı avantajlar ve dezavantajlar getirmektedir. Yazımızın konusunu da, Tek kişilik şirketkurabilme yada tek kişiye düşebilme, vergisel avantajlar, kamu borçlarında ortakların sorumluluğu gibi konularla ilgili bilgiler karşılaştırmalı olarak aşağıda yer almaktadır.

ANONİM ŞİRKETLER
1. Tek kişi ile kurulabilir ortak sayısı sınırsızdır.
2. 50.000.- TL Esas sermaye, 100.000.- TL Kayıtlı sermaye ile kurulabilir.
3. Tahvil çıkarılabilir.
4. Pay devri kolayca gerçekleştirilebilir. Noterden yapılma mecburiyeti yoktur. Hamiline yazılı pay senetlerinde teslim yeterlidir. Ticaret sicilde tescil mecburiyeti yoktur.
5. Şirket pay senedinin 2 yıl geçtikten sonra satılması durumunda elde edilen kazanç tutarı vergiye tabi değil.
6. Halka açılma imkanı vardır.
7. Ortağın kamu borçlarından sorumluluğu yoktur. Anonim Şirketlerde ortağın vergi, SGK ve şirketin diğer borçlarından dolayı hiçbir sorumluluğu yoktur. Tek sorumluluğu taahhüt ettiği sermaye borcunu ödemesidir.
8. Şirket sözleşmesi ancak esas sermayenin yarısına tekabül eden ortakların kararıyla değiştirilebilir.
9. Sermayesi 250.000.- TL ve üstünde olan şirketler bir avukatla danışmanlık anlaşması yapmak zorundadır.
10. Ortakların şirkete verdiği emanet paralar, ödünçler, borçlar hiçbir koşul belirtilmeden hemen iade edilebilir.

LİMİTED ŞİRKETLER1. Tek kişi ile kurulabilir. Azami ortak sayısı 50 kişidir.
2. 10.000 TL Esas sermaye ile kurulabilir.
3. Tahvil çıkaramazlar
4. Şirket pay senedinin satışı genel kurul onayı gerekli olup satış noterden yapılmalıdır. Ticaret sicilden de tescil edilmesi gerekmektedir.
5. Şirket hissesi kaç yıl sonra satılırsa satılsın elde edilen kazanç gelir vergisine tabi.
6. Halka açılma imkanı yoktur.
7. Ortağın kamu borçlarından sorumluluğu vardır. Şirketin Vergi, SGK primi borçlarının tahsil edilemeyen kısmından tüm malvarlığıyla sorumludur.
8. Şirket sermayesinde esas sermaye öngörülmemişse şirket ortaklarının 2/3 ünün kararıyla değiştirilebilir.
9. Limited şirketlerde avukat bulundurma zorunluluğu yoktur.
10. Ortaklardan alınan tüm emanetler ve ödünç paralar, ancak tüm alacaklar ödendikten sonra geri ödenebilir.
11. Limited şirketler için sigortacılık faaliyeti yapma yasağı kaldırılmıştır.(Daha önceki uygulamada şirket türü olarak sadeceA.Ş. ler sigortacılık faaliyeti yapabiliyorlardı.)7

Yukarıda yaptığımız kıyaslamalarda anonim şirketin dava avantajlı olduğunu söyleyebiliriz. Vergisel avantajlar, pay senetleri devri, hamiline hisse senedi çıkarma avantajı vs. konuları A.Ş. leri Ltd.Şti ler karşısında cazip kılmaktadır.
 
DİPNOTLAR:[1] 6102 sayılı yeni TTK 421.md.
[2] 1136 sayılı Avukatlık kanunu 35.md. 3.fıkra
[3] 6102 sy. Yeni TTK 589. Md.
Kaynak: www.MuhasebeTR.com 

5 Ara 2012

Ücretli Çalışanlar Beyanname Vermeye Hazır Olun




Tarih: 05.12.2012
Maliye Bakanlığınca hazırlanıp Ekonomi Koordinasyon Kurulu' na ( EKK) gönderilen Gelir Vergisi kanun taslağında birçok konuda köklü yenilikler getirmektedir. Bunlardan Ücretli çalışanlar ile ilgili kısmı makalemin konusunu oluşturmaktadır.
Tüm çalışanlar, Gayrimenkul Sermaye İradı elde edenler yada Serbest meslek kazancı elde edenler gibi yıllık gelirleri üzerinden yıl sonunda beyanname vereceklerdir. Fakat çalışanlar her ay elde ettikleri gelir üzerinden stopaj yoluyla aylık Gelir Vergisi vermeye devam edecekler ödenecek bu vergiler yıllık beyanname de ortaya çıkan vergiden mahsup edilecektir.
Peki bu sistemin nasıl işleyeceğine gelirsek; Ücret dışında elde edilen kazançlarda beyannamede gelir olarak yazılacaktır. Beyannamenin gider olarak yazılacak kısmında ise daha tam net olmamakla beraber Eğitim,sağlık,kira, ev ile ilgili yapılan harcamalar,kişisel ve aile harcamaları belgelendirilmek koşuluyla gider olarak yazılabilecek.
Bunun yanında Asgari Geçim İndiriminin de devam edeceği yönünde duyumlar almaktayız.
Fatura ve fiş toplamaya tekrar başlanılacağı için orta ve uzun dönemde kayıtdışı ile mücadelede önemli yol alınacağı aşikardır. Burada önemli olan hangi giderlerin matrahtan düşüleceğidir. Mantıklı olan belgelendirilen her gider vergi matrahından  düşülmelidir.
Maliye Bakanlığı,Gayrimenkul Sermaye Kazancı beyannamesindeki gibi ücretli çalışanlar içinde elektronik ortamda beyannameyi dolduracak, ücretlinin  ekleyeceği harcamalar da var ise belgelerini beyannameye ekleyerek doldurup gönderecek.
Ortalama yarım maaş ücretliye iade olarak ödenecek örnek bir çalışma yapacak olursak,
Aylık brüt gelir
5.000
Aylık ortalama net gelir
3.257
Yıllık brüt gelir
60.000
2012'de ödenen toplam vergi
11.520
2012'de toplanan fatura toplamı
10.000
2013'deki vergi matrahından indirilecek fatura miktarı (Yıllık Gelirin % 10 u)
6.000
2013'de yararlanılacak vergi indirimi     (İndirimde Dikkate Alıncak Ft.tutarının %27'si )
1.620
Yukarıdaki örnektende anlaşılacağı üzere aylık ortalama net geliri 3.257 TL olan bir kişinin eline vergi indirimi olarak eline geçicek tutar 1.620 TL oluyor.
ABD,İngiltere,Fransa,Japonya gibi ülkelerde başarıyla uygulanan bu sistemin ülkemizde de başarıyla uygulanacağını ümit ediyor ve kayıt dışını azaltacak bir çözüm yolu olarak görüyorum.

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale yazılı veya elektronik ortamda kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak göstermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır .)
 


4 Ara 2012

Teşvik Kapsamına Giren (İlave) İşçinin Belirlenmesi (6111)




I- GİRİŞ

6111 sayılı Kanun'un 74. maddesi ile 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu(1)'na geçici 10. madde ihdas edilmiş ve işverenlerin 1 Mart 2011 tarihi ile 31 Aralık 2015 tarihleri arasında işe alacakları işçilerin işe alındıkları işyerinden bildirilen prim ve hizmet belgelerindeki sigortalı sayısının ortalamasına ilave olmaları ve diğer koşulları sağlamaları kaydıyla, prime esas kazançları üzerinden hesaplanan sigorta primlerinin işveren hisselerine ait tutarlarının İşsizlik Sigortası Fonu'ndan karşılanması uygulaması başlatılmıştır.
Bu çalışmada aylık prim ve hizmet belgesi düzenleyen işveren veya yetki verdiği kişi, meslek mensubu ya da insan kaynakları yöneticilerinin hesaplamada zorlandıkları işe alınan işçinin 6111 sayılı Kanun kapsamında düzenlenen teşvikten yararlanıp yararlanamayacaklarının tespitine esas tutulan ilave işçi sayısının belirlenmesi kavramına açıklık getirilecektir.
II- TEŞVİKTEN YARARLANMA ŞARTLARI (SİGORTALININ ÖZELLİKLERİ)
4447 sayılı Kanun'un geçici 10. maddesinde düzenlenen teşvikten yararlanmak birden çok koşula bağlanmıştır. Bu koşullar; sigortalılar ve işyerleri yönünden iki farklı kategoride değerlendirilmektedir.
Sigortalılar açısından kısa bir değerlendirme yaparsak; işçinin 18 yaşından büyük olması temel koşuldur. Bu teşvikte erkekler için yaş sınırı kaldırıldığından, 29 yaşından büyük erkekler de teşvikten yararlanabilmektedir. Dolayısıyla yaş hususundaki tek kriter 18 yaştır. 18 yaşından küçük sigortalı istihdam edenler, sigortalının 18 yaşını dolduğu tarihten itibaren bu teşvikten yararlanabilecektir. İşçinin aynı zamanda İŞ-KUR'a kayıtlı olması halinde 6 ay ilave bir teşvik daha söz konusu olacaktır.
Diğer önemli kriter ise işçinin işe alındığı tarihten önceki altı aylık sürede işsiz olmasıdır. Diğer bir ifade ile sigortalının işe alındığı tarihten önceki 6 ayda herhangi bir işyerine ait APHB'de isminin bulunmaması gerekmektedir. Bu son 6 aylık dönemde sigortalı 4/b kapsamında sigortalı olsa dahi, bu durum işyerinin teşvikten yararlanmasına engel teşkil etmemektedir. Bu şartları sağlayan işçiler niteliklerine/belgelerine/İş-Kur'a kayıtlı olmalarına bağlı olarak 6, 12, 18, 24, 30, 36, 42, 48 ya da 54 ay süreyle teşvikten yararlanma hakkını elde eder.
III- İLAVE İŞÇİ KAVRAMI
6111 sayılı Kanunla 4447 sayılı Kanun'un geçici 10. maddesini ihdas eden ve yeni sigorta prim desteğinden yararlanılabilmesi için maddede aranılan şartlardan işyeri açısından en önemlisi işe alınan sigortalıların, işe alındıkları tarihten önceki altı aylık süreye ilişkin düzenlenen aylık prim ve hizmet belgesinde kayıtlı sigortalı sayısına ilave olarak çalıştırılmalarıdır.
Söz konusu sigorta prim desteğinden yararlanılması sırasında, maddede aranılan şartların sağlanmış olup olmadığı hususu, 6111 no.lu Kanun numarası seçilmek suretiyle düzenlenen aylık prim ve hizmet belgesinin onaylanmasından önce sistem tarafından kontrol edilmesine rağmen, sigortalının ortalama sigortalı sayısına ilave olarak çalıştırılıp çalıştırılmadığı hususu aylık prim ve hizmet belgelerinin onaylanmasının ardından, başka bir ifade ile aylık prim ve hizmet belgesinin verilme süresi sona erdikten sonra kontrol edilebilmektedir.
Aylık prim ve hizmet belgelerinin verilme süresi sona erdikten sonra yapılan kontroller sonucunda, 4447/Geç. 10. md. Sigortalı Giriş ekranı vasıtasıyla sisteme tanımladıkları sigortalıları ortalama sigortalı sayısına ilave olarak çalıştırılmadıkları halde, aylık prim ve hizmet belgelerini 6111 no.lu Kanun numarasını seçmek suretiyle düzenleyen işverenlerden İşsizlik Sigortası Fonu'ndan karşılanmış olan prim tutarları gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte geri alınmaktadır. Dolayısıyla, 4447 sayılı Kanun'un geçici 10. maddesinde öngörülen teşvikten yersiz yararlandığı tespit edilen işverenler sonradan 5510 sayılı Kanun'un 81. maddesinin birinci fıkrasında öngörülen beş puanlık sigorta prim desteğinden de yararlanamamaktadırlar.
Örnek: Ortalama sayısına ilave işçi olmadığı halde 2012/Nisan ayında 6111 sayılı Kanun türü ile bildirilen sigortalı için geriye dönük 6111 sayılı Kanun türlü İPTAL Kanun türsüz EK APHB isteneceğinden ilgili sigortalı için 5 puanlık prim teşviki hakkı da ortadan kalkacak ve işveren ilave olarak gecikme zammı da ödeyecektir. Tehlike derecesi II olan işyerinde 2000 TL ücretle çalışan sigortalı (A) esasında ilave işçi olmamakla birlikte 2012/Nisan ayında 6111 sayılı Kanun türü ile bildirilmiştir. Bu durumda işverene 280 TL sigorta primi (işçi hissesi), 60 TL işsizlik primi (işveren ve işçi hissesi) tahakkuk ettirilmiş ve işveren bu tutarı ödemiştir. 2012/Haziran ayında bu durum tespit edilince işveren zorunlu olarak 6111 sayılı Kanun türlü iptal Kanun türsüz ek APHB düzenleyecek ve dolayısıyla tahakkuk miktarı, 680 TL sigorta primi (işveren ve işçi hissesi), 60 TL işsizlik primi (işveren ve işçi hissesi) olarak düzeltilecek daha önce ödenen prim ve işsizlik primi mahsup edilince kalan eksik 400 TL yasal faizi ile işverenden tahsil edilecektir. Oysa bu kişi için ortalama sayı tespit edilip ilave işçi olmadığı daha önceden saptansa ve 5510 sayılı Kanun türü ile APHB verilse idi ödenmesi gereken prim tutarından 5 puanlık indirim söz konusu olacağından ödenecek prim tutarı da 680 TL değil, 580 TL olarak tahakkuk ettirilecekti. Bu durumda işveren açısından hem 100 TL fazla prim ödenmesi hem de 400 TL'ye tekabül eden oranda gecikme cezası ve gecikme zammı ödenmesi söz konusu olmayacaktı.
4447 sayılı Kanun'a eklenen geçici 10. madde teşvikinden yaralanıp yararlanmadığının belirlenmesi için işe alınan işçinin işe alındığı tarihten önceki 6 aylık işçi sayısının toplamının 6'ya bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama esas alınacak ve işçi bu sayıya ilave olması halinde yararlanılabilecektir.
Örneğin, son altı aylık dönemde APHB'de bildirilen işçi sayısı toplamının 61 olduğu ve bunun 6'ya bölünmesi sonucunda da ortalama işçi sayısının 10, 16 olduğunu varsayalım. Ortalamanın küsuratı yarımdan az olduğu için 10 sayısı esas alınacaktır. Bu işçinin işe alındığı tarihten itibaren çalıştığı ve 24 aylık teşvikten yararlanacağını varsaydığımızda işçinin işe alındığı tarihten itibaren 24 aylık süredeki APHB'de 11 işçi bildirilen aylarda işçi 6111 sayılı Kanun'da düzenlenen teşvikten yararlanılacaktır. İşyeri, işçinin işe girdiği ay dahil 24 ay boyunca bildirilen işçi sayısının 11'den aşağıya düştüğü aylarda teşvik söz konusu olmayacaktır.
Örnek: Sigortalı (A), 10 Mayıs 2012 tarihinde işe girmiştir. İşçinin işe girdiği aydan önceki 6 ayda (2011 Kasım-2012 Nisan dönemine ait 6 ay) çalışan işçi sayısı 124 ise ortalama 124/6= 20,66=21 olacaktır. 2012/Mayıs, Ekim, Aralık aylarında çalışan sayısı 20, 2012/Haziran, Eylül, Kasım aylarında çalışan sayısı 21, 2012/Mayıs ila 2014/Nisan ayı arasındaki diğer aylarda çalışan sayısı 22 ve üzerinde ise sigortalı (A), 2012/Temmuz, Ağustos, 2013/Ocak-Aralık aylarının tamamı, 2014/Ocak-Nisan aylarının tamamında 6111 sayılı Kanun teşvikinden yararlanabileceğinden sigortalı (A) bu dönemlerde 6111 sayılı Kanun türü ile bildirilecektir.
İşyerinin yeni açılacak olması halinde ise geriye doğru bildirim söz konusu olmadığından, bu işyerleri için ortalama hesabı yapılmayacaktır ve işyerinin açıldığı ay alınan işçilerin tamamı için diğer şartları taşıması halinde bu yeni teşvikten yararlanılabilecektir.
Ortalama işçi sayısının hesaplanmasında sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışan işçiler ile sıfır gün ve sıfır kazancı olan istirahatli veya ücretsiz izinli olan ve ücret ödenmeyen sigortalılar da sayıya dahil edilecektir. Aynı ayda giriş ve çıkış yapan işçiler bir işçi olarak ortalama hesabına dahil edilecektir.
IV- TEŞVİKTEN YARARLANACAK İLAVE İŞÇİLERİN BELİRLENMESİ
1- İşçinin işe girdiği aydan önceki 6 aylık işçi sayısı belirlenerek bulunan sayı 6 ya bölünür. Çıkan rakam tamsayıya iblağ edilir. Virgülden sonraki 2 rakam 0-49 arası ise aşağıya 50-99 arası ise sayı yukarıya yuvarlanır. Bulunan sayı işçinin işe girdiği aydan önceki 6 ayın ortalamasıdır.
2- İşçinin işe girdiği ay dahil olmak üzere APHB verilirken, APHB'nin verildiği ay ile işçinin işe girdiği ay öncesine ait 6 ayın ortalaması mukayese edilir.
3- APHB'nin verildiği ayda işçinin işe girdiği aydan önceki 6 ay ortalamasının üzerinde çalışan varsa teşvik kapsamına giren o ayda işe girmiş işçi/işçiler 6111 sayılı belge türü ile bildirilir.
4- APHB verildiği ay ile işçinin işe girdiği ay öncesine ait 6 ay ortalaması mukayese edilir ve işçinin işe girdiği aydan önceki 6 ayın ortalamasına ilave işçi çalışması söz konusu olmuyor ise işçi/işçiler o ay 6111 kodlu APHB ile bildirilmez. Bu mukayese teşvik süresince yapılır.
5- Daha sonra teşvik kapsamına giren yeni bir işçinin işe alınması halinde yukarıda belirtilen işlemler önceki işe giren işçiden bağımsız olarak değerlendirilir.
Örnek: İşverenin çalışan işçi sayıları ve 6111 sayılı Kanun kapsamında teşvikten yararlanmaya uygun işçi sayılarının aşağıda belirtildiği gibi olduğu varsayıldığında;

Dönem
Çalışan İşçi
Sayısı
Son 6 Ay Ortalaması
Teşvik
Kapsamında İşe Alınmış
İşçi Sayısı
Son 6 Ay
Ortalamasınaİlave İşçi
Sayısı
Bu Ay Teşvik Kapsamında Bildirilecek
İşçi Sayısı
Bu Ay Teşvik Kapsamında Bildirilecek İşçiler
2011-Temmuz
44
2011-Ağustos
43
2011-Eylül
43
2011-Ekim
41
2011-Kasım
41
2011-Aralık
40
2012-Ocak
43
3 (a-b-c)
2012-Şubat
45
2 (d-e)
2012-Mart
45
2 (f-g)
2012-Nisan
43
2 (h-ı)
2012-Mayıs
42
1 (j)
2012-Haziran
43
1 (k)
2012-Temmuz
45
2 (m-n)
Teşvik kapsamına giren işçilerin değerlendirilmesi şu şekilde yapılacaktır.
a- 2012 Ocak ayında işe alınan işçilerin değerlendirilmesi: 2012 Ocak dönemi öncesi 6 ay ortalaması 42'dir. Dolayısıyla 2012 Ocak ayı öncesine ait ortalama ile 2012 Ocak-Şubat-Mart-Nisan-Mayıs-Haziran-Temmuz ayları mukayese edilecektir. Bu durumda 2012 Ocak ayında sigortalı a, Şubat ayında sigortalı a, b ve c, Mart ayında sigortalı (A), (B) ve (C), Nisan ayında sigortalı (A), Mayıs ayında Ocak ayında işe girenlerden teşvikten yararlanacak yok, Haziran ayında sigortalı (A), Temmuz ayında sigortalı (A), (B) ve (C), 6111 sayılı Kanun türü ile bildirilecek.
b- 2012 Şubat ayında işe alınan işçilerin değerlendirilmesi: 2012 Şubat dönemi öncesi 6 ay ortalaması 42'dir. Dolayısıyla 2012 Şubat ayı öncesine ait ortalama ile 2012 Şubat-Mart-Nisan-Mayıs-Haziran-Temmuz ayları mukayese edilecektir. Bu durumda 2012 Şubat ayında sigortalı (D) ve (E), Mart ayında sigortalı (D) ve (E), Nisan ayında sigortalı (D), Mayıs ayında Şubat ayında işe girenlerden teşvikten yararlanacak yok, Haziran ayında sigortalı (D), Temmuz ayında sigortalı (D) ve (E), 6111 sayılı Kanun türü ile bildirilecek.
c- 2012 Mart ayında işe alınan işçilerin değerlendirilmesi: 2012 Mart dönemi öncesi 6 ay ortalaması 42'dir. Dolayısıyla 2012 Mart ayı öncesine ait ortalama ile 2012 Mart-Nisan-Mayıs-Haziran-Temmuz ayları mukayese edilecektir. Bu durumda 2012 Mart ayında sigortalı (F) ve (G), Nisan ayında sigortalı (F), Mayıs ayında Mart ayında işe girenlerden teşvikten yararlanacak yok, Haziran ayında sigortalı (F), Temmuz ayında sigortalı (F) ve (G), 6111 sayılı Kanun türü ile bildirilecek. 2012 Nisan ayında işe alınan işçilerin değerlendirilmesi: 2012 Nisan dönemi öncesi 6 ay ortalaması 43'tür. Dolayısıyla 2012 Nisan ayı öncesine ait ortalama ile 2012 Nisan-Mayıs- Haziran-Temmuz ayları mukayese edilecektir. Bu durumda 2012 Nisan ayı için Nisan ayında işe girenlerden teşvikten yararlanacak yok, Mayıs ayı için Nisan ayında işe girenlerden teşvikten yararlanacak yok, Haziran ayı için Nisan ayında işe girenlerden teşvikten yararlanacak yok, Temmuz ayı için sigortalı (H) ve (I), 6111 sayılı Kanun türü ile bildirilecek.
d- 2012 Mayıs ayında işe alınan işçilerin değerlendirilmesi: 2012 Mayıs dönemi öncesi 6 ay ortalaması 43'tür. Dolayısıyla 2012 Mayıs ayı öncesine ait ortalama ile 2012 Mayıs-Haziran-Temmuz ayları mukayese edilecektir. Bu durumda 2012 Mayıs ayında işe girenlerden teşvikten yararlanacak yok, Haziran ayında Mayıs ayında işe girenlerden teşvikten yararlanacak yok, Temmuz ayında sigortalı (J), 6111 sayılı Kanun türü ile bildirilecek.
e- 2012 Haziran ayında işe alınan işçilerin değerlendirilmesi: 2012 Haziran dönemi öncesi 6 ay ortalaması 43'tür. Dolayısıyla 2012 Haziran ayı öncesine ait ortalama ile 2012 Haziran-Temmuz ayları mukayese edilecektir. Bu durumda 2012 Haziran ayında işe girenlerden teşvikten yararlanacak yok, Temmuz ayında sigortalı (K), 6111 sayılı Kanun türü ile bildirilecek.
f- 2012 Temmuz ayında işe alınan işçilerin değerlendirilmesi: 2012 Temmuz dönemi öncesi 6 ay ortalaması 44'tür. Dolayısıyla 2012 Temmuz ayı öncesine ait ortalama ile 2012 Temmuz ayı mukayese edilecektir. Bu durumda 2012 Temmuz ayında işe girenlerden sigortalı (M), 6111 sayılı Kanun türü ile bildirilecek.
Sonuç olarak teşvikten yararlanacak işçiler aşağıda tabloda belirtildiği biçimde olacaktır.

Dönem
Çalışan İşçi
Sayısı
Son 6
Ay
Ortalaması
Teşvik
Kapsamında İşe Alınmış İşçi Sayısı
Son 6 Ay
Ortalamasına İlave İşçi
Sayısı
Bu Ay Teşvik Kapsamında Bildirilecek İşçi Sayısı
Bu Ay Teşvik Kapsamında Bildirilecek
İşçiler
2011-Temmuz
44
2011-Ağustos
43
2011-Eylül
43
2011-Ekim
41
2011-Kasım
41
2011-Aralık
40
2012-Ocak
43
42
3 (a-b-c)
1
1
(a)
2012-Şubat
45
42
2 (d-e)
3
3+2
(a-b-c)+(d-e)
2012-Mart
45
42
2 (f-g)
3
3+2+2
(a-b-c)+(d-e)+(f-g)
2012-Nisan
43
43
2 (h-ı)
0
1+1+1+0
(a)+(d)+(f)
2012-Mayıs
42
43
1 (j)
0
0+0+0+0+0
Yok
2012-Haziran
43
43
1 (k)
0
1+1+1+0+0+0
(a)+(d)+(f)
2012-Temmuz
45
44
2 (m-n)
1
3+2+2+2+1+1+1
(a-b-c)+(d-e)+(f-g)+ (h-ı)+(j)+(k)+(m)
V- SONUÇ
1 Mart 2011 ila 31 Aralık 2015 tarihleri arasında işe alınan işçilerin 4447 sayılı Kanun'a eklenen geçici 10. madde teşvikinden yaralanıp yararlanmadığının belirlenmesi için işe alınan işçinin işe alındığı tarihten önceki 6 aylık işçisayısının toplamının 6'ya bölünmesi suretiyle ortalama bulunur. İşe alınan işçinin çalıştığı yani APHB ile bildirildiği aylarda bulunan bu ortalamanın üzerinde çalışan varsa işe alınan işçi 6111 sayılı Kanun teşvikinden yararlanma hakkını elde edecektir.

Yazarlar:Murat GÖKTAŞ*
Murat ÖZDAMAR**
Yaklaşım / Temmuz 2012 / Sayı: 235
* Sosyal Güvenlik Kurumu Başmüfettişi, ÇEKO Bilim Uzmanı
** İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdür Yrd. (Denetmen), Doktora Öğrencisi
(1) 08.09.1999 tarih ve 23810 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4447 sayılı Kanun'un ismi "Sosyal Sigortalar Kanunu, Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu, Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu, Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu İle İş Kanunu'nun Bir Maddesinin Değiştirilmesi ve Bu Kanunlara Ek ve Geçici Maddeler Eklenmesi, İşsizlik Sigortası Kurulması, Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair Kanunun İki Maddesinin Yürürlükten Kaldırılması İle Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"dur.

İzleyiciler