30 May 2012

HACIZ BORCLARI KREDI KARTIYLA ODENEBILECEk


Avukatların hem savunmanlık ücretlerini hem de müvekkillerinin haciz alacaklarını kredi kartıyla tahsil etmelerine vize çıktı. Evi ya da işyerindeki eşyalarının haciz edilmesini istemeyen, ancak nakit parası da olmayanlar borçlarını avukatlara kredi kartıyla ödeyebilecekler, hatta taksit bile yapılabilecek.

Ankara Barosu, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’na başvurarak, avukatların bürolarında sabit, haciz mahallerinde ise seyyar POS cihazı ile tahsilat yapıp yapamayacaklarını sordu.

Baro, bu yöntemle yapılan tahsilatın da mesleki kazançlara dahil edilip edilmeyeceğini ve kredi kartıyla yapılan tahsilatlar için belge düzenlenip düzenlenmeyeceği konusunda görüş istedi.

Cumhuriyet gazetesinden İlhan Taşçı'nın haberine göre, Gelir İdaresi Başkanlığı konuyu hem Gelir Vergisi Yasası yönünden hem de Vergi Usul Yasası bakımından inceledi.

Avukatların POS cihazlarıyla tahsilat yapıp yapmayacakları konusunda vergi mevzuatında bir belirleme yapılmadığı anlatılan yazıda, kredi kartıyla tahsilatların nasıl yapılacağı ve vergilendirileceği şöyle anlatıldı: “Avukatların sabit veya seyyar POS cihazları ile tahsilat yapıp yapamayacakları konusunda vergi mevzuatında bir belirleme yapılmamıştır.

Ancak kullanılması durumunda tahsilat gerçekleşmiş sayılacağından serbest meslek kazancına ilişkin serbest kazanç makbuzu düzenlenmesi zorunludur. Ancak avukatların müvekkillerine ait alacaklarının tahsilini kendilerine ait POS cihazı aracılığıyla yapması durumunda, tahsilatın yalnızca avukatlık ücretine tekabül eden kısmı için serbest meslek makbuzu düzenlenmesi gerekmektedir.

Diğer tahsilatlar avukatlık faaliyeti kapsamında olmadığı için serbest meslek makbuzu düzenlenmesine gerek bulunmaktadır. Alacakların tahsilinin avukatlara ait POS cihazı aracılığıyla yapılması nedeniyle avukatlarca komisyon vb. adlar altında ayrıca bir bedel tahsil edilmesi durumunda, bunların serbest meslek kazancına dahil kısmı için de serbest meslek makbuzu tanzim edilecektir.” Gelir İdaresi Başkanlığı’nın bu değerlendirmesiyle avukatların sabit ve seyyar POS cihazı kullanmalarının önü açılmış oldu.

Kaynak : http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/20632143.asp
Haciz işlemi POS cihazı ile yapılabilecek

29 May 2012

MÜKELLEF BİLGİLERİ BİLDİRİMİ DÜZENLENMESİ HAKKINDA SIK SORULAN SORULAR




1– Mükellef bilgileri bildirimi düzenlemek için internet vergi dairesi sistemine giriyorum. Bilgi giriş başlığında mükellef bilgileri bildirimi alt başlığı görülmüyor. Mükellef bilgileri bildirimini 340 sayılı V.U.K. tebliğine göre elektronik beyanname gönderme Kullanıcı Kodu parola ve şifresi alan mükellefler kendilerine ait mükellef bilgileri bildirimini, meslek mensupları ise kendilerine ait ve sözleşmesi bulunan mükelleflere ait mükellef bilgileri bildirimini düzenlerler. Mükelleflerin internet vergi dairesindeki kendi durumlarını sorguladıkları internet vergi dairesi kullanıcı kodu parola ve şifresi ile söz konusu mükellef bilgileri bildirimini düzenlenmemektedir.
2 – Banka merkezi olarak şubelerimize ait mükellef bilgileri bildirimini düzenlemek istiyoruz, ancak kullanıcı kodu, parola ve şifre ile internet vergi dairesine bağlanıp yeni mükellef bilgileri bildirimini düzenlemek için giriş yaptığımızda faal olunan vergi dairesi listesinde banka merkezinin vergi kimlik numarasına ait şubelerin vergi daireleri listeleniyor, diğer şubeler görülmüyor. 14/02/2005 tarih ve 15 sayılı V.U.K. Sirkülerinin “5- Diğer Hususlar” başlığının b şıkkı bu konuyu çok açık ve net olarak açıklamıştır. “b) 240 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 03.07.1995 tarihinde tek vergi numarası uygulamasına başlanılmıştır. Belirtilen tebliğ ile getirilen uygulamanın amacı, mükelleflerin vergiye tabi faaliyetlerini aynı vergi kimlik numarası altında izlemektir. Bu nedenle, (bankalar hariç) tüm mükellefler merkez ve şubelerinde aynı vergi kimlik numarasını kullanmaktadırlar. E-beyanname gönderenlere ait ihdas edilen kullanıcı kodu, parola ve şifrelerin mükellef bazında üretilebilmesi için de vergi kimlik numarası esas alınmaktadır. Buna göre, mükelleflere vergi kimlik numarasıyla bağlantılı olarak bir adet kullanıcı kodu, parola ve şifre verildiğinden, merkez ve şubelere ait beyannamelerin aynı kullanıcı kodu, parola ve şifre kullanılmak suretiyle gönderilmesi gerekmektedir. Bunu teminen mükellefler şubelerine ait beyannamelerini merkezde tek elden verebilecekleri gibi, kullanıcı kodu, parola ve şifrelerini şubelerine bildirmek suretiyle şubelerinin bulundukları yerden de verebilirler. Ayrıca, 240 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bankalar her şubesi için ayrı bir vergi kimlik numarası almak zorunda olduğundan, bankalarca talep edilmesi halinde vergi dairesince her şube için ayrı kullanıcı kodu, parola ve şifre verilecektir. “ Son paragraftaki açıklamalara göre banka şubelerine ayrı vergi kimlik numarası verilmiş olmasından ve her şube için ayrı kullanıcı kodu, parola ve şifre verilecek olmasından dolayı her şube kendisine ait mükellef bilgileri bildirimini kendisi düzenleyip kaydederek onaylayacaktır.
3 – Mükellef bilgileri bildirimi verirken 26.03.2012 tarihinde şube kapanışı yapıldı bununla ilgili olarak bilgi girişi yapmamıza gerek var mı? 413 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine istinaden mükellef bilgileri bildirimini 01.04.2012 tarihi itibariyle faal olan (tasfiyesi devam edenler dâhil) kurumlar vergisi, ticari, zirai ve serbest meslek kazancı elde eden gelir vergisi (basit usul ticari kazanç hariç) mükellefleri, merkez ve şubeler için ayrı ayrı vereceklerdir. Burada, 01.04.2012 tarihinden önce terk olduğundan dolayı terk şube için bildirim verilmeyecektir.
4 – 413 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin 6.1 bölümünde “kendi adına kullanıcı kodu, parola ve şifre almış mükelleflerce gönderiliyorsa” ifadesinden kastedilen sadece beyannamesini bizzat gönderebilen mükellefler mi, yoksa beyanlarını muhasebeci aracılığıyla gönderen mükellefler de şifre alarak bildirimde bulunabilirler mi? 01 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında düzenlenmesi gereken Mükellef Bilgileri Bildirimi; internet vergi dairesi sistemine 340 Seri No lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine göre alınan (elektronik beyanname gönderme kullanıcı kodu) kullanıcı kodu, parola ve şifre ile giriş yapılarak düzenlenir. Kullanıcı kodu, parola ve şifre ile giriş yapan kullanıcı, kullanıcı kodunu Mükellef olarak veya Meslek Mensubu olarak alabilir.
5 – 413 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine göre internetten mükellef bilgileri bildirimini göndermek istemekteyiz. Burada bilgilerin bir kısmını girip onaylamadan kaydedip daha sonra kalan bilgileri girerek onaylama şansımız var mıdır? Vergi kimlik numarası, TC Kimlik numarası/yabancı kimlik numarası, unvan bilgileri ile faal olunan vergi dairelerinin listelendiği ekranda “Kaydedilmiş Mükellef Bilgilerini Getir” linkinden bildiriminizi görüntüleyip, güncelleyip tekrar kaydedebilir aynı zamanda onaylayabilirsiniz. Bununla birlikte, Mükellef Bilgileri Bildiriminin bir kısmını doldurup kaydedip, tekrar açarak kaldığı yerden devam etme gibi bir seçenek bulunmamaktadır.
6 – 413 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca mükellef bilgileri girişi yapıyoruz. Bu esnada abone bilgileri bölümünde elektrik ve doğalgaz (bir işyerinin 1/3 ünü kiralama yoluyla kullanıyoruz) faturaları bu firma adına geliyor ve firma bize yansıtma faturası düzenliyor. Bu bölüme firma bilgileri olarak ne yazmamız gerekir ya da boş bırakabilir miyiz? Yine bu tebliğ kapsamında tasfiye halinde olan firmanın adresi tasfiye memurunun ikametgâh adresidir. Yine elektrik ve doğalgaz abonelik bilgileri bölümüne(gider olarak kayıtlara alınmamaktadır) tasfiye memurunun abonelik bilgileri mi yazılacaktır? Boş bırakabilir miyiz? İşyerine gelen elektrik veya doğalgazın son geçtiği sayaca ait abone bilgileri yazılmalıdır. Sayacın kimin üzerine kayıtlı olduğu fark etmemektedir. Tasfiyeye girmiş olan işletme faaliyetini sonlandırmamış olduğu için adres olarak işletmenin adresi yazılmalıdır.
 7 – Banka olarak mükellef bilgileri bildirimini dolduracağız. Ancak söz konusu bildirimin 44. satırında Brüt Satışlar alanı bulunmaktadır. Biz banka olduğumuz için brüt satışımız bulunmamaktadır. Bu durumda söz konusu satırı dolduracak mıyız, dolduracaksak ilgili satıra hangi bilgiyi yazmamız gerekmektedir? Brüt satışlar ifadesi tekdüzen hesap planına göre bilanço gelir tablosundaki tutardır. Bu diğer bilanço tiplerinde (Banka, Sigorta, Katılım bankası vb.) farklılık gösterebilir. Bu durumda gelir tablosundaki indirimden önceki gelirlerin toplamı alınmalıdır. Burada, banka bilançosu gelir tablosunda yer alan faiz gelirleri, komisyon gelirleri ve diğer faaliyet gelirlerinin toplamı yazılmalıdır.
8 – ….. Bankası olarak 413 sayılı VUK tebliğine istinaden mükellef bilgileri girişini yapacağız. Şubelerimiz için bilgi girişi yaparken her birinin vergi kimlik numarasını ayrı ayrı mı yazmamız gerekir (şube vergi kimlik numarasını yazdığımızda kurumlar vergisi mükellefi değilsiniz diye uyarıyor). Yoksa merkeze ait bilgilerle mi giriş yapmamız gerekir? Merkez ve şubeler için ayrı ayrı olmak üzere Mükellef Bilgileri Bildiriminin doldurulması gerekmektedir. 14/02/2005 tarih ve 15 sayılı V.U.K. Sirkülerinde, her banka şubesinin ayrı vergi kimlik numarası olması nedeniyle elektronik beyanname kullanıcı kodu parola ve şifre (340 seri nolu tebliğe göre) verilebileceği belirtilmektedir. Bu durumda farklı vergi numarası olan banka şubeleri kendilerine ait elektronik beyanname gönderme kullanıcı kodu parola ve şifreleri ile internet vergi dairesine bağlanarak kendi mükellef bilgileri bildirimlerini düzenleyip kaydedip onaylayabilirler.
 9 – 413 sayılı VUK genel tebliğine göre bilgi girişi yapmak istediğimde SGK işyeri sicil numarası sistemde 26 karakter olarak tanımlanmış ancak bizim SGK numaramız 23 karakter bunu sisteme nasıl girmem gerekir, başına sıfır koysam doğru olur mu? Bu durumda SGK işyeri sicil numarası SGK dan öğrenilerek doğrusu yazılmalıdır. SGK İşyeri Sicil numarası; 1 hane Mahiyet Kodu, 4 hane İşkolu kodu, 4 hane Ünite Kodu, 7 hane İşyeri No, 3 hane İl Kodu, 2 hane İlçe Kodu, 2 hane Kontrol numarası, 3 hane Aracı Kodu bileşenleri olmak üzere 26 haneden oluşmaktadır. Mahiyet Kodu 1,2,3,4 olabilir, o nedenle SGK işyeri sicil numarası 0 (sıfır) ile başlamaz.
10 – ….. Kargo şirketiyiz. Bize bağlı olan ve ayrıca mükellefiyetleri olmayan sadece işleyişin yürütülmesi için bölge müdürlükleri ve aktarma merkezlerimiz var. 413 nolu VUK genel tebliğine istinaden bunları da kargo şirketimizin mükellef bilgileri bildirimine dâhil etmeli miyiz? Edeceksek de şube bilgilerinde mi göstermeliyiz? Bu bölge müdürlüklerinin brüt satışı olmadığından o kısmı boş mu bırakmalıyız? Merkez dışında farklı adreslerde bulunan şube, bölge irtibat bürosu, aktarma merkezleri v.b. işletmeler şube gibi düşünülerek mükellef bilgileri bildirimi düzenlenecektir. Bahsedilen şubelere ait faaliyet kodu ve ciro bilgileri alanında bilgi girişi yapılırken 1. satırdaki en az 1 faaliyet kodunun girilmesi, kontrol et linki ile tanımının doğruluğunun sağlanması şartıyla brüt satışlar veya gayrisafi hasılat bilgisi yoksa boş geçilir, ekrana gelen mesaja “tamam” diyerek diğer alanlara geçilir.
11 – Mükellef bilgileri bildirimi girilirken faaliyet kodu kısmında faaliyet kodu hatalı veya giriş yapıldıktan sonra kontrol edilmemiş uyarısı geliyor ve bir sonraki adıma geçemiyorum. Yazılan NACE Rev2. Altılı faaliyet kodu, mevcut faaliyet kodları arasında yer almalıdır. Faaliyet kodunu girdikten sonra kontrol et butonuna basarak tanımının doğruluğunu kontrol etmelisiniz. Yazılan NACE Rev2. Altılı faaliyet kodunun mevcut faaliyet kodları arasında yer almaması durumunda uyarı mesajı verilmekte olduğundan www.gib.gov.tr adresinde bulunan video kayıtlarında anlatıldığı şekliyle faaliyet kodunun doğrusunu bulunarak yazılmalı ve kontrol et butonu yardımıyla faaliyetin tanımının doğruluğu kontrol edilmelidir.
12 – Mükellef bilgileri bildirimini vereceğimiz mükellef 01/07/2010-30/06/2011 özel hesap dönemine sahiptir. Söz konusu bildirimi verirken Brüt Satışlar/Gayri Safi Hasılat satırına hangi dönem aralığını kapsayacak bilgi yazılacak? Söz konusu mükellef özel hesap dönemine tabi mükellef olması ve yeni girilen 01.07.2011-30/06/2012 hesap dönemi henüz tamamlanmadığı için son tamamlanmış olan 01/07/2010-30/06/2011 hesap dönemine ait brüt satışlar veya gayrisafi hasılat bilgileri girilmelidir.
13 – 2012 yılında mükellefiyet tesis edilenler için “Brüt Satışlar/Gayri Safi Hasılatı” olmayacaktır. Mükellef bilgileri bildirim formunun “Brüt Satışlar/Gayri Safi Hasılatı” satırı doldurmadan bir sonraki sayfaya geçemiyor. Faaliyet kodunun yazılması ve “Kontrol et” butonunun tıklanarak doğrulatılması şartı ile brüt satışlar veya gayrisafi hasılat bilgisi 0 (Sıfır) olarak geçilebilecektir. Bu durumda ekrana gelen mesaja “tamam” işaretlenmesi halinde bir sonraki alana geçilebilir.
14 – Mükellef bilgileri bildirimini doldururken faaliyet kodlarını yazarken vergi levhasındaki birinci kodu mu, yoksa diğer kodları da mı bildireceğiz? Ayrıca demirbaş satışına ilişkin hasılatı diğer faaliyetlerin içinde mi göstermemiz gerekir? (Diğer faaliyetlere ait 2011 yılı toplam brüt satışlar/gayrisafi hasılatı diye bir satır bulunmakta.) Mükellef Bilgileri Bildirimi doldurulurken işletme veya şubesine ait en az bir faaliyet kodunun belirlenmesi zorunludur. Birden fazla faaliyet varsa 6 (Altı) faaliyete kadar belirlenebilir. Bu durumda faaliyet kodu sıralaması, işletmenin ilgili faaliyetindeki Brüt Satışlar/Gayri Safi Hasılatına göre büyükten küçüğe doğru yapılmalıdır. “Diğer” satırı, işletmenin 6 faaliyetten fazla faaliyetinin olması halinde 6 ncı faaliyetten sonraki faaliyetlere ait brüt satışlar veya gayrisafi hasılatların toplamının yazılması için ayrılmış alandır. (Faaliyet kodu yazıldıktan sonra faaliyet kodu altında yer alan “Kontrol et” yazısına tıklanarak yazılan koda ait faaliyetin tanımının doğrulanması unutulmamalıdır.)
15 – Banka şubelerine ait elektrik ve doğalgaz abonelik bilgilerinin mükellef bilgileri bildiriminde şubeye ait ancak şubeden bağımsız diğer alanların ATM, depo ve arşiv vb. abonelik bilgilerinin girişi VUK 413 kapsamında bildirilmesi zorunlu mudur? ( ATM, depo ve arşivin şubeden ayrı abonelik bilgileri söz konusudur.) Şube olarak değerlendirilen tüm birimler için Mükellef Bilgileri Bildirimi düzenlenmelidir. Depo ve arşivler, şubeden ayrı adreste ise şube gibi değerlendirilerek ayrı mükellef bilgileri bildirimi düzenlenmelidir. ATM’nin bakımı, para konulması, arıza yaptığında arızanın giderilmesi, ATM üzerinden yapılan birçok bankacılık işlemi kayıtlarının belirli şube üzerinden yapılıyor olması gibi nedenlerle ATM’ler ayrı şube gibi değerlendirilmemelidir. ATM’ye ait elektrik abonelik bilgileri bildirilmek isteniyorsa, ATM hangi şubeye aitse elektrik abone no olarak o şubenin bildiriminde 3 adede kadar olan abonelik bilgileri bildirilebilir.
 16 – 413 sayılı VUK genel tebliği uyarınca bilgi girişi kısmında faaliyet kodu bölümüne giriş yaparken nar üretip yurtiçi ve yurtdışı satışını yapan firma olarak faaliyet kodu alanında yurt içi ve yurt dışı satışını birleştirerek mi yazmalıyım? Yoksa yurtiçi ve yurtdışı satışların ayrı faaliyet kodu olduğu için ayrı ayrı mı yazmalıyım? Faaliyetlerle ilgili TÜİK tarafından hazırlanan ve Başkanlığımızın internet sayfasında http://www.gib.gov.tr/fileadmin/mukellefbilgileribildirimi/mukellefbilgileribildirimi.html linki altında yer alan videolar izlenebilir. Üretici olduğunuz için ürettiğiniz ürünü satıyor iseniz tarımla ilgili faaliyet kodlarından uygun olanını verebilirsiniz. Eğer ürettiğiniz ürünlerin yanında satın aldığınız ürünleri de satırsanız hem tarım hem de ticaretle ilgili faaliyet kodlarından uygun olanını belirlemelisiniz.
17 – 413 sayılı VUK genel tebliği uyarınca bilgi girişi yaparken tarım desteklemelerden dolayı devletin verdiği teşvikten elde ettiğim geliri diğer satırında mı belirtmeyim? Tarım desteklemelerinden dolayı devletin verdiği teşvikten elde ettiğiniz geliri muhasebe kayıtlarınızda gösteriyor olmanız gerekir. Muhasebe hesaplarına yansıyan bu gelir, ilgili faaliyete ait Brüt Satışlar veya Gayri Safi hasılat bilgisi içinde yer almalıdır.
18 – Şirket gerçek kişiden bir iş yeri kiralıyor. Daha sonra bunun bir odasını başka bir şirkete kiralıyor. 413 sayılı tebliğe göre mükellef bilgileri kapsamında ikinci kiracı doğalgaz, elektrik gibi abonelik numaralarını sisteme girerken kendi adına abonelik açtırmadığı için o kısmı boş mu bırakacak yoksa diğer şirketin abonelik bilgilerini mi girecek? Doğalgaz ve elektrik sayacı kimin üzerine olursa olsun işyerine giren elektrik veya doğalgazın en son geçtiği sayaca ait abone numarası ve dağıtım firması isimlerinin girilmesi gerekmektedir.
19 – Şirket gerçek kişiden bir iş yeri kiralıyor. Daha sonra bunun bir odasını başka bir şirkete kiralıyor. 413 sayılı tebliğe göre mükellef bilgileri kapsamında kira seçeneğini işaretlediğimizde mülkiyet sahibine ait TCKN/YKN veya VKN ilgili alanına, önceki kiralayana ait TCKN/YKN veya VKN mı yazılacak? İşyeri veya işletmenin bulunduğu gayrimenkulün mülkiyeti şirkete ait değilse “Kira” seçeneği seçilir ve mülkiyet sahibine ait TC Kimlik Numarası/Yabancı Kimlik Numarası veya Vergi Kimlik Numarası alanına esas mülk sahibinin TCKN/YKN veya VKN bilgisi yazılmalı, önceki kiralayana ait bilgi yazılmamalıdır. Hisseli olması durumunda ise hissedarlardan birinin bilgisinin yazılması yeterlidir.
20 – Mükellef Bilgileri Bildirimi formunu doldururken adres bölümünde iç kapı numarası 16 olması gerekirken bizim adresimizin bulunduğu 16 numara çıkmamakta dolayısıyla seçememekteyiz. Bu problemi nasıl çözebiliriz? İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne ait https://adres.nvi.gov.tr/Pages/Bildirim/Dogrulama/YerlesimYeriDogrulama.aspx web adresinden, belirlenen kriterlere göre işyeri adres bilgilerinizi girdiğinizde, iç kapı no’ ya kadar seçerek adres numaranıza ulaşılabilmektedir. İç kapı numarası, sistemde yer alması gerekirken yer almıyorsa işyeri adresinin bağlı bulunduğu belediyeye başvurularak işyerine ait adres numarasının verilmesi sağlanmalıdır. Bu konuda Gelir İdaresi Başkanlığının, Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü’ne 26.01.2012 tarih ve 009787 sayılı yazısı ve Türkiye Belediyeler Birliğine 26.01.2012 tarih ve 009788 sayılı yazılarına istinaden, Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünce işyeri adresinin bağlı bulunduğu belediye, il özel idaresi veya ilçe özel idaresine numarataj işlemi yapılması için başvuranlara öncelikli işlem yapılması hususunda yazı yazılmıştır.
21 – 413 sayılı VUK genel tebliğine göre mükellef bildirim formunu doldururken mükellefin işiyle ilgili bölümde mükellefin bağlı olduğu oda ve sicil numarası istenmektedir. Mükellef herhangi bir odaya bağlı olmadığı için bu bölümü boş bıraktığımız zaman sistem uyarı veriyor ve kayıt yapılamıyor. Bu mükelleflerimize ilişkin bilgi girişlerini nasıl yapabiliriz? Birden fazla odaya üyelik kaydınızın olabileceği gibi hiçbir odaya üyelik kaydınız olmayabilir. Üye olduğunuz oda veya odalar için “oda kaydı var” kutucuğuna çentik atılarak oda adı seçilir ve odaya ait sicil numarası yazılır. Odalardan herhangi birine kaydınız yoksa odalar için “oda kaydı var” kutucuklarına çentik atılmamalıdır. Odalardan hiçbiri seçilmediyse, boş geçilebilir. Bu durumda bir problem olmayacaktır.
22 – Gerçek kişi mükellefim. Vergi dairesinden mükellef bilgileri bildirim formunu oluşturmak üzere şifremi aldım. Sisteme giriş yaptığımda mükellef bilgileri bildirim formunu ekranımda görmüyorum. İlgili form sistemimde oluşmuyor. Muhasebecim kendi şifresiyle girdiğinde ilgili formu görüyor. Benim aldığım şifre ile giriş yaptığında mükellef bilgileri bildirim formunu o da görüntüleyemiyor. Sorunumu nasıl çözebilirim? Size verilen kullanıcı kodu, parola ve şifre internet vergi dairesi şifresidir. Bu şifre elektronik beyanname gönderme yetkisi olmayan mükelleflere verilmektedir. Mükellefler, internet vergi dairesine bu şifre ile bağlanarak kendi hesap hareketlerini izleyebilirler. Mükellef Bilgileri Bildiriminin, 340 Seri No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine göre alınan kullanıcı kodu, parola ve şifre (meslek mensupları, odalar ve elektronik beyannamesini kendisi gönderebilecek mükelleflerimiz için verilen) ile giriş yapılarak verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle sözleşmeniz olan meslek mensubu, sizin adınıza mükellef bilgileri bildirimini düzenleyebilir.
23 – Meslek mensubuyum. Mükellef bildirim sitemine mükelleflerle ilgili giriş yaparken merkez ve şubelerle ilgili olarak ayrı ayrı bildirimlerin yapılacağını biliyoruz. Ancak ilgili ekrandaki ciro bölümüne giriş yaparken merkezin cirosunu ayrı şubenin cirosunu ayrı mı yazmamız gerekmektedir? Yoksa yasal defterlerimizde merkez ve şubenin cirosu bir bütün olarak yer aldığı için söz konusu ciro bilgilerini bir bütün halinde merkezle ilgili bildirime mi dâhil etmemiz uygun olur? Bildirimi merkez için veriyorsanız merkezin ciro bilgileri, şube için veriyorsanız şubenin ciro bilgileri ayrı ayrı yazılmalıdır.
24 – Emlakçılık yapıyorum. Evimin odasının birini büro olarak kullanıyorum. Adres olarak nereyi yazmalıyım, elektrik ve doğalgaz abonelik bilgilerini yazacak mıyım? İkamet edilen evin odalarından bir bölümü işyeri olarak kullanılıyorsa, işyeri adresi de ikamet edilen ev adresidir. Evin adres no yazılmalı, işyeri elektrik ve doğalgaz abonelik bilgileri olarak da ayrı bir abonelik alınmadı ise işyerine giren elektrik ve doğal gazın en son geçtiği sayaca ait (bu soruya göre ikamet edilen evin) abonelik bilgileri yazılmalıdır.
25 – Kamyonumla şehirlerarası yük taşımacılığı yapmaktayım. Gerçek usulde gelir vergisi mükellefiyim. Adres olarak nereyi yazmalıyım, elektrik ve doğal gaz abonelik bilgilerini yazacak mıyım? Sabit işyeri adresinin bulunmaması durumunda irtibat adresi ikamet adresidir. Adres no alanına ikamet edilen yerin adres no yazılmalıdır. İşyeri elektrik ve doğalgaz abonelik bilgileri ise yazılmadan geçilebilir.
26 – Üç tane daireyi tadilat ile birleştirerek tek işyeri olarak kullanıyorum. İşyeri adresi olarak ne yazmalıyım. Bu durumda işyeri adres numarası birden fazla olabileceğinden bir tanesinin yazılması yeterlidir. Ancak işyerinin giriş kapısına ait adres hangi daireye aitse onun adres numarasının yazılması önerilir.
27 – Bankamatik, kasamatik, ATM gibi yerlerin VUK 413 kapsamında bilgi girişinin yapılması zorunlu mudur? ATM’nin, para bittiğinde para ilave eden, arızalandığında müdahale eden banka şubesi hangisi ise o şubenin içinde değerlendirileceğinden, bu ATM gibi yerler için ayrı bir bildirim düzenlenmeyecektir.
28 – Banka bünyesine bağlı 1100 adet şube bulunmaktadır. Bu şubelerin bir kısmı Yurt dışında faaliyet göstermektedir. Yurt dışında faaliyet gösteren şubelerimiz için Mükellef Bilgi girişi yaparken Şifre -Parola olmadığı için giriş yapamamaktayız. Giriş yaparken hangi yolu izlemeliyiz? Mükellef Bilgileri Bildirimi, Türkiye’de bulunan şubeler için düzenlenecektir.
29 – Mükellef bilgileri bildirimini düzenlerken şubemin adresi olan ……. kasabası yeni yol aşağı mahalle no:77 ……ilçesi /…İli iken, adres bölümünde …… kasabası görünmediğinden giriş yapamıyorum ne yapmalıyım? Bildirim düzenlenirken işyerine ait doğru “Adres No” yazılır ve “Kontrol Et” butonu işaretlenirse adres bilginiz sistem tarafından ekrana getirilecektir. Adres numarası bilinmiyorsa; nüfus müdürlükleri, belediyeler veya il/ilçe özel idarelerinden öğrenilebilmektedir. Bununla birlikte, mükelleflere kolaylık olması bakımından internet üzerinden Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün web sayfasından da öğrenilebileceği gibi, bildirim içerisinde “adres no bul” butonu işaretlenerek de bulunabilmektedir. İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne ait web sayfasındaki https://adres.nvi.gov.tr/Pages/Bildirim/Dogrulama/YerlesimYeriDogrulama.aspx adımından, sorgulayan kişinin T.C. Kimlik Numarası girilir, resim doğrulama girişi yapılır, sonraki butonuna basılarak gelen ekrandan adresin özelliğine göre İl/İlçe Merkezi, Belediye Adresi veya Köy Adresi alanlarından biri seçilir ve işyeri adresine ait il, ilçe, mahalle,….. bilgileri girilerek dış kapı numarası veya iç kapı numarasına ait satırdaki adres numarası alınarak mükellef bilgileri bildirimindeki adres no alanına yazılır ve “Kontrol Et” yazısı tıklanarak adres bilgileri ekrana getirilmiş olur. Eğer adres numarası Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü web sitesindeki https://adres.nvi.gov.tr/Pages/Bildirim/Dogrulama/YerlesimYeriDogrulama.aspx adresinde bulunmuyor ise yani bulunan yerde henüz numaralama işlemi yapılmamış ise, işyerinin bulunduğu belediyeden numaralama işlemi yaptırılmalıdır. Bu konuda Başkanlığımızın Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü’ne 26.01.2012 tarih ve 009787 sayılı yazısı ile Türkiye Belediyeler Birliğine 26.01.2012 tarih ve 009788 saylı yazılarına istinaden, Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü’nün numarataj işlemi yapılması için adresin bağlı bulunduğu belediye, İl Özel İdaresi veya İlçe Özel İdaresi’ne başvuranlara öncelikli işlem yapılması hususunda genelge gönderilmiştir.
30 – İşyeri babama ait olup kira ödemesi yapılmamaktadır. 413 nolu tebliğ uyarınca mükellef bilgileri bildirimi yapılırken kira ödemesi yapmadığımız halde kira olarak mı göstermemiz gerekir.? Mülkiyeti işyeri sahibine ait değilse kira olarak değerlendirilir ve mülkiyet sahibine ait TCKN/YKN veya VKN yazılır. Mülk hisseli ise hissedarlardan birine ait TCKN/YKN veya VKN’nin yazılması yeterlidir.
31 – 413 nolu tebliğ uyarınca mükellef bilgileri bildirimi yapılırken Brüt satışlar veya gayrisafi hasılat olarak hangi bilgiyi gireceğim? Brüt satışlar alanı bilanço esasına tabi olanlar için; gayrisafi hasılat alanı ise işletme hesabına veya serbest meslek kazanç defterine tabi olanlar için ifade edilmiştir.
32 – 413 nolu tebliğ uyarınca mükellef bilgileri bildirimi yapılırken gayrisafi hasılat bilgisi yazılırken dönem sonu emtia mevcudu gayrisafi hasılat içinde mi gösterilecek? Serbest meslek kazanç bildiriminde gayrisafi hasılat, indirimlerden önceki kazançtır. İşletme hesabı esasına tabi olan işletmeler için gayrisafi hasılat bilgisi ise, dönem içinde elde edilen hasılat, diğer gelirler ve dönem sonu emtia mevcudu gelir kalemlerinin toplamı olarak dikkate alınmalıdır. Gelir Vergisi Kanunu 19 sıra No’lu Sirkülerinde (Performans Derecelendirme Bildirimi) FAVÖK ORANI tespitine esas teşkil eden gayrisafi hasılat olarak, Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi ekinde IV No.lu Tablonun İşletme Hesabı Özetinde “Gelir” olarak gösterilen (Dönem İçinde Elde Edilen Hasılat + Diğer Gelirler + Dönem Sonu Emtia Mevcudu) toplam tutar olarak belirtilmektedir.
 33 – Dernek merkezi olarak vergi numarası aldık, iktisadi bir faaliyetimiz yok. Kurumlar vergisi mükellefi değiliz. Sadece stopaj yönünden mükellefiyetimiz var. 413 nolu tebliğ uyarınca mükellef bilgileri bildirimi düzenleyecek miyiz? Dernek ve vakıflara ait iktisadi teşebbüslerin kurumlar vergisi yönünden mükellefiyeti vardır. Bu nedenle dernek ve vakıflara ait iktisadi teşebbüsleri bulunması halinde, sadece bu iktisadi teşebbüsleri için bildirim düzenlenecektir. İktisadi teşebbüsleri bulunmayanlar dernek ve vakıflar, mükellef bilgileri bildirimi düzenlemeyeceklerdir.
34 – Adi ortaklık olan işletmemiz için 413 nolu tebliğ uyarınca mükellef bilgileri bildirimini ortaklık numarasından mı yoksa ortaklar için ayrı ayrı mı düzenleyeceğiz? Adi Ortaklık, Kollektif Şirket ve Adi Komandit Şirket için mükellef bilgileri bildirimi, ortaklık vergi kimlik numarası üzerinden düzenlenerek kaydedilip onaylanmalıdır. Ancak ortakların kendilerine ait başkaca işletmeleri varsa kendi TCKN/YKN veya VKN ile mükellef bilgileri bildirimi düzenleyeceklerdir.
35 – Kılavuzda, zarar olması durumunda brüt satışlar veya gayrisafi hasılat bilgisi boş geçilir ibaresindeki zarar ifadesi ile ne ifade edilmek istenmektedir? Merkez veya şube için ayrı ayrı mükellef bilgileri bildirimi düzenlenirken, “brüt satışlar veya gayrisafi hasılat bilgisi olmaması” ibaresiyle, gelir bilgisine ait herhangi bir tutarın bulunmaması durumu anlatılmaktadır. Ancak, gelirden gider düşüldükten sonra kalan tutar eksi ise, (gelir giderden az ise) bu eksi tutar dikkate alınmadan sadece gelire ait mevcut tutar bilgisi, brüt satışlar veya gayrisafi hasılat bilgisi olarak giriş yapılacaktır.
36 – Mükellefiyetimiz 10 Nisan 2012 itibariyle vergi dairesi kayıtlarında (terk işlemi yapılmıştır) sonlandırılmıştır ve SMMM’ miz ile sözleşmemiz iptal edilmiştir. 413 nolu tebliğ uyarınca mükellef bilgileri bildirimi düzenleyecek miyiz? 413 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yer alan “01 Nisan 2012 tarihi itibariyle faal olan” ibaresi Başkanlığımızca 01 Nisan – 31 Mayıs tarihleri arasında işlerini terk etmiş (terk işleminin sonuçlanmış olması) mükellefleri kapsamayacağı, 01 Nisan 2012 tarihi itibariyle faal olan ve bildirim verme süresinin bitim tarihi olan 31 Mayıs 2012 tarihinden önce terk etmemesi şartıyla” şeklinde yorumlanmıştır. Buna göre terk işlemi yapılmadan önce mükellef bilgileri bildirimi düzenlenmemişse ve mükellef bilgileri bildirimi verme süresi içinde terk işlemi sonuçlanmış ise mükellef bilgileri bildirimi verilmesine gerek yoktur.
37 – Mükellef Bilgileri Bildirimi formunu ….. yazılım şirketinin hazırladığı program yardımıyla düzenledim. Fakat elektronik beyanname gönderme kullanıcı kodum, parolam ve şifrem ile internet vergi dairesine bağlandığımda mükellefe ait bildirimi görememekteyim, mükellefin internet kullanıcı kodu parola ve şifresiyle internet vergi dairesine bağlandığımda ise mükellef bilgileri bildirimi satırını görememekteyim. Bilindiği üzere, 413 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ve ekindeki mükellef bilgileri bildiriminin, bu tebliğ kapsamında bildirim vermekle yükümlü olan mükellefler için düzenlenip onaylanmasına devam edilmektedir. Başkanlığımızca, söz konusu bildirimin düzenlenmesi, kaydedilmesi veya onaylanması sırasında karşılaşılabilecek sorunların çözümü, yanlış anlaşılma ve farklı yorumlamaların önüne geçilebilmesi ve daha anlaşılır olması açısından mükelleflerimize yardımcı olabilmek amacıyla Başkanlığımıza ait www.gib.gov.tr adlı web sitemizin ana sayfasından “Mükellef Bilgileri Bildirimi Sistemi” adımı (http://www.gib.gov.tr/fileadmin/mukellefbilgileribildirimi/mukellefbilgileribildirimi.html linki) altında verilmiş olan beş adet video, kılavuz, sunu, NACE Rev.2 Altılı faaliyet sözlüğü, adres no bulma ve sık sorulan sorular gibi referans bilgileri konulmuştur. Bununla birlikte, sık sorulan sorular bölümü mükellefler veya meslek mensuplarından VİMER, dilekçeler, resmi yazılar, 444 0 189 ve 444 0 435 nolu çağrı merkezi telefon numaraları veya mukellefbilgileribildirimi@gelirler.gov.tr adlı elektronik posta adresi kanallarıyla gelen farklı soru ve sorunlara göre güncellenmektedir. Öte yandan ilgili tebliğ ve kılavuzda yer alan bilgilere rağmen, özellikle 2012 yılında alınan mükellef bilgileri bildirimleri için Başkanlığımızca öngörülmediği halde ilgili tebliğ ve kılavuzun yanlış yorumlanması sonucunda, bir takım yazılım şirketlerinin yazmış oldukları programlar vasıtasıyla düzenlenip kaydedilerek onaylanmış bildirimlerin bulunduğu duyum ve tespitlerimiz mevcut olup Başkanlığımızca kabul edilmeyen bu tür yazılım programları vasıtasıyla düzenlenen mükellef bilgileri bildirimleri ile ilgili olarak mükelleflerimizin karşılaştığı sorunların çözümü veya hataların giderilmesi konusunda Başkanlığımızdan yardım talep edilmektedir. Örneğin: Kılavuzda özelikle mükellef bilgileri bildiriminin 340 Seri Nolu VUK Genel Tebliğine (bu tebliğ elektronik beyanname gönderme kullanıcı kodu, parola ve şifresinin verilebilmesini düzenlemektedir.) göre alınan kullanıcı kodu, parola ve şifre kullanılmak suretiyle internet vergi dairesine bağlanılarak kendisi ve sözleşmesi olan mükellefe ait bildirimi düzenlemesi, kaydetmesi ve onaylamasından söz edilmişken, bir takım yazılım şirketlerinin bunu yanlış yorumlaması sonucunda, mükelleflerin kendi hesap hareketlerini takip edebilmeleri amacıyla alınmış olan internet vergi dairesi kullanıcı kodu, parola ve şifreleri ile internet vergi dairesine bağlanılarak giriş yapılması gerektiği şeklinde programlarında yanlış kontrol uyguladıkları hatta mükelleflerimizi yanlış bilgilendirdikleri duyumları alınmaktadır. Ancak Başkanlığımızca kabul edilmeyen bu tür yazılım programları vasıtasıyla düzenlenen mükellef bilgileri bildirimleriyle ilgili olarak sorumluluğun mükelleflerimizde bulunması nedeniyle, hataların düzeltilmesi konusunda Başkanlığımızca hiçbir işlem yapılmayacağından Başkanlığımıza VİMER, dilekçe, resmi yazı, 444 0 189 ve 444 0 435 nolu çağrı merkezi telefon numaraları veya mukellefbilgileribildirimi@gelirler.gov.tr adlı elektronik posta adresi kanalları aracılığıyla başvurulması yerine söz konusu bildirimi düzenleyen yazılım şirketlerine başvurulması gerekmektedir.
38 – Mükellef Bilgileri Bildirimi formunu düzenlerken adres no bulma veya faaliyet kodu belirleme nedeniyle süre yetmiyor, sistemden atıyor. Süreyi uzatamaz mısınız? Tüm interaktif sistemlerde olduğu gibi Mükellef Bilgileri Bildirimi sisteminde de süre bulunmaktadır. Yoğunluğun aşırı artmaya başladığı zamanlarda sistem belli sürenin sonunda bilgi girişine kapanabilir. Bu duruma düşmemek için Mükellef Bilgileri Bildirimi sistemine bilgi girişi yapmaya başlamadan önce özellikle adres numarasını (bağlı olduğu belediyeden, il/ilçe özel idaresinden öğrenilebileceği gibi https://adres.nvi.gov.tr/Pages/Bildirim/Dogrulama/YerlesimYeriDogrulama.aspx linki aracılığıyla da öğrenilebilir) ve faaliyet kodunu belirlemekte fayda vardır. Sisteme giriş yapıldığında, adres no alanına önceden öğrenilmiş olan adres numarasının yazılması ve faaliyet kodu alanına da önceden tespit edilmiş olan faaliyet kodunun yazılması halinde süre açısından hiçbir sorun yaşanmadan bildirim düzenlenip onaylanabilecektir. 39 – Merkezimiz yurt dışında, Türkiye’de vergi dairesinde sadece muhtasar yönünden mükellefiyetimizin olduğu irtibat bürosu var. Kurumlar vergisi yönünden mükellefiyetimiz yok, tüm işlemlerimizi yurtdışından yürütüyoruz. 413 nolu vuk tebliği kapsamında mükellef bilgileri formunu internetten bildirmek zorunda mıyız? Dar mükellef (merkezi yurtdışında bulunan) kurumların Türkiye’deki irtibat bürosu veya temsilciliğinin kurumlar vergisi yönünden mükellefiyeti bulunmuyorsa bu irtibat bürosu veya temsilcilikler için 413 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında Mükellef Bilgileri Bildirimi verilmeyecektir.

16 May 2012

Emekliler, ev hanımları, işsizler ve engelliler ödedikleri emlak vergisini nasıl geri alabilirler?



DÜNKÜ yazımızda; emekliler, ev hanımları, işsizler ve engellilerin, hangi koşullara emlak vergisi ödemeyeceğini açıklamıştık. Hemen ardından da bu avantajdan yararlanacak olanların, nereye ve nasıl bildirimde bulunacaklarını belirtmiştik. Çok kişi vergi konularını yeterince bilmediğinden, belediyeler de vatandaşları “böyle bir yasal hakkınız var” diye bilgilendirmediğinden, yüz binlerce hatta milyonlarca emekli, ev hanımı, işsiz ve engelli, bu avantajdan yararlanamıyorlar. 

FARKLI UYGULAMALAR 
Bu kesimin bir bölümü, kendilerine yasalarla tanınan sıfır oranlı emlak vergisinden yararlandırılmıyorlar.
Oysa bırakın yararlandırmayı, haksız yere daha önce tahsil ettikleri emlak vergisini de iade etmeleri gerekiyor. Emekli, ev hanımı ya da işsiz vatandaş, belediyeye gittiğinde “Yok böyle şey” diye savuşturuluyorlar. Ellerindeki gazete yazısını gösterenlere, “o yazı yanlış” diyorlar. Bu kez okuyucu bize yazıyor; “Hocam, falanca belediye sizin yazıya yanlış diyor. Ne yapalım?” Hani Anadolu’da “hem suçlu hem güçlü” diye bir söz var ya aynen öyle.. Hem mevzuatı bilmiyorlar, hem de doğru yazıya “yanlış” diyorlar!..

KİME İNANMAK GEREKİYOR? 
Ortada bir yasa maddesi, bir tebliğ ve Maliye Bakanlığı’nın bir özelgesi varsa, bunlara itibar etmek gerekiyor. Olayımızda da bunların hepsi var. Sözü uzatmadan sıralayalım. 1) Emlak Vergisi Kanun madde 8: Olayın yasal dayanağını açıklayan bu maddeye göre; a) Hiç bir geliri olmayanlar (işsizler ve ev hanımları) ile geliri kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunan emekliler ve (geliri olsa bile) engelliler, b) Türkiye sınırları içinde brüt 200 m2’yi geçmeyen tek meskene sahip olmaları halinde, bu meskenleri için sıfır oranlı vergi öderler. 2) 38 Seri No.lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği: Sıfır oranlı emlak vergisi uygulama esaslarını açıklayan tebliğ. 3) Maliye Bakanlığı’nın 11 Nisan 2011 tarih 006.01-258 sayılı Özelgesi: Bu özelge ile indirimli bina vergisi oranından ararlanabilmek için verilecek bildirimde bir süre belirlenmediği ve söz konusu uygulamadan, “düzeltme zamanaşımı süresi” göz önünde bulundurulmak suretiyle, geçmişe yönelik olarak yararlanılmasının mümkün olduğu açıklanıyor. Bazı belediyeler, emeklilere ve ev hanımlarına “Eşinizin geliri var, ararlanamazsınız” diyorlar. Oysa Maliye Bakanlığı, 12 Nisan 2011 Tarih ve EVK-2010-5-30 sayılı özelgesi ile “Eş ve çocuğun gelir veya meskene sahip olmasının, sıfır oranlı emlak vergisine engel teşkil etmediğini” açıkladı.
NE YAPMAK GEREKİYOR? 
Yukarıdaki açıklamalardan ve dayanağı olan yasa maddesi, genel tebliğ ve özelgelerden de fark edileceği gibi, konu çok açık ve net. Emeklilerin 38 No.lu, ev hanımları ve işsizlerin de 44 No.lu Emlak Vergisi Tebliği’nde yer alan, bir örneğini de belediyelerden ücretsiz alabilecekleri formları doldurup ilgili belediyeye vermeleri gerekiyor. Hemen ardından da ilgili belediyeden düzeltme yoluyla 2007, 2008, 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ait ödedikleri emlak vergisinin iadesini talep etmeleri gerekiyor.
Belediyeler, bu iadeleri yapmak zorundalar. Çünkü ilgili yasa ve tebliğlerde ve bu işin patronu olan Maliye’nin özelgesinde “vergileri iade edeceksin” deniliyor.. Yeni alınan evin 5 yıllık vergi muafiyeti var KONUT olarak kullanılan bina veya apartman dairelerinin, emlak vergisi değerinin 1/4’ü, inşaatlarının sona erdiği yılı izleyen yıldan itibaren 5 yıl süre ile emlak vergisinden muaf oluyor (Emlak Vergisi Kanunu, Md.5). Bu binaların el değiştirmesi halinde, yukarıdaki muaflık kalan süre için de uygulanır. ÖRNEK: Ahmet Bey, 2008 yılında inşaatı biten daireyi aynı yıl satın almış, 2011 yılında da Mehmet Bey’e satmıştır. Bu durumda, - Ahmet Bey için 2009, 2010 ve 2011 yıllarında evin emlak vergisi değerinin 1/4’ü emlak vergisinden muaf olacak. - Mehmet Bey ise 2012 ve 2013 yıllarında, 1/4’lük muafiyetten yararlanabilecektir.
GEÇMİŞ YILLARIN EMLAK VERGİSİ 
Satın alınan gayrimenkulün emlak vergisi borçlarından, satıcı sorumlu olduğu gibi alıcı da sorumlu oluyor (Emlak Vergisi Kanunu Md. 30/son). O nedenle gayrimenkul alırken, emlak vergisi borcu olup olmadığını araştırmakta fayda var. Ayrıca, gayrimenkulün satıldığı yıla ait emlak vergisini satıcının ödemesi gerekiyor. Alıcının mükellefiyeti, bir sonraki yıl başlıyor. Gayrimenkulün değeri ile kira geliri ilişkisi
KİRAYA verilen konut veya işyerinin, “emlak vergisi değeri” ile “beyan edilecek kira tutarı” arasında bir ilişki var. Gelir Vergisi Kanunu’nun 73. maddesine göre, kiraya verilen gayrimenkuller örneğin konut ve dükkanlar için beyan edilmesi gereken en az kira “emsal kira bedeli” kadar olacak. Emsal kira bedeli ise, kiraya verilen gayrimenkulün emsal kira bedelinin yüzde 5’i oluyor. Bu tutarın altında kira beyan edilmesi durumunda, gayrimenkulün emlak vergisi değerinin yüzde 5’i üzerinden, “beyanı gereken kira tutarı” hesaplanıyor. Konutlarda; anne-baba, kardeş, çocuk ve toruna bedelsiz kiralama veya düşük bedelle kiralama mümkün. Ancak kayınvalide, kayınpeder, amca, dayı, teyze, hala, görümce, baldız, bacanak gibi yakınlara veya arkadaşlara bedelsiz ya da düşük bedelle kiralama kabul edilmiyor. Bunlar için emlak vergisi değerinin yüzde 5’i oranında kira beyanı isteniyor. Ancak kiralanan gayrimenkulün işyeri olması durumunda, bedelsiz veya düşük bedelle kiralama hiç kimse için kabul edilmiyor (Emsal kira bedeli konusunda ayrıntılı açıklama ve örnek uygulamalar için 9 Mart 2012 tarihli yazımıza da bakılabilir).
DEVRE MÜLKLERİN EMLAK VERGİSİ 
Devre mülklerin emlak vergileri de ödenmek zorunda. Örneğin 15 günlük bir devre mülk için hisse oranı 1/24 olacağından, emlak vergisinin hisseye isabet eden kısmı ödenmek durumunda. Emeklinin yazlık evinin emlak vergisi EMEKLİ, ev hanımı veya işsizlerin, yazlık evleri, dağ evleri veya ara sıra dinlenmek amacıyla gittikleri diğer evlerin emlak vergisi özellik taşıyor. Ara sıra örneğin birkaç hafta veya birkaç aylığına dinlenmek amacıyla gidilen bu evler, indirimli yani “sıfır oranlı” emlak vergisinden yararlandırılmıyor. Ancak bu evlerde yaz-kış sürekli oturulması durumunda, sıfır oranlı emlak vergisinden yararlanılabiliyor.

Şükrü KIZILOT - HÜRRİYET

15 May 2012

Gerçek Usule Geçmiş Olanlar Müjde;Basit Usule Dönebileceksiniz



Tarih: 15.05.2012
Tasarıyı Hazırlayan Maliye İdarisini Kutlamak Gerekir
Gelir Vergisi Kanunu’na göre, Basit usulde vergilendirilmekte iken hadleri aşmak veya sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanan mükellefler,hiçbir şekilde basit usule dönememektedir. Bu durum yıllardır vergi sistemimizin kanayan bir yarasıdır. Bu hükmün değiştirilmemesi için maliye idaresi şiddetle direnç göstermiştir. Hazırlanan tasarı ile bu haksızlık giderilmektedir. Bu nedenle yaklaşık 850.000 esnafımızı ilgilendiren butasarıyı hazırlayan vergi idaresini bu anlayışlı tutumlarından ötürü kutlamak gerekir.
Tasarının hükümleri aşağıda örneklerle açıklanmaktadır.
 
1-Basit Usule Tabi Olmanın Şartlarının Kaybedilmesi:
a)Gelir Vergisi Kanunu’nun Esnaf Muaflığı İle İlgili Hükümleri
Tasarının 7 inci maddesiyle Gelir Vergisi Kanununun 46 ıncı maddesine göre basit usule tabi olmanın şartlarını takvim yılı içinde kaybedenlerle ilgili düzenleme yapılmıştır. Kanunun bu hükümleri yayımı tarihinde yürürlüğe girecektir.
Mevcut Gelir Vergisi Kanunu’na göre, herhangi bir şekilde gerçek usulde vergilendirilecek olanlar ile halen gerçek usulde vergilendirilen mükellefler, bir daha hiçbir şekilde basit usule dönememektedirler. Bu kişilerin aynı türden iş yapan  veçocukları da bu faaliyetleri nedeniyle basit usulden yararlanmamaktadır.
Bu maddede geçen çocuk tabiri, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan 18 yaşını ve tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış çocukları ifade etmektedir.
b)Tasarıda Esnaf Muaflığı İle İlgili Düzenlemeler
Tasarı ile getirilen düzenlemeye göre;
 
1-Gerçek usule tabi olup iş hacmi arka arkaya iki yıl hadlerin altında kalması
Gerçek usulde vergilenen ve Kanunun 47 inci maddesindeki genel şartları taşıyan bir mükellefin, arka arkaya iki hesap dönemindeki iş hacmi (alış ve satış tutarı toplamı) Kanunun 48 inci maddesindeki hadlerin altında kalması halinde, bağlı oldukları vergi dairesine yazılı başvurarak bu şartların gerçekleştiği yılı takip eden yıldan itibaren basit usule dönebileceklerdir.
Tasarı ile Gelir Vergisi Kanunu’na eklenmesi öngörülen geçici 80 inci madde ile iki yılık sürenin 1.1.2012 tarihinden itibaren başlaması öngörülmüştür.
Örnek: Gelir Vergisi Kanunu’nun 47 inci maddesindeki genel şartları (Kendi işinde fiilen çalışmak, işyeri kira bedelinin kanunda belirlenen tutarı aşmaması, ticari, zirai ve mesleki faaliyeti dolasıyla gerçek usulde gelir vergisine tabi olmamak) taşıyan bir gelir vergisi mükellefinin, 2012 ve 2013 yıllarında iş hacmi (mal ve hizmet alış ve satış tutarı)  Kanunun 48 inci maddesine göre uygulanan hadlerin altında kalmış ise bu mükellef 2013 yıllı bitmeden önce bağlı olduğu vergi dairesine yazılı başvurarak basit usule geçmek için talepte bulunursa,  2014 takvim yılından itibaren kazancı basit usulde belirlenecektir.
2-Mükellefin işyerini eş veya çocuğuna devretmesi
Mevcut kanun hükümlerine göre, gerçek usulde vergilendirilen mükellefin, işyerini eşine veya çocuklarına devretmesi halinde eş ve çocuklar da basit usulden hiçbir şekilde yararlanamamaktadırlar.
Öteden beri gerçek usulde vergilendirilmekte olan gelir vergisi mükellefinin, mevcut işini eşine veya küçük çocuklarına veya her ikisine devretmesi halinde, bu işyerini çalıştıran eş ve çocukların basit usule geçme talebinde bulunmaları halinde, Öncelikle eş ve çocukların basit usule tabi olmanın genel şartlarını taşıyıp taşımadıklarına bakılacak, bu şartları haiz olmaları halinde, daha sonra geçmiş son iki takvim yılında Kanunun 47 inci maddesindeki alış veya satış hadlerinin aşılıp aşılmadığına bakılacak, aşılmamış ise, işyerini devralan eş veya 
Çocuklar izleyen yıldan itibaren basit usulden yararlanabileceklerdir. Arka arkaya iki yılda iş hacminin hadleri geçip geçmediğinin belirlenmesinde, devir tarihinden önceki sürelerde dikkate alınacaktır.
Kanunun anılan maddesinde “Çocuk” tabiri kullanılmıştır. Maliye Bakanlığının bugüne kadar bu madde ile uygulamalarında çocuk tabiri ile 18 yaşında, tahsilde ise 25 yaşında olan çocukları kastetmektedir. Daha üst yaştaki çocuklar için basit usule tabi olmanın genel ve özel şartlar kendi durumları dikkate alınarak değerlendirilecek, bu şartları taşımaları halinde basit usulden yararlanabilecek devir aldığı iş dolayısıyla daha önce babasının gerçek usulde vergilenmesi kendisini etkilemeyecektir.
ÖRNEK: Ayakkabı tamiri faaliyeti ile iştigal eden ve gerçek usulde gelir vergisine tabi olan mükellef (A), öteden beri işletmekte olduğu bu işyeri dolayısıyla 2012 yılındaki işlem hacmi (Mal ve hizmet alış veya satış tutarı) Gelir Vergisi Kanunu’nun 48 inci maddesindeki hadlerin altında kalmıştır.
Mükellef (A) bu işyerini 31.Aralık.2012 tarihi itibariyle 17 yaşındaki çocuğuna devretmiş bulunmaktadır.
Çocuk, 2013 takvim yılında Gelir Vergisi Kanununun 47 inci maddesindeki basit usule tabi olmanın genel şartlarına haiz olması ve devraldığı işyerindeki 2013 takvim yılı iş hacminin Kanunun 48 inci maddesinde yıllık alış ve satış hadlerinin altında olması halinde, yıl bitmeden bağlı bulunulan vergi dairesine başvurulması şartıyla 1.Ocak.2014 tarihinden itibaren devraldığı bu işyerinden elde ettiği kazancı basit usulde belirlenebilecektir.
İki yıllık sürede şartları taşıyıp taşımadığının tespitinde işyerini kendisine devreden babasının faaliyet gösterdiği süre de dikkate alınmıştır.
3-Sahte veya Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Düzenlenmesi veya Kullanılması
Yürürlükte bulunan Gelir Vergisi Kanunu’nun 46 ıncı maddesinin dördüncü fıkrasında, “Basit usule tabi ticaret erbabından sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği veya kullandığı tespit edilenler, bu hususunkendilerine tebliğ edildiği tarihi takip eden aybaşından itibaren ikinci sınıf tüccarlara ilişkin hükümlere tabi olurlar.” Hükmü yer almaktadır.
Mevcut bu hükme göre, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği veya kullandığı tespit edilen basit usule tabi bir mükellef, idarenin bu hususu kendisine tebliğ ettiği tarihi takip eden aybaşından itibaren basit usulden yararlanamayacak, ikinci sınıf tacirlere ilişkin hükümlere göre gerçek usulde vergilendirilecektir. Bu mükellef, bir daha esnaf muaflığından yararlanamamaktadır.  
Tasarının 7 inci maddesiyle değiştirilen Gelir Vergisi Kanunu’nun 46 ıncımaddesinin altıncı fıkrasında, “Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenledikleri tespit edilenler hiçbir suretle basit usulde vergilendirilmezler.” hükmü getirilmiştir.
Tasarının incelenmesinde yürürlükte olan hükmün kaldırıldığına ilişkin bir hükme yer verilmediği görülmüştür. Bu durumda Tasarının bu hükmü de yürürlüğe girdiğinde uygulamada tereddütlere yol açabilecektir. Bu itibarla mevcut hükmün yapılmak istenen düzenlemeyi de kapsayacak şekilde değiştirilmesi uygun olacaktır.
Tasarıda öngörülen hükme göre, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği tespit edilen mükellef, hiçbir suretle basit usulden yararlanamayacaktır.
Düzenlenmiş olan sahte belgeyi bilerek veya bilmeyerek kullandığı tespit edilen mükellefler ise, yürürlükte olan 46 ıncı maddenin dördüncü fıkrası hükmüne göre, bu hususun kendilerine tebliğ edildiği tarihi takip eden aybaşından itibaren basit usulden yararlanamayacak ikinci sınıf tacirlere ilişkin hükümlere göre vergilendirilecektir.
Ancak tasarının kanunlaşması halinde bu mükelleflere yeniden basit usule dönme şansı doğacaktır. Gerçek usulde vergilendirilen bu mükelleflerden Gelir Vergisi Kanunu’nun 47 inci maddesindeki basit usule tabi olmanın genel şartlarını taşıyanların, arka arkaya iki hesap dönemindeki iş hacmi Kanunun 48 inci maddesindeki alış ve satış hadlerinin altında kalması halinde, vergi dairesine yazılı talepte bulunacaklar ve şartların gerçekleştiği yılı izleyen yıldan itibaren basit usulden yararlanabileceklerdir.

ÖRNEK: Taksi işletmeciliği yapan mükellef (A)’nın 2012 yılının Eylül ayında sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeyi kullandığı yapılan incelemede belirlenmiştir. Vergi dairesi bu hususu mükellefe Aralık ayında tebliğ etmiştir. Bu mükellef 1.Ocak.2013 tarihinden itibaren basit usulden yararlanamayacaktır.
Tasarı kanunlaşmaz ise bu mükellef bir daha hiçbir şekilde basit usule dönemeyecek gerçek usulde vergilenecektir. Ancak tasarı kanunlaşırsa mükellef, 2013 ve 2014 yıllarındaki iş hacmi, Kanunun 48 inci maddesindeki alış ve satış hadlerinin altında kalması halinde, basit usule tabi olmanın genel şartlarını taşıması ve bağlı olduğu vergi dairesine yazılı başvurmak şartıyla 2015 takvim yılından itibaren basit usule dönebilecektir.
Örnekteki mükellef anılan belgeyi kendisi düzenlemiş olsaydı bir daha basit usule dönmesi mümkün olamayacaktır.      
Düzenlenen bu madde hükmü, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyen mükellefin kendisini kapsamaktadır. Bu şekilde belge düzenleyen mükellefin, işini eşine veya çocuklarına devretmesi halinde, bu işi devralanların basit usule tabi olmanın genel şartlarını taşımaları ve arka arkaya iki yıl Kanunun 48 inci maddesindeki hadlerin altında kalması halinde basit usulden yararlanmaları mümkün olabilecektir.
Burada şu soruyu sorabiliriz işi eş veya çocuklara devreden anne veya babanın başka bir tür işe başlaması halinde bu işi için basit usulden yararlanabilecek mi? Tasarının düzenlenen maddesine göre bu mümkün değil.
4-İşini Terk Eden Mükellefler
Ticari kazancı gerçek usulde tespit edilen mükelleflerin işini terk etmeleri halinde, işin terk edildiği tarihi takip eden yılın başından itibaren iki yıl geçmedikçe ister aynı işe ister başka tür bir işe başlasınlar basit usule dönemeyeceklerdir.
Örnek: Gelir vergisi mükellefi (A) gerçek kişi, terzilik faaliyetinden ötürü gerçek usulde vergilendirilmektedir. 1.Haziran. 2012 tarihinde işi bırakmış ve vergi dairesine işi bırakma bildiriminde bulunmuştur. Mükellef daha sonra 1.Ocak.2015 tarihinde aynı işe yeniden başlaması halinde, gerekli genel ve özel
Şartları taşıması kaydıyla basit usulden yararlanabilecektir. Mükellef, yeniden işe 1.Eylül.2014 tarihinde başlamış olsaydı bu yeni işi dolasıyla basit usulden yararlanamayacak, 2015 yılında gerekli şartları taşıması halinde yararlanabilecektir.
5-Basit Usule Tabi Mükellefin Aynı Yıl İçinde İşi Eşine Veya Çocuğuna Devretmesi
Basit usule tabi olup, basit usule tabi olmanın şartlarını kaybeden mükellefin,izleyen yılda gerçek usulde vergilendirmeye başlamadan önce işi eş veya çocuklarına devretmeleri halinde, işin devredildiği yılı izleyen yılın başından itibaren iki yıl geçmeden aynı veya başka bir tür işe yeniden başlamaları durumunda basit usulden yararlanamazlar. İki yıllık süre dolduktan sonra basit usule dönebilirler.
ÖRNEK:  (A) gerçek kişi mükellef, ikinci el otomobil alım-satım faaliyetinde bulunmakta olup basit usulde ticari kazancı belirlenmektedir. 2012 yılı ikinci geçici vergi dönemindeki satışları Gelir vergisi Kanunu’nun 48 inci maddesindeki haddi aşmıştır. Mükellef, Eylül ayı sonu itibariyle işi eşine devretmiştir. Bu durumda işi devralan eş, 2013 ve 2014 yıllarında hadleri aşmaması ve genel şartları taşıması kaydıyla 2015 yılından itibaren basit usule dönebilecektir.
İşi devreden mükellef ise, aynı veya başka bir işe yeniden başlaması halinde, genel şartları taşıması kaydıyla 1.Ocak.2015 tarihinden itibaren basit usulden yararlanabilecektir.  
Kaynak: www.MuhasebeTR.com


27 Nis 2012

6102 Sayılı Yeni TTK ile Şirketleri Bekleyen Yeniliklere Bakış


YENİ TTK’ya göre; şirketin yönetimi ve temsili için en az kaç kişi müdür olarak seçilebilecektir?

ESKİ TTK’ya göre, şirket sözleşmesinde aksi kararlaştırılmamış ise ortaklar hep birlikte müdür sıfatıyla şirketi yönetmeye ve temsile yetkili kılınmışlardır.

Yine, şirket sözleşmesiyle veya genel kurul kararıyla ortaklardan biri veya birden fazlası müdür olarak seçilebilmektedir.

YENİ TTK ile şirket sözleşmesinde aksi kararlaştırılmamış ise ortakların hep birlikte müdür sıfatıyla şirketi yönetmeye ve temsile yetkili kılınmış sayılacağına ilişkin düzenleme kaldırılmış ve müdür veya müdürlerin şirket sözleşmesiyle atanması veya genel kurul kararıyla seçilmeleri gerektiği hüküm altına alınmıştır.

YENİ TTK uyarınca da ESKİ TTK’da olduğu gibi şirketi yönetmek ve temsil etmek için ortaklardan en az bir kişinin müdür olarak seçilmesi gerekmektedir. Birden fazla kişinin müdür olarak seçilmesi de mümkündür.

YENİ TTK’ya göre; ortak olmayan kişiler, şirket sözleşmesiyle müdür olarak atanabilecek veya genel kurulca seçilebilecekler mi?

ESKİ TTK’da olduğu gibi YENİ TTK uyarınca da ortak olmayan kişiler şirket sözleşmesiyle müdür olarak atanabilecek veya genel kurul tarafından seçilebileceklerdir.

YENİ TTK’ya göre; şirketin tüzel kişi ortakları müdür olarak seçilebilecekler mi?

ESKİ TTK’ya göre, ortak olan tüzel kişiler müdür seçilememekte, fakat bunların temsilcisi olan gerçek kişiler müdür seçilebilmekteydi.

YENİ TTK ile tüzel kişi ortakların müdür olarak seçilmelerine olanak tanınmıştır.

Konuyu örneklemek gerekirse, ABC İnşaat Limited Şirketi, DEF Turizm Limited Şirketi’nin ortağıdır. ABC İnşaat Limited Şirketi, DEF Turizm Limited Şirketi’nin genel kurulu tarafından müdür olarak seçilebilecektir. Müdür seçilen ABC İnşaat Limited Şirketi, bu görevi yerine getirecek gerçek kişiyi belirleyecektir.

YENİ TTK’ya göre; müdür olarak seçilecek kişilerin hangi şartları taşımaları gereklidir?

Gerek ESKİ TTK’da gerekse de YENİ TTK’da şirket sözleşmesiyle veya genel kurul tarafından bir veya daha fazla sayıda kişinin müdür olarak atanabileceği veya görevlendirilebileceği belirtilmesine karşın, müdür olacak kişilerin sahip olmaları gereken ehliyet şartlarına yer verilmemiştir.

YENİ TTK’nın 1 inci maddesinde; Türk Ticaret Kanunu’nun 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ayrılmaz parçası olduğu hüküm altına alınmıştır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre, bir kişinin kendi fiilleriyle hak edinebilmesi ve borç altına girebilmesi için fiil ehliyetine sahip olması şarttır.

Bir kişinin fiil ehliyetine sahip olabilmesi için de;

1- Ayırt etme gücüne sahip olması (Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıfl ığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmaması),

2- Ergin olması (18 yaşını doldurmuş olması veya evlenme ya da mahkeme kararıyla ergin kılınmış olması),

3- Kısıtlı olmaması, gerekmektedir.

Aşağıdaki durumların varlığı halinde de Türk Medeni Kanunu’na göre, ergin olan bir kişinin ehliyeti kısıtlanmaktadır.

1- Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır.

2- Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır.

3- Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her ergin kısıtlanır.

4- Yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını isteyebilir.

Yukarıda yer verilen açıklamalardan hareketle, müdür olarak seçilecek kişilerin fiil ehliyetine sahip olmaları gerekmektedir.

YENİ TTK’ya göre; müdürlerden en az birinin yerleşim yerinin Türkiye’de bulunması zorunlu mudur?

YENİ TTK’ya göre, şirket müdürlerinden en az birinin yerleşim yerinin Türkiye’de bulunması ve bu müdürün de şirketi tek başına temsile yetkili olması şarttır. Ticaret sicili müdürü tarafından, bu şartın yerine getirilmediği tespit edilirse, bu anılan şartın yerine getirilmesi için şirkete uygun süre verilecek, bu süre içinde de gereken yapılmadığı takdirde ticaret sicili müdürünce şirketin feshi mahkemeden istenecektir.

YENİ TTK’ya göre; şirket müdürleri kaç yıl görev yapmak üzere seçilebileceklerdir?

Gerek ESKİ TTK’da gerekse de’da YENİ TTK müdürlerin hangi süreyle görev yapacaklarına yönelik bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu durumda; şirket müdürleri, genel kurulca belirlenen süre kadar görev yapabileceklerdir. Bu süre bir yıl olabileceği gibi 5 yıl, 10 yıl şeklinde de belirlenebilecektir.

YENİ TTK yürürlüğe girdiğinde şirket sözleşmesiyle atanan veya genel kurul kararıyla seçilen müdür veya müdürler görevlerine devam edebilecekler mi?

1 Temmuz 2012 tarihi öncesinde, şirket sözleşmesiyle müdür olarak atanan veya genel kurul tarafından müdür olarak seçilen kişilerin görevleri devam edecektir.

Konuyu örneklemek gerekirse, 30 Haziran 2012 tarihinde tescil edilerek tüzel kişilik kazanan ABC İnşaat Limited Şirketi’nin müdürlüğüne 10 yıl süreyle görev yapmak üzere şirket ortaklarından Bay (A) atanmıştır. Bay (A)’nın görevi, 1 Temmuz 2012 tarihinden sonra da devam edecek ve bu görevini genel kurul tarafından değiştirilmemiş ise 10 yıl süreyle yerine getirecek ve bu sürenin sonunda tekrar seçilebilecektir. Bay (A)’nın, genel kurul kararıyla

müdür olarak seçilmiş olması halinde de durum değişmeyecektir. Bir başka deyişle, Bay (A) 30 Haziran 2012 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında 10 yıl süreyle görev yapmak üzere seçilmiş ise bu görevine devam edecektir.

YENİ TTK’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte, tüm ortakların hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idare ve şirketi temsil ettiği limited şirketlerde durum ne olacaktır?

ESKİ TTK’ya göre, müdür atanmadan da tüm ortakların hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idare ve şirketi temsil etme hakları bulunmaktaydı.

Ancak, YENİ TTK bu sistemi değiştirmiş ve müdür veya müdürlerin ya şirket sözleşmesiyle ya da genel kurul tarafından atanması şartını getirmiştir. Eğer, ESKİ TTK uyarınca tüm ortaklar hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idare ve şirketi temsil ediyorlarsa, bu durumda en geç 1 Ekim 2012 tarihine kadar şirket genel kurulunca müdür veya müdürlerin seçilmesi gerekmektedir.

YENİ TTK’ya göre; müdürler birden fazla ise kararlar hangi çoğunluğun sağlanmasıyla alınabilecektir?

YENİ TTK’ya göre, müdürler birden fazlaysa bunlardan biri genel kurul tarafından müdürler kurulu başkanı olarak atanacaktır. Birden fazla müdürün varlığı halinde, kararlar çoğunlukla alınacak, eşitlik halinde ise başkanın oyu üstün sayılacaktır.

Konuyu örneklemek gerekirse; müdürler kurulu iki kişiden oluşuyorsa, karar alınabilmesi için 2 kişinin aynı yönde oy vermesi gerekir. Eşitlik halinde müdürler kurulu başkanının oyu üstün tutulduğundan karar müdürler kurulu başkanının oyu istikametinde alınacaktır.

Müdürler kurulu üç kişi ise en az 2 kişinin aynı yöndeki oyuyla karar alınacaktır.

YENİ TTK’ya göre; müdürler kurulu toplantıları elektronik ortamda yapılabilecek midir?

YENİ TTK’ya göre, şirket sözleşmesinde düzenlenmiş olması şartıyla müdürler kurulu toplantıları, tüm müdürlerin elektronik ortamdan katılımıyla yapılabileceği gibi, bazı müdürlerin fiziken mevcut bulundukları bir toplantıya diğer müdürlerin elektronik ortamdan katılmalarıyla da yapılabilecektir.

Konuyu örneklemek gerekirse; şirket müdürler kurulu Bay (A) ve Bayan (B)’den oluşmaktadır. Şirketin merkezi Ankara’da bulunmaktadır. Şirket işlerini takip için Bay (A) Muğla’da, Bayan (B)’de İstanbul’dadır. Müdürler kurulunun acil olarak karar alması gerekmektedir. Bu durumda, Bay (A) ile Bayan (B) elektronik ortamda Ankara’ya gelmeden Muğla’dan ve İstanbul’dan toplantıya katılıp karar alabileceklerdir.

YENİ TTK’ya göre; müdürler kurulunun üyesi olan müdürler şirketin iş ve işlemleriyle ilgili bilgi alma ve inceleme yapma haklarını nasıl kullanabileceklerdir?

YENİ TTK’ya göre, limited şirketlerde müdür sayısı birden fazlaysa her müdür şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında müdürler kurulu toplantısında;

1- Bilgi isteyebilecek,

2- Soru sorabilecek,

3- İnceleme yapabilecektir.

Her müdür, müdürler kurulu toplantısında; herhangi bir defter, defter kaydı, sözleşme, yazışma veya belgenin toplantıya getirtilmesini, kurulca veya üyeler tarafından incelenmesini ve tartışılmasını ya da herhangi bir konu ile ilgili yöneticiden veya çalışandan bilgi alınmasını talep edebilecektir.

Yine, her bir üye, şirket yönetimiyle görevlendirilen kişilerin ve komitelerin müdürler kurulu toplantılarında hazır bulunmasını ve bilgi verilmesini, sorulan sorulara cevap verilmesini isteyebilecektir.

Ayrıca, her müdür, müdürler kurulu toplantısı dışında, müdürler kurulu başkanının izniyle, şirket yönetimiyle görevlendirilen kişilerden, işlerin gidişi ve belirli münferit işler hakkında bilgi alabilecek ve görevinin yerine getirilebilmesi için gerekliyse, müdürler kurulu başkanından, şirket defterlerinin ve dosyalarının incelemesine sunulmasını da isteyebilecektir.

YENİ TTK’ya göre; bilgi alma ve inceleme yapma hakkı engellenen müdürler kurulu üyesi olan müdür ne yapmalıdır?

Şirketin iş ve işlemleriyle ilgili olarak bilgi alma ve inceleme yapma hakkı engellenen müdür, bu haklarını kullanabilmek için şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine başvurabilecektir. Yapılan başvuru, mahkemece dosya üzerinden incelenecek ve karara bağlanacaktır.

Mahkemenin konu hakkındaki kararı kesindir.

SONUÇ
1 Temmuz tarihine çok az bir süre kala, hala TTK değişir mi? Şurası eksik, burası hatalı, bakış açımızdan bir an evvel kurtularak, yeni sürece adapte olmak için izlenecek
Yöntemlerin belirlenmesini şiddetle tavsiye ediyoruz. Zira, Yeni TTK nın bizce daha büyük
Etkisi 1 Ocak 2013 den sonra uygulanacak olan, KOBİ TFRS hükümlerinde ortaya çıkacaktır. Bu yeni dönemde, muhasebe mesleği artık ofislerden oturularak yapılamayacak, ancak ve ancak işletmelerin bünyeleriyle yürütüle bilir bir hale gelmektedir.

İşte tamda bu süreçte artık, konunun tarafların içinde bulunduğumuz dönemde ileriyi göre hareket etmelerini şiddetle tavsiye etmekteyiz.

Kaynak: www.MuhasebeTR.com





 













16 Nis 2012

YENİ TÜRK TİCARET KANUNUNDA CEZALAR

Yeni Türk Ticaret Kanunu’ndaki ceza hükümleri incelendiğinde hükümlerin çok sayıdaki farklı maddeye ve hatta farklı Kanunlara atıfta bulunduğu ve dolayısıyla da kolay anlaşılır tek bir metin olarak düzenlenmesi ihtiyacı dikkate alınarak ekli tablolar hazırlanmıştır.
 
Ayrıca Kanunda cezalar gün sayıları olarak belirtildiği gibi bu gün sayılarının parasal olarak neye tekabül ettiği doğrudan kanun metninden kolaylıkla anlaşılamamaktadır. Cezalarda kimi zaman alt sınır kimi zaman üst sınır belirtilmiş, kimi zaman ise parasal ve özgürlüğü bağlayıcı cezalar gün sayısı şeklinde birlikte yer aldığından ayırt edilmesi güçleşmiştir. Daha da öteye gittiğimizde para cezalarının ödenmediğinden ne olacağı veya birkaç fiilin bir arada olması halleri gibi özellikli durumlar Kanun metni içersinde bulunmadığından; öğrenilebilmesi vakit ayırıp özel bir çalışma yapılmasına bağlı kalmıştır.
 
Yeni TTK uygulanacak cezaları; “adli para cezası gün sayısı” ve “hapis cezası gün sayısı” olarak vermektedir. Adli para cezası ödenmediğinde ödenmeyen kısım hapis cezasına dönüşmekte ancak ödenmesi halinde hapis cezası kalkmaktadır (5275 sayılı Kanun md 106)
 
Adli para cezası kanunda hüküm yok ise en az 5 en çok 730 gündür (TCK md 52/1). Bir gün karşılığı adlî para cezasının tutarı en az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirasıdır ve kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak hakim tarafından takdir edilir (TCK md 52/2). Bu durumda olası en düşük ceza 100 TL ve en yüksek ceza 73.000 TL’dır. Hakim gün başına ceza tutarını 20 ile 100 TL arasında belirleyebildiği gibi ödenmesi için 1 yıla kadar süre de verebilir, en az 4 taksitte ve 2 yıla kadar ödeme planına bağlayabilir.
 
Sonuç olarak; ekli tablolar aracılığı ile Yeni Türk Ticaret Kanunu’ndaki cezalar konusu daha derli toplu olarak incelenebilir.


Yeni Türk Ticaret Kanunu Cezalar Tablosu için aşagıdaki linki tıklayınız.


 www.muhasebevergi.com

12 Nis 2012

YENİ TEŞVİK PAKETİ


Yeni açıklanan teşvik paketinin 2009 yılında uygulamaya konulan teşvik paketinin bir üst versiyonu olduğunu görmekteyiz.
Yeni teşvik uygulamaları 1.1.2012 tarihinden itibaren geçerli olacak ve 10 yıllık bir dönemi kapsayacaktır.
Yine bölgesel esaslı hazırlanan teşvik paketine bazı yeni destek unsurları ilave edilmiştir.
Yeni teşvik sistemi şu başlıklar altında toplanmıştır;
1.            Genel Teşvik Sistemi
2.            Bölgesel ve Sektörel Teşvik Sistemi
3.            Büyük Ölçekli Yatırımlar Teşvik Sistemi
4.            Stratejik Yatırımlar Teşvik Sistemi
Her gruba giren yatırımların farklı desteklerden yararlandırılması öngörülmüştür.
Otomotiv, uzay veya savunma sanayine yönelik test merkezleri, rüzgar tüneli, tasarım gibi yatırımlar, belirli büyüklükte ve özellikte belirli ilaç ve savunma sanayi yatırımları, özel sektör tarafından gerçekleştirilecek ilk, orta ve lise eğitim yatırımları, denizyolu ve demiryolu ile yük ve yolcu taşımacılığına yönelik yatırımlar, madencilik yatırımları, Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgelerinde yapılacak turizm yatırımları. Stratejik yatırımlar olarak en geniş kapsamlı desteklerden yararlandırılmaktadır.
Yeni sisteme göre,
·         OSB’lerde yapılacak yatırımlar,
·         Aynı sektörde faaliyet gösteren firmaların birlikte gerçekleştireceği ve faaliyet gösterilen yatırım konusuna dikey veya yatay entegrasyon sağlayacak yatırımlar ve
·         TÜBİTAK tarafından desteklenen Ar-Ge projeleri neticesinde geliştirilen ürünün üretimine yönelik yatırımlar,
yatırımın bulunduğu bölgenin bir alt bölgesine sağlanan destek unsurları ile desteklenecektir.
Örneğin 3. Bölgedeki bir OSB’de yatırım yapan bir yatırımcı, 4. Bölgeye tanınan teşviklerden yararlanacaktır.

 
Türkiye, gelişmişlik düzeyine göre aşağıdaki şekilde 6 bölgeye ayrılmıştır.
1. Bölge2. Bölge3. Bölge4. Bölge5. Bölge6. Bölge
AnkaraAdanaBalıkesirAfyonkarahisarAdıyamanAğrı
AntalyaAydınBilecikAmasyaAksarayArdahan
BursaBoluBurdurArtvinBayburtBatman
EskişehirÇanakkaleGaziantepBartınÇankırıBingöl
İstanbulDenizliKarabükÇorumErzurumBitlis
İzmirEdirneKaramanDüzceGiresunDiyarbakır
KocaeliIspartaManisaElazığGümüşhaneHakkari
MuğlaKayseriMersinErzincanKahramanmaraşIğdır
 KırklareliSamsunHatayKilisKars
 KonyaTrabzonKastamonuNiğdeMardin
 SakaryaUşakKırıkkaleOrduMuş
 TekirdağZonguldakKırşehirOsmaniyeSiirt
 Yalova KütahyaSinopŞanlıurfa
   MalatyaTokatŞırnak
   NevşehirTunceliVan
   RizeYozgat 
   Sivas  
 
Yatırımlara sağlanacak destek unsurları ise şu şekildedir;
1.            Makine ve Techizat Alımlarında KDV İstisnası
Eski uygulamalardan farklı olmayan bu destek ile teşvik belgesi kapsamında makine ve techizat alımlarında KDV istisnası uygulanacaktır.
2.            İthalatta Gümrük Muafiyeti
Tüm Bölgelerde ve tüm sektörlerdeki genel ve bölgesel teşvik belgeli yatırımlar için makine ekipman ithalatlarında gümrük vergisi muafiyeti uygulanacaktır.
3.            Kurumlar Vergisi İndirimi
Yapılacak yatırımlara uygulanacak vergi indirim oranları % 10 ila % 60 arasında değişmektedir.
Vergi indirimi desteği, 2, 3, 4, 5 ve 6. bölgelerde yatırım yapan firmalar için, yatırıma katkı oranının belirli yüzdesine ulaşıncaya kadar yatırım döneminde tüm faaliyetlerinden elde ettiği kazançlara uygulanabilecektir.
Yatırıma katkı oranı, 6. bölgede yatırım yapacak firmalar için yatırımın yüzde 50′sine ulaşmaktadır.
4.            Sigorta Primi İşveren Payı Desteği
Yatırımlara sağlanacak sigorta primi işveren hissesi desteği bölgelere göre 2 ila 10 yıl arasında değişmektedir.
Yeni sistemde, kapsama giren yatırımlar ile tersanelerin gemi inşa yatırımları kapsamında istihdam edilen işçiler için ödenmesi gereken sigorta primi işveren hissesinin asgari ücrete tekabül eden kısmı, devlet tarafından karşılanacaktır.
5.            Kredilerde Faiz Desteği
Bölgelere yapılacak yatırımlar için verilecek faiz desteği oranı TL cinsi kredilerde 3-7 puan arasında, döviz cinsi kredilerde ise 1 ya da 2 puan olarak uygulanacaktır. Destek tutarlarının azami tutarları ise bölgelere göre, 500 bin lira ile 900 bin lira arasında değişmektedir. Stratejik yatırımlarda Yatırım kredileri için 50 milyon liraya ulaşan faiz desteği uygulaması öngörülmektedir.
6.            Yatırım Yeri Arazi Tahsisi
Genel Teşvik uygulaması dışındaki diğer teşvikli yatırımların tamamında Hazine tarafından yer tahsisi yapılabilecektir.
7.            Gelir Vergisi Stopaj Desteği
Sadece 6. Bölgedeki yatırımlar için 10 yıl süreyle çalışanlarla ilgili gelir vergisi stopaj desteği uygulanacaktır.
8.            Fabrika İnşaatlarında KDV İadesi
Sadece stratejik yatırımlarda, asgari 500 milyon tutarındaki yatırımlar için bina ve inşaatta KDV istisnası uygulaması olacaktır.
Özet olarak yararlanılacak destek unsurları yatırım teşvik kapsamına göre şu şekildedir.
 Yatırımın Kapsamı
DESTEKLERGenelBölgeselBüyük ÖlçekliStratejik
KDV İstisnasıXxXX
Gümrük Vergisi MuafiyetiXXXX
Vergi İndirimi XXX
Sigorta Primi İşveren Hissesi Desteği XXX
Yatırım Yeri Tahsisi XXX
Faiz Desteği XXX
Gelir Vergisi Stopajı XXX
KDV İadesi (Bina-İnşaat)   X
 
Uygulamanın detayları için yayınlanacak kararname ve tebliğlere bakmakta fayda vardır.
www.muhasebevergi.com

İzleyiciler