ödeme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ödeme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Eki 2013

İŞ YERİ KİRASI ÖDENMEDİĞİNDE STOPAJ BEYANI NASIL YAPILACAK

İŞ YERİ KİRASI ÖDENMEDİĞİNDE STOPAJ BEYANI?
İşyeri kira ödemelerine ilişkin yapılması gereken gelir vergisi stopajı ; GVK’nın 94’üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan kişiler, gerçek kişilere ait olup iktisadi bir işletmeye dahil olmayan gayrimenkulleri işyeri olarak kiralamaları karşılığında nakden veya hesaben yapacakları ödemelerden anılan maddenin 5’inci bendinin (a) alt bendi hükmü uyarınca ve 2006/11449 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile tespit edildiği üzere %20 oranında gelir vergisi stopajı yapmak durumundadırlar.
Bununla beraber mükellefler çeşitli nedenlerle iş yeri kira ödemesini zamanında yapamayıp bu yükümlülüklerini takip eden dönemlerde yerine getirebilmektedirler.
Konu ile İlgili olarak;
Gelir ve Kurumlar Vergileri Müdürlüğü’nün 27.04.2009 tarih ve 176200-ÖZ/1263-3851 sayılı özelgesinde,
“İlgide kayıtlı e-postanızda, ………. Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün ………. vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuzu Ocak, Şubat ve Mart ayları na ait kiranızı Nisan ayında banka aracılığı ile ödediğinizi, Nisan ayında ödemiş olduğunuz bu üç aylık kira tutarını 01-03/2009 dönemine ait muhtasar beyannamesi ile beyan edip edemeyeceğinizi, ödemiş olduğunuz kirayı gider yazıp yazamayacağınızı ve bundan sonra aylık dönemler halinde ödeyemediğiniz ve üç aylık muhtasar dönemi geçtikten sonra ödeyeceğiniz kiraların nasıl giderleştirileceği, kirayı ödemeden defterinize kaydederek stopajını beyan edip daha sonra kira ödemesi yapıp yapamayacağınız hususunda 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında bilgi verilmesi istenilmektedir.
………
Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre;
- Kiraladığınız işyerine ait herhangi bir kira ödemesi yapılmadığı halde, defterlerinize kira tutarının gider olarak kaydedilmesi, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 96’ncı maddesine göre hesaben ödeme olarak kabul edildiğinden, söz konusu kira tutarları üzerinden 94’üncü madde gereğince gelir vergisi tevkifatı yapılarak bağlı olduğunuz vergi dairesine beyan edilmesi gerekmekte olup, kira borcunun sonradan ödenmesi mümkün bulunmaktadır.
- Öte yandan söz konusu kira bedellerinin nakden veya aynen ödenmemesi ve aynı zamanda defter kayıtlarında da gider olarak yer almaması halinde herhangi bir tevkifat yapılmayacaktır.
- Diğer taraftan gerek nakden veya aynen ve gerekse hesaben yapılan kira ödemelerinde 94’üncü madde gereğince yapılan tevkifatların 98’inci madde uyarınca bağlı olduğunuz vergi dairesine beyan edileceği tabidir.”
Görüleceği üzere vergi idaresi henüz ödenmeyen kira bedelinin gider olarak defterlere kaydedilmesi durumunu hesaben ödeme olarak değerlendirmiş ve bu kapsamda henüz ödenmemiş olsa dahi gider olarak kayıtlara intikal ettirilmiş kira bedeli üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılması ve bunun bağlı olunan vergi dairesine bildirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu kapsamda henüz ödenmeyen kira bedelinin daha sonra ödenip ödenmediğinin gelir vergisi stopajı açısından bir önemi bulunmamaktadır.
SONUÇ:Henüz ödenmeyen (nakden veya aynen) kira bedelinin gider olarak yasal defter kayıtlarına intikal ettirilmediği durumlarda tevkifat yapılmayacak, tevkifat söz konusu kira bedelinin nakden veya hesaben ödendiği dönemde yapılacaktır.

30 May 2012

HACIZ BORCLARI KREDI KARTIYLA ODENEBILECEk


Avukatların hem savunmanlık ücretlerini hem de müvekkillerinin haciz alacaklarını kredi kartıyla tahsil etmelerine vize çıktı. Evi ya da işyerindeki eşyalarının haciz edilmesini istemeyen, ancak nakit parası da olmayanlar borçlarını avukatlara kredi kartıyla ödeyebilecekler, hatta taksit bile yapılabilecek.

Ankara Barosu, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’na başvurarak, avukatların bürolarında sabit, haciz mahallerinde ise seyyar POS cihazı ile tahsilat yapıp yapamayacaklarını sordu.

Baro, bu yöntemle yapılan tahsilatın da mesleki kazançlara dahil edilip edilmeyeceğini ve kredi kartıyla yapılan tahsilatlar için belge düzenlenip düzenlenmeyeceği konusunda görüş istedi.

Cumhuriyet gazetesinden İlhan Taşçı'nın haberine göre, Gelir İdaresi Başkanlığı konuyu hem Gelir Vergisi Yasası yönünden hem de Vergi Usul Yasası bakımından inceledi.

Avukatların POS cihazlarıyla tahsilat yapıp yapmayacakları konusunda vergi mevzuatında bir belirleme yapılmadığı anlatılan yazıda, kredi kartıyla tahsilatların nasıl yapılacağı ve vergilendirileceği şöyle anlatıldı: “Avukatların sabit veya seyyar POS cihazları ile tahsilat yapıp yapamayacakları konusunda vergi mevzuatında bir belirleme yapılmamıştır.

Ancak kullanılması durumunda tahsilat gerçekleşmiş sayılacağından serbest meslek kazancına ilişkin serbest kazanç makbuzu düzenlenmesi zorunludur. Ancak avukatların müvekkillerine ait alacaklarının tahsilini kendilerine ait POS cihazı aracılığıyla yapması durumunda, tahsilatın yalnızca avukatlık ücretine tekabül eden kısmı için serbest meslek makbuzu düzenlenmesi gerekmektedir.

Diğer tahsilatlar avukatlık faaliyeti kapsamında olmadığı için serbest meslek makbuzu düzenlenmesine gerek bulunmaktadır. Alacakların tahsilinin avukatlara ait POS cihazı aracılığıyla yapılması nedeniyle avukatlarca komisyon vb. adlar altında ayrıca bir bedel tahsil edilmesi durumunda, bunların serbest meslek kazancına dahil kısmı için de serbest meslek makbuzu tanzim edilecektir.” Gelir İdaresi Başkanlığı’nın bu değerlendirmesiyle avukatların sabit ve seyyar POS cihazı kullanmalarının önü açılmış oldu.

Kaynak : http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/20632143.asp
Haciz işlemi POS cihazı ile yapılabilecek

16 May 2012

Emekliler, ev hanımları, işsizler ve engelliler ödedikleri emlak vergisini nasıl geri alabilirler?



DÜNKÜ yazımızda; emekliler, ev hanımları, işsizler ve engellilerin, hangi koşullara emlak vergisi ödemeyeceğini açıklamıştık. Hemen ardından da bu avantajdan yararlanacak olanların, nereye ve nasıl bildirimde bulunacaklarını belirtmiştik. Çok kişi vergi konularını yeterince bilmediğinden, belediyeler de vatandaşları “böyle bir yasal hakkınız var” diye bilgilendirmediğinden, yüz binlerce hatta milyonlarca emekli, ev hanımı, işsiz ve engelli, bu avantajdan yararlanamıyorlar. 

FARKLI UYGULAMALAR 
Bu kesimin bir bölümü, kendilerine yasalarla tanınan sıfır oranlı emlak vergisinden yararlandırılmıyorlar.
Oysa bırakın yararlandırmayı, haksız yere daha önce tahsil ettikleri emlak vergisini de iade etmeleri gerekiyor. Emekli, ev hanımı ya da işsiz vatandaş, belediyeye gittiğinde “Yok böyle şey” diye savuşturuluyorlar. Ellerindeki gazete yazısını gösterenlere, “o yazı yanlış” diyorlar. Bu kez okuyucu bize yazıyor; “Hocam, falanca belediye sizin yazıya yanlış diyor. Ne yapalım?” Hani Anadolu’da “hem suçlu hem güçlü” diye bir söz var ya aynen öyle.. Hem mevzuatı bilmiyorlar, hem de doğru yazıya “yanlış” diyorlar!..

KİME İNANMAK GEREKİYOR? 
Ortada bir yasa maddesi, bir tebliğ ve Maliye Bakanlığı’nın bir özelgesi varsa, bunlara itibar etmek gerekiyor. Olayımızda da bunların hepsi var. Sözü uzatmadan sıralayalım. 1) Emlak Vergisi Kanun madde 8: Olayın yasal dayanağını açıklayan bu maddeye göre; a) Hiç bir geliri olmayanlar (işsizler ve ev hanımları) ile geliri kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunan emekliler ve (geliri olsa bile) engelliler, b) Türkiye sınırları içinde brüt 200 m2’yi geçmeyen tek meskene sahip olmaları halinde, bu meskenleri için sıfır oranlı vergi öderler. 2) 38 Seri No.lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği: Sıfır oranlı emlak vergisi uygulama esaslarını açıklayan tebliğ. 3) Maliye Bakanlığı’nın 11 Nisan 2011 tarih 006.01-258 sayılı Özelgesi: Bu özelge ile indirimli bina vergisi oranından ararlanabilmek için verilecek bildirimde bir süre belirlenmediği ve söz konusu uygulamadan, “düzeltme zamanaşımı süresi” göz önünde bulundurulmak suretiyle, geçmişe yönelik olarak yararlanılmasının mümkün olduğu açıklanıyor. Bazı belediyeler, emeklilere ve ev hanımlarına “Eşinizin geliri var, ararlanamazsınız” diyorlar. Oysa Maliye Bakanlığı, 12 Nisan 2011 Tarih ve EVK-2010-5-30 sayılı özelgesi ile “Eş ve çocuğun gelir veya meskene sahip olmasının, sıfır oranlı emlak vergisine engel teşkil etmediğini” açıkladı.
NE YAPMAK GEREKİYOR? 
Yukarıdaki açıklamalardan ve dayanağı olan yasa maddesi, genel tebliğ ve özelgelerden de fark edileceği gibi, konu çok açık ve net. Emeklilerin 38 No.lu, ev hanımları ve işsizlerin de 44 No.lu Emlak Vergisi Tebliği’nde yer alan, bir örneğini de belediyelerden ücretsiz alabilecekleri formları doldurup ilgili belediyeye vermeleri gerekiyor. Hemen ardından da ilgili belediyeden düzeltme yoluyla 2007, 2008, 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ait ödedikleri emlak vergisinin iadesini talep etmeleri gerekiyor.
Belediyeler, bu iadeleri yapmak zorundalar. Çünkü ilgili yasa ve tebliğlerde ve bu işin patronu olan Maliye’nin özelgesinde “vergileri iade edeceksin” deniliyor.. Yeni alınan evin 5 yıllık vergi muafiyeti var KONUT olarak kullanılan bina veya apartman dairelerinin, emlak vergisi değerinin 1/4’ü, inşaatlarının sona erdiği yılı izleyen yıldan itibaren 5 yıl süre ile emlak vergisinden muaf oluyor (Emlak Vergisi Kanunu, Md.5). Bu binaların el değiştirmesi halinde, yukarıdaki muaflık kalan süre için de uygulanır. ÖRNEK: Ahmet Bey, 2008 yılında inşaatı biten daireyi aynı yıl satın almış, 2011 yılında da Mehmet Bey’e satmıştır. Bu durumda, - Ahmet Bey için 2009, 2010 ve 2011 yıllarında evin emlak vergisi değerinin 1/4’ü emlak vergisinden muaf olacak. - Mehmet Bey ise 2012 ve 2013 yıllarında, 1/4’lük muafiyetten yararlanabilecektir.
GEÇMİŞ YILLARIN EMLAK VERGİSİ 
Satın alınan gayrimenkulün emlak vergisi borçlarından, satıcı sorumlu olduğu gibi alıcı da sorumlu oluyor (Emlak Vergisi Kanunu Md. 30/son). O nedenle gayrimenkul alırken, emlak vergisi borcu olup olmadığını araştırmakta fayda var. Ayrıca, gayrimenkulün satıldığı yıla ait emlak vergisini satıcının ödemesi gerekiyor. Alıcının mükellefiyeti, bir sonraki yıl başlıyor. Gayrimenkulün değeri ile kira geliri ilişkisi
KİRAYA verilen konut veya işyerinin, “emlak vergisi değeri” ile “beyan edilecek kira tutarı” arasında bir ilişki var. Gelir Vergisi Kanunu’nun 73. maddesine göre, kiraya verilen gayrimenkuller örneğin konut ve dükkanlar için beyan edilmesi gereken en az kira “emsal kira bedeli” kadar olacak. Emsal kira bedeli ise, kiraya verilen gayrimenkulün emsal kira bedelinin yüzde 5’i oluyor. Bu tutarın altında kira beyan edilmesi durumunda, gayrimenkulün emlak vergisi değerinin yüzde 5’i üzerinden, “beyanı gereken kira tutarı” hesaplanıyor. Konutlarda; anne-baba, kardeş, çocuk ve toruna bedelsiz kiralama veya düşük bedelle kiralama mümkün. Ancak kayınvalide, kayınpeder, amca, dayı, teyze, hala, görümce, baldız, bacanak gibi yakınlara veya arkadaşlara bedelsiz ya da düşük bedelle kiralama kabul edilmiyor. Bunlar için emlak vergisi değerinin yüzde 5’i oranında kira beyanı isteniyor. Ancak kiralanan gayrimenkulün işyeri olması durumunda, bedelsiz veya düşük bedelle kiralama hiç kimse için kabul edilmiyor (Emsal kira bedeli konusunda ayrıntılı açıklama ve örnek uygulamalar için 9 Mart 2012 tarihli yazımıza da bakılabilir).
DEVRE MÜLKLERİN EMLAK VERGİSİ 
Devre mülklerin emlak vergileri de ödenmek zorunda. Örneğin 15 günlük bir devre mülk için hisse oranı 1/24 olacağından, emlak vergisinin hisseye isabet eden kısmı ödenmek durumunda. Emeklinin yazlık evinin emlak vergisi EMEKLİ, ev hanımı veya işsizlerin, yazlık evleri, dağ evleri veya ara sıra dinlenmek amacıyla gittikleri diğer evlerin emlak vergisi özellik taşıyor. Ara sıra örneğin birkaç hafta veya birkaç aylığına dinlenmek amacıyla gidilen bu evler, indirimli yani “sıfır oranlı” emlak vergisinden yararlandırılmıyor. Ancak bu evlerde yaz-kış sürekli oturulması durumunda, sıfır oranlı emlak vergisinden yararlanılabiliyor.

Şükrü KIZILOT - HÜRRİYET

7 Mar 2012

KREDİ KARTI AİDATI


Kredi kartı aidatlarını kesinlikle ödemeyin


Kredi kartı aidatlarını kesinlikle ödemeyin
Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu Başkanı Tevfik Bilgin, bir seminerde öyle açıklamalar yapmış ki…
- Kredi kartını düzenli ödeyen bir müşteri, banka için iyi müşteri değildir! Bankalar kredi kartı borcunu düzenli ödeyen vatandaştan hiçbir şey kazanmıyor. Kredi kartının basımından dağıtımına çok fazla maliyeti var.
Türkiye’de herkes kredi kartını düzenli ödese, bankalar bir ay sonra kredi kartlarını iptal eder. Bankalar kazanamadığı bir işi niye yapsın?
.
Vah vah, bankalara yardım için mendil açalım öyleyse. Tevfik Bilgin, bankaların yayınladıkları karlılıklarını gösteren bilançoları görmüyor mu acaba? Allah gözlerini doyursun, hepsi milyonlar, milyarlar kazanıyorlar. Kredi kartlarından zarar ediyorlarsa, hala her sokak başında zorla kart vermek için insanları neden taciz ediyorlar?
.
Yargıtay, kredi kartı aidatları konusunda harika bir karara imza attı. Kart sahipleri ödedikleri aidatları, bankalardan 10 yıl geriye dönük olarak talep edebilecekler. Tüketici Hakları Dernekleri, bu konuda vatandaşlara yol göstermeye hazır. Ama Türkiye Bankalar Birliği, “10 yıl yanlış anlaşıldı” diyerek yargı kararını adeta hiçe saydı. Kararının, kredi kartı ücretlerinin yasal dayanağı bulunmadığı yorumu geçersizmiş! Hatta tam tersine Yargıtay’ın, “Kredi kartı yıllık ücreti taraflar arasında sözleşmeyle belirlenir” hükmü varmış.
NALINCI KESERİ
Kredi Kartları Kanunu’na göre, kart sahibiyle yapılan sözleşmede “X tutarında kart aidatı alınır” ifadesi yer almasa bile, banka tarafından müşteriye gönderilen kredi kartı ekstresinde, “Şu tarihten itibaren yıllık x tutarında kart aidatı alınacaktır” bilgilendirmesi varsa, müşteri buna rağmen kartını kullanmayı sürdürmüşse, kart aidatını vermek zorundaymış.
.
Şimdi de kart sahiplerine bir güzel haber vereyim. Yargıtay, “Madem aidat ödemiyorsun, o halde kredi kartını kapattım” diyen bankayı mahkum etti. Tüketiciler Birliği Onur Kurulu Başkanı Aydın Ağaoğlu, verdiği hukuk mücadelesiyle yargının emsal teşkil edecek bir karar almasına zemin hazırladı.
- 2009 yılında kartımda 55 lira aidat bulunduğunu öğrenince itiraz ettim ama, banka olumsuz cevap verdi. Başvurduğum Tüketici Sorunları Hakem Heyeti, paranın iadesini isteyince banka buna uydu, bu defa da kartımı kapattı. Hakem Heyeti, ikinci başvurum üzerine bankadan kartımın kullanıma açılmasını istedi, banka buna itiraz etti.
 OH OLSUN
Olay mahkemeye intikal edince, kartın kullanıma açılması kararı çıkmış. Aydın Ağaoğlu, kartı vermemekte ısrar eden bankaya bu kez manevi tazminat davası açmış.
.
- İstanbul 2. Tüketici Mahkemesi, bankayı bin lira manevi tazminat ödemeye mahkum etti. Banka davayı temyize götürdü ama, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi kararı onadı. Kredi kartı verdiği müşterisiyle inatlaşan banka, faiz, avukat ve icra masraflarıyla toplam 2 bin 41 lira ödemek zorunda kaldı.
Haraçtan farksız kredi kartı aidatı isteyen bankalarla sonuna dek uğraşın. Siz haklı çıkacaksınız. Yararlı bir not daha; konut kredisi kullananlar da bankalara ödedikleri dosya masrafı ve ekspertiz ücretlerini geri alabiliyor. Bu karardan, otomobil kredisi kullananların da yararlanmaları lazım.
KILÇIK
İnsanlar, haklarını aradıkları ölçüde uygardırlar.
AHMET YAZICIOĞLU / YENİ ASIR
http://habermuhasebe.com 

İzleyiciler