11 Eki 2013

MALULİYET TESPİTİ İŞLEMLERİ


 Maluliyet tespiti işlemleri ile ilgili gerekli olan güncel bilgiler bu tebliğde ayrıntıları ile yer almaktadır.
Tebliğ yayınlanma tarihi : 8 EKİM 2013

T.C
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü

Sayı : 56766929-113/1150
Konu : Maluliyet tespiti işlemleri
 
GENELGE (2013/34) 
5510 sayılı “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası” Kanunu’na dayalı olarak
yürürlükte olan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” 03/08/2013 tarihli ve 28727 sayılı
Resmi Gazete’ de yayımlanmış olup, 01/09/2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. Yeni
yönetmelik ile birlikte; 2011/49 sayılı Genelge çerçevesinde iş kazası ve meslek hastalığına
ilişkin hususlar devam etmekte olup, çalışma gücü kaybı tespitine ilişkin hususlar yeniden
düzenlemiştir. Yeni yönetmeliğe bağlı olarak değiştirilen Genelge hükümleri aşağıda yer
almaktadır.
1- SİGORTALILARIN MALULİYET TESPİTİ 
1.1. Sevk İşlemleri 
 Sigortalıların malul oldukları iddiası ile müracaatları üzerine, sosyal sigortalar
yönünden istenilen şartlara haiz olanlar, ikamet ettikleri illerde bulunan Sağlık Bakanlığı’na
bağlı eğitim ve araştırma hastaneleri, devlet üniversite hastaneleri, Türk Silahlı Kuvvetlerine
bağlı eğitim ve araştırma hastanelerinden herhangi birine, bunların hiçbirinin bulunmaması
halinde il merkezlerinde bulunan sağlık kurulu raporu düzenlemeye yetkili Sağlık
Bakanlığı’na bağlı devlet hastanelerine sevk edilir.
 Ancak belgelenmek kaydıyla sigortalıların hastalıklarından dolayı takip ve tedavilerinin
yapıldıkları yerler Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, devlet üniversite
hastaneleri ve Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı eğitim ve araştırma hastanelerinden biri ise
öncelikle bu hastanelere sevki yapılır.
 Yine belgelenmek kaydıyla; sigortalının herhangi bir devlet hastanesi veya Kurumca
yetkilendirilmiş hastaneler dışında kalan yataklı sağlık hizmet sunucularının yoğun bakımında
tedavisi devam etmekte ve başka bir hastaneye nakli hayati risk taşımakta ise; bu hastanelere
sevk edilir ve söz konusu hastanelerce düzenlenen sağlık kurulu raporları Kurum sağlık
kurullarınca değerlendirmeye alınır.
 Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılan
kamu görevlileri hakkında herhangi bir nedenle doğrudan kendilerinin veya kurumlarının
müracaat ve sevkleri üzerine düzenlenmiş sağlık kurulu raporlarının değerlendirmeye
alınmasında, sigortalıların yetkili hastanelere Kurumca sevk edilmiş olma şartı aranmaz.
Yine, personel kanunlarına tabi olanların hastalıklarının kanunlarında tayin edilen sürelerden
fazla devam edip etmediğinin tespitine ilişkin olarak, Kurumca yetkilendirilmiş sağlık hizmeti
sunucuları tarafından düzenlenmiş raporların incelenmesinde de sevk şartı aranmaksızın kamu
görevlilerinin maluliyet tespit işlemi Kurum sağlık kurulunca yapılır.
 Kanunun Geçici 18 inci maddesinde sayılanlardan Primsiz Aylıklar kapsamında
bulunanların, maluliyet tespit işlemlerinde esas alınmak üzere ve yukarıdaki esaslar dahilinde Adres : Ziya Bey Cad. No: 6 Balgat/ANKARA Ayrıntılı Bilgi: Uzm.Dr. Naim ATA Dai. Bşk. 
Tel : (0312) 207 81 38 Faks: (0312) 207 81 89 e-posta: gssmaluliyet@sgk.gov.tr Elektronik Ağ: .www.sgk.gov.tr 2 
doğrudan kendilerinin veya er, erbaş ve yedek subay okulu öğrencilerinin Milli Savunma
Bakanlığı veya askerlik şubelerince sevkleri üzerine askeri hastanelerce, diğerlerinin ise
valiliklerce askeri veya sivil hastanelerce düzenlenmiş sağlık kurulu raporlarının
değerlendirmeye alınmasında, yetkili hastanelere Kurumca sevk edilmiş olma şartı aranmaz.
 Türkiye ile sosyal güvenlik sözleşmesi bulunan ülkelerde çalışan müşterek sigortalıların
maluliyet değerlendirmelerinde, akit ülkenin resmi sigorta kurumunun belirlediği sağlık
hizmeti sunucusu tarafından düzenlenen raporlar maluliyet değerlendirmelerinde esas alınır.
1.2. Sağlık Kurulu Raporları 
 Sigortalı ve hak sahiplerinin mağduriyetinin önüne geçilmesi ve bürokrasinin
azaltılması maksadı ile sosyal güvenlik il müdürlükleri/sosyal güvenlik merkezlerince
maluliyet tespiti işlemleri yönetmeliğinin 6 ncı maddesinde belirtilen hususların eksiksiz
olarak uygulanması sağlanır. Bu maddede yer alan hususlara ilişkin Sosyal Güvenlik İl
Müdürlükleri/Sosyal Güvenlik Merkezleri/Bölge Sağlık Kurulları tarafından yetkilendirilmiş
sağlık hizmeti sunucularına gerekli bilgilendirmeler yapılır.
1.3. Maluliyet Tespitine İlişkin Dosyada Bulunması Gereken Belgeler 
Kurum sağlık kurullarına gönderilen dosyalarda bulunması gereken belgeler aşağıda
belirtilmiştir:
a) Maluliyet tespit talebine ilişkin dilekçe veya 4/1-(c) kapsamındaki sigortalılar için
bu tespitin yapılmasını talep eden kurum yazısı,
b) Maluliyet değerlendirmesinde esas alınacak ilk işe giriş tarihini gösterir onaylı
belge,
c) İlk işe giriş sağlık raporu (bulunmadığı durumlarda bu raporun olmadığına dair
sigortalı beyanı bulunacak veya dosyanın gönderilişine ait üst yazıya not düşülecektir),
ç) Erkek sigortalıların sevk ve terhis tarihlerini gösterir askerlik terhis belgesi,
askerlikten muaf tutulmuş ise bununla ilgili ayrıntılı muayene bulgularını içeren askerliğe
elverişli olmadıklarına ilişkin rapor,
d) Maluliyete sebep olduğu ileri sürülen hastalık ile ilgili daha önce başvurulan sağlık
kuruluşlarından temin edilmiş rapor, tıbbi belge ve epikrizler,
e) Sigortalının maluliyetine ilişkin, daha önce tespit edilmiş herhangi bir karar veya
kararlar mevcut ise bu karar veya kararlar ile dayanağı sağlık kurulu raporu ve belgeler,
f) Sevk sonucu usulüne uygun olarak düzenlenmiş sağlık kurulu raporunun aslı ve
dayanağı tıbbi belgeler.
Yukarıda sayılan belgeleri içerir dosya, Ek- 1’de yer alan “Maluliyet Dosyasına Ait
Kontrol Listesi’ne göre, yetkili personel tarafından kontrol edildikten sonra imzalanır, dizi
pusulası ile birlikte ilgili Kurum sağlık kuruluna gönderilir.
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılar ile
Geçici 18 inci maddesinde sayılanlardan primsiz aylıklar kapsamında bulunanların yapılacak 
maluliyet tespit işlemlerine esas olmak üzere ayrıca bir maluliyet dosyası oluşturulmaz. Bu
kapsamdaki sigortalıların işlemlerinin yürütüldüğü tahsis dosyaları aynı zamanda ilgililerin
maluliyet dosyası olarak esas alınır.
1.4. Dosyaların Gönderildiği Üst Yazıda Bulunması Gereken Bilgiler 
 Dosyaların gönderilişine ilişkin üst yazıda bulunması gereken bilgiler aşağıda
belirtilmiştir:
Talep edilen tespite esas kanun maddesi (Örneğin 5510 sayılı Kanun’un 25 inci
maddesi veya 28 inci maddesi gibi,
a) Maluliyet değerlendirmesine esas ilk işe giriş tarihi, Adres : Ziya Bey Cad. No: 6 Balgat/ANKARA Ayrıntılı Bilgi: Uzm.Dr. Naim ATA Dai. Bşk. 
Tel : (0312) 207 81 38 Faks: (0312) 207 81 89 e-posta: gssmaluliyet@sgk.gov.tr Elektronik Ağ: .www.sgk.gov.tr 3 
b) Dosyada bulunan Kurum sevkine istinaden düzenlenmiş sağlık kurulu raporlarının
tarih ve sayıları,
c) Kadın sigortalıların soyadı değişikliklerinin nedeni,
ç) Sigortalının birden fazla sicil numarası olması halinde geçerli sicil numarası tespit
edilir. Farklı sicil numaralarına göre düzenlenmiş rapor ve belgelerin bulunması durumunda
bu belgelerin sigortalıya ait olduğu belirlenir.
1.5. Hizmet Borçlanmalarında Maluliyete Esas İlk İşe Giriş Tarihinin Tespiti 
1.5.1. Kanunun 41 inci Maddesine Göre Hizmet Borçlanması Yapmış Sigortalılar 
 Kurumca yayımlanan 22/07/2011 tarihli ve 2011/58 sayılı Genelge gereği; Kanunun
41 inci maddesine göre hizmet borçlanması yapmış sigortalının Kanunun 25 inci maddesine
göre malullük durumu incelenirken, söz konusu borçlanmalar dikkate alınarak tespit edilen
sigortalılık başlangıç tarihi yerine, sigortalı adına ilk defa malullük, yaşlılık ve ölüm
sigortaları primi bildirilen tarih esas alınır. Kurum sağlık kurullarına sigortalılık başlangıç
tarihi olarak bu tarih bildirilir.

1.5.2. Yurtdışı Borçlanması Yapmış Sigortalılar 
 Kurumca yayımlanan 08/06/2011 tarihli ve 2011/48 sayılı Genelge gereği; yurtdışı
borçlanmasından sonra malullük aylığı bağlanması talebinde bulunan sigortalıların Kurum
sağlık kurullarınca 5510 sayılı Kanunun 25 inci maddesine göre ilk defa çalışmaya başladığı
tarihte malullük durumu incelenirken;
a) Türkiye'de çalışması bulunmayanların sigortalılık süresinin başlangıç tarihi borcun
en son ödendiği tarihten borçlanılan toplam gün sayısı kadar geriye götürülerek belirlenen,
b) Türkiye'de çalışması bulunanlardan Türkiye'deki sigortalılığın başlangıç tarihinden
önceki süreler borçlanılmış ise; sigortalılığın başlangıç tarihi borçlanılan gün sayısı kadar
geriye götürülerek bulunan,
tarih, ülkemizde ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir. Bu tarih maluliyete esas tıbbi belgelerin
sağlık kurullarına gönderilmesi sırasında ilk işe giriş tarihi olarak bildirilir.
2-SİGORTALILARIN VEYA GENEL SAĞLIK SİGORTALILARININ HAK 
SAHİBİ VEYA BAKMAKLA YÜKÜMLÜ OLDUĞU ÇOCUKLARININ MALULİYET 
TESPİTİ 
2.1. Sağlık Kurulu Raporları 
 Hak sahibi veya bakmakla yükümlü olunan çocuklar hakkında Kurumca
yetkilendirilmiş sağlık hizmeti sunucusu tarafından düzenlenmiş sağlık kurulu raporu
değerlendirilmek üzere Kurum sağlık kuruluna gönderilir.
2.2. Maluliyet Tespitine İlişkin Dosyada Bulunması Gereken Belgeler 
 Kurum sağlık kurullarına gönderilen, sigortalı veya genel sağlık sigortalısının hak
sahibi/bakmakla yükümlü olduğu çocuklarının dosyalarında bulunması gereken belgeler
aşağıda belirtilmiştir:
a) Maluliyet tespit talebine ilişkin dilekçe,
b) Vukuatlı nüfus kayıt örneği,
c) Sevk sonucu usulüne uygun olarak düzenlenmiş sağlık kurulu raporu ve dayanağı
tıbbi belgeler,
ç) Maluliyete sebep olduğu ileri sürülen hastalık ile ilgili daha önce başvurulan sağlık
kuruluşlarından temin edilmiş rapor, tıbbi belge ve epikrizler.
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalı veya
hak sahipleri ile Geçici 18 inci maddesinde sayılanlardan primsiz aylıklar kapsamında Adres : Ziya Bey Cad. No: 6 Balgat/ANKARA Ayrıntılı Bilgi: Uzm.Dr. Naim ATA Dai. Bşk. 
Tel : (0312) 207 81 38 Faks: (0312) 207 81 89 e-posta: gssmaluliyet@sgk.gov.tr Elektronik Ağ: .www.sgk.gov.tr 4 
bulunanların hak sahiplerinin yapılacak maluliyet tespit işlemlerine esas olmak üzere ayrıca
bir maluliyet dosyası oluşturulmaz. Bu kapsamdaki sigortalı hak sahiplerinin işlemlerinin
yürütüldüğü emeklilik dosyaları aynı zamanda ilgililerin maluliyet dosyası olarak esas alınır.
2.3. Bakmakla Yükümlü Olunan Çocuklara İlişkin İşlemler 
 Malul olduğu iddiası ile sağlık sigortalarından yararlanma talebinde bulunan sigortalı
veya genel sağlık sigortalısı çocuğunun, talep tarihinden önceki bir yıl içerisinde Kurumca
yetkilendirilmiş sağlık hizmeti sunucularınca düzenlenmiş sağlık kurulu raporunun mevcut
olması halinde hastaneye sevk işlemi yapılmadan mevcut raporu değerlendirilmek üzere
gerekli belgelerle birlikte Kurum sağlık kuruluna gönderilir.
 Kurumca yetkilendirilmiş sağlık hizmeti sunucularınca düzenlenmiş sağlık kurulu
raporu tarihinin bir yılı geçmiş olması veya söz konusu hastanelerce düzenlenmiş sağlık
kurulu raporunun bulunmaması durumlarında, sevk işlemi yapılarak yeni alınacak sağlık
kurulu raporu ve gerekli belgeler değerlendirilmek üzere Kurum sağlık kuruluna gönderilir.
 Bilindiği üzere, Kurum sağlık kurullarınca yapılan maluliyet tespitlerinde; Kurumca
yetkilendirilmiş sağlık hizmeti sunucuları tarafından düzenlenmiş sağlık kurulu raporundaki
bulgular esas alınmakta olup, kurul kararlarında rapor tarihine göre malul oldukları
belirtilmektedir. Ancak, söz konusu çocukların rapor tarihinden önceki herhangi bir tarihte de
(çocuğun 18 yaşını doldurduğu, vb.) malul olup olmadıklarının tespitinin istenmesi halinde;
tespit istenen tarih ve gerekçesi, gönderilen dosyanın üst yazısında mutlaka belirtilir.
2.4. Hak Sahibi Çocuklara İlişkin İşlemler 
2013/26 sayılı Genelge’ de belirtildiği üzere, gerek 5510 sayılı Kanunda gerekse bu
Kanunda geçen mülga kanunlarda, malul çocuklara ölüm aylığı veya geliri bağlanabilmesi
için ilgili kanunlarda aranan diğer şartlar hariç olmak kaydıyla;
- 2008/Ekim ayından sonra vefat eden sigortalıların hak sahibi malul çocuklarının, 
5510 sayılı Kanun hükümleri gereğince, Kurum Sağlık Kurulu kararı ile çalışma
gücünü en az % 60 oranında kaybetmesi,
-2008/Ekim ayından önce vefat eden sigortalıların hak sahibi malul çocuklarının ise 
çalışamayacak derecede malul olması, 
gerekmektedir.
Mevcut uygulamada ölen sigortalının sağlığında bakmakla yükümlü olduğu malul 
çocuğu hakkında Kurum sağlık kurulunca verilen malullük kararına esas rapor tarihi ile ölüm 
aylığı talep tarihi arasında; 
- 1 yıldan az sürenin geçmiş olması durumunda, hak sahibi çocuğun malullük
durumunun tespiti için hastaneye sevk işlemi yapılmamakta ve mevcut raporu,
- 1 yıldan fazla bir süre geçmiş ise, hak sahibi çocuğun sevk işlemi yapılarak, yeni
alınacak sağlık kurulu raporu,
değerlendirilmek üzere Kurum Sağlık Kuruluna gönderilmekte idi.
Söz konusu uygulama aşağıda belirtildiği şekilde değiştirilmiştir. 
Sigortalının sağlığında bakmakla yükümlü olduğu malul çocuğu hakkında verilen 
Kurum sağlık kurulu kararında kontrol muayenesi istenmemiş ise, sigortalının ölümü ile 
malul çocuğun ölüm gelir/aylığı talebinde bulunması halinde, rapor tarihine bakılmaksızın 
mevcut sağlık kurulu raporu aylık bağlama işlemlerinde dikkate alınır ve malul çocuklardan 
yeni bir rapor istenmez. 
Malul çocukların Kurumca belirlenen kontrol muayene tarihi bulunup bulunmadığının
tespiti 2013/26 sayılı Genelge’ de belirtildiği üzere, Sağlık Provizyon Aktivasyon Sistemi
“Süreli Kayıt Sorgulama” menüsünden yapılır. Kontrol muayene tarihinin bulunması halinde
bu tarih sisteme işlenir ve o tarihte kontrol muayenesine gönderilir. Adres : Ziya Bey Cad. No: 6 Balgat/ANKARA Ayrıntılı Bilgi: Uzm.Dr. Naim ATA Dai. Bşk. 
Tel : (0312) 207 81 38 Faks: (0312) 207 81 89 e-posta: gssmaluliyet@sgk.gov.tr Elektronik Ağ: .www.sgk.gov.tr 5 
Diğer taraftan, ölüm aylığı talep tarihinde haklarında Kurum sağlık kurulunca alınmış
malullük kararı bulunmayan çocuklardan, talep tarihinden önceki bir yıl içinde Kurumca
yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları tarafından düzenlenmiş sağlık kurulu raporu olanların
bu raporları, hastaneye sevk işlemi yapılmadan değerlendirilmek üzere gerekli belgelerle
birlikte Kurum sağlık kuruluna gönderilir.
 Kurumca yetkilendirilmiş sağlık hizmeti sunucularınca düzenlenmiş sağlık kurulu
rapor tarihinin bir yılı geçmiş olması veya söz konusu hastanelerce düzenlenmiş sağlık kurulu
raporunun bulunmaması durumlarında, sevk işlemi yapılarak yeni alınacak sağlık kurulu
raporu ve gerekli belgeler değerlendirilmek üzere Kurum Sağlık Kuruluna gönderilir.
 Kurum sağlık kurullarınca yapılan maluliyet tespitlerinde Kurumca yetkilendirilmiş
sağlık hizmeti sunucuları tarafından düzenlenmiş sağlık kurulu rapor bulguları esas alınmakta
olup, kurul kararlarında rapor tarihine göre malul oldukları belirtilmektedir. Ancak, söz
konusu çocukların rapor tarihinden önceki herhangi bir tarihte de (sigortalının ölüm tarihi,
çocuğun 18 yaşını doldurduğu, vb.) malul olup olmadıklarının tespitinin istenmesi halinde;
tespit istenen tarih ve gerekçesi gönderilen dosyanın üst yazısında mutlaka belirtilir.

2.5. Farklı Sigortalılıklardan Kaynaklanan Maluliyet Talebi 
Kanunun 25 inci maddesine göre yapılan değerlendirme sonucunda, ilk defa işe girdiği
tarihte malul olduğunun anlaşılması nedeniyle, malullük aylığı bağlanamayan sigortalıların
anne/babasından dolayı hak sahibi olarak yetim aylığı bağlanması talebinde bulunmaları
halinde buna göre oluşturulacak dosya ile birlikte kendi sigortalılıklarından dolayı alınan
kararlar, buna esas sağlık kurulu raporları ve diğer belgeleri içerir dosya Kurum sağlık
kuruluna gönderilir.
3- YAŞLILIK SİGORTASI KAPSAMINDA MALULİYET TESPİTİ 
İŞLEMLERİ 
3.1. Kanunun 28 inci Maddesinin Dördüncü Fıkrasının Uygulanması
Kanunun 25 inci maddesi gereğince yapılan değerlendirme sonucunda, Kurum sağlık
kurullarınca haklarında “çalışma gücünün en az % 60’ını kaybettiği/vazifesini yapamayacak
derecede meslekte kazanma gücünü kaybettiği anlaşılmış ise de; sigortalı olarak ilk defa
çalışmaya başladığı tarihte maluliyetini gerektirecek düzeyde bir hastalığı bulunduğu tespit
edildiğinden söz konusu maddenin ikinci fıkrasına göre malullük aylığından
yararlanamayacağı” kararı verilen sigortalıların çalışma gücü kayıp oranları % 60 ve
üzerindedir.
Kanunun 28 inci maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen sigorta şartlarını haiz olan
sigortalıların, bu maddeye göre aylık bağlanması taleplerinde aynı maddeye göre ayrıca oran
tespiti istenmez.
3.1.1. 4/1 (a) Kapsamındaki Sigortalılar 
Kanunun geçici 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına göre; 4/1(a) kapsamında olup bu
Kanunun yürürlük tarihinden önce sigortalı olanlar hakkında “ilk defa çalışmaya başladığı
tarihte 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 53 üncü maddesine göre malul
sayılmayı gerektirecek derecede hastalık veya arızası bulunduğuna ve bu nedenle malullük
aylığından yararlanamayacağına” karar verilmesi halinde, Kanunun 28 inci maddesinin
dördüncü fıkrası uygulanmaz.
3.1.2. 4/1 (b) Kapsamındaki Sigortalılar 
Daha önce haklarında mülga kanun hükümlerine göre “sigortalı olarak ilk defa
çalışmaya başladığı tarihte maluliyetini gerektirecek derecede hastalık bulunduğu tespit Adres : Ziya Bey Cad. No: 6 Balgat/ANKARA Ayrıntılı Bilgi: Uzm.Dr. Naim ATA Dai. Bşk. 
Tel : (0312) 207 81 38 Faks: (0312) 207 81 89 e-posta: gssmaluliyet@sgk.gov.tr Elektronik Ağ: .www.sgk.gov.tr 6 
edilen” 4/1(b) kapsamındaki sigortalıların Kanunun 28 inci maddesinin dördüncü fıkrasına
göre aylık bağlanması talebinde bulunmaları halinde, öncelikle Kanunun 25 inci maddesine
göre maluliyet değerlendirmesi yapılır.
Buna göre, “çalışma gücünün en az % 60’ını kaybettiği anlaşılan, ancak sigortalı
olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihte maluliyetini gerektirecek derecede hastalık veya
özrü bulunması nedeniyle malullük aylığından yararlanamayacağı” kararı verilen sigortalılar
hakkında yaşlılık sigortası kapsamındaki işlemlerde, Kanunun 28 inci maddesinin dördüncü
fıkrasına göre oran tespiti istenilmez.

3.1.3. 4/1- (c) Kapsamındaki Sigortalılar 
5434 sayılı Kanunun mülga 44 üncü maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında, Emekli
Sandığı’na (devredilen) tabi göreve atandıkları tarihten önce malul sayılmayı gerektiren
hastalık veya engeli olduğu belirlenen kamu görevlilerinden, bu hastalık veya engelleri
sebebiyle malullüğe ilişkin hükümlerden yararlanamayanların, Kanunun geçici 4 üncü
maddesinin altıncı fıkrasından yararlandırılma talepleri halinde, raporları söz konusu hastalık
veya engelin doğuştan olup olmadığı ile en az % 40 oranında bir engeli içerip içermediğinin
tespiti amacıyla ayrıca Kurum Sağlık Kurulunca incelemeye tabi tutulur.
3.2. Kanunun 28 inci Maddesinin Beşinci Fıkrasına Göre Tespit İşlemleri
Kanunun 28 inci maddesinin beşinci fıkrasına göre talepte bulunan sigortalıların, aynı
fıkrada belirtilen sigortalılık şartlarını haiz olmaları halinde yaşlılık aylığı bağlanmasına esas
çalışma gücü kaybı oranı 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan
“Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları
Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre tespit edilir.
Kanunun geçici 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasına göre; 4/1(a) kapsamında olup
5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce sigortalı olanlardan, bu Kanunun yürürlük
tarihinden önce veya sonra sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış
durumda olan sigortalılar hakkında Kanunun 28 inci maddesinin beşinci fıkrası uygulanmaz.
3.3. Kanunun 28 inci maddesinin Yedinci fıkrasına göre tespit işlemleri
Kanunda yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen yaş şartı dışındaki diğer şartları
taşıyan, 55 yaşını dolduran ve erken yaşlanma talebinde bulunan sigortalılar hakkında
yetkilendirilmiş sağlık hizmeti sunucusu tarafından düzenlenmiş sağlık kurulu raporları,
değerlendirilmek üzere Kurum Sağlık Kuruluna gönderilir.
3.4. Kanunun 28 inci Maddesinin Sekizinci Fıkrasına Göre Tespit İşlemleri
Kanunun 28 inci maddesine 17/04/2008 tarihli ve 5754 sayılı Kanunun 16 ncı maddesi
ile eklenen sekizinci fıkraya göre, kadın sigortalıların, başka birinin sürekli bakımına muhtaç
derecede malul çocukları hakkında yetkilendirilmiş sağlık hizmeti sunucusu tarafından
düzenlenmiş sağlık kurulu raporları, değerlendirilmek üzere Kurum sağlık kuruluna
gönderilir. Kanunun yürürlük tarihi dikkate alınarak, çocuğun hangi tarih itibariyle başka
birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul olduğunun tespit edilmesinin istenmesi
halinde; bu tarih üst yazıda (kadın sigortalının işe giriş tarihi ile çocuğun doğum tarihi)
belirtilir.
4- KURUM SAĞLIK KURULU KARARLARINA İTİRAZ 
4.1. İtiraz ve Süresi 
 Kanunun 58 inci maddesi gereği, çalışma gücünün maluliyeti gerektirecek derecede
kaybı, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik derecesi ve vazife malullük Adres : Ziya Bey Cad. No: 6 Balgat/ANKARA Ayrıntılı Bilgi: Uzm.Dr. Naim ATA Dai. Bşk. 
Tel : (0312) 207 81 38 Faks: (0312) 207 81 89 e-posta: gssmaluliyet@sgk.gov.tr Elektronik Ağ: .www.sgk.gov.tr 7 
derecesine ilişkin Kurumca verilen kararlardan itiraza konu olanları Sosyal Sigorta Yüksek
Sağlık Kurulu inceleyerek karara bağlar.
 Kurum sağlık kurulu kararlarına itiraz, kararın ilgililere tebliğ tarihinden itibaren 6 ay
içerisinde yapılır.
Tabii afet, savaş, terör, ayaklanma, mevzuat hükümleri vb. mücbir sebepler dışında
belirtilen süreyi aşan itirazlar yeni başvuru olarak değerlendirilir.
4.2. İtiraz İşlemleri 
Bilindiği üzere Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu, Kurum sağlık kurulunca verilen
karara esas tüm dosyanın aslı üzerinden değerlendirme yapar. Bu nedenle itiraza ilişkin
dilekçe ile birlikte tüm dosya Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kuruluna iletilmek üzere Genel
Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğüne (Maluliyet ve Sağlık Kurulları Daire Başkanlığına)
gönderilir.
Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kuruluna gönderilen dosya içerisinde; Kurum sağlık
kurulunca verilmiş tüm kararlar ve kararlara esas sağlık kurulu raporları ile dayanağı tıbbi
belgeler ve üst yazının bulunması gerekmektedir.
 Diğer taraftan, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kuruluna gönderilen dosyalarda, Kurum
sevki ile düzenlenmiş ve Kurum kararı bulunmayan sağlık kurulu raporu bulunmaz. Bu
durumda söz konusu rapor değerlendirilmek üzere öncelikle Kurum sağlık kuruluna
gönderilir, verilen karara itiraz olması halinde ise tüm dosya Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık
Kurulu’na iletilir.
4.3. Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunda Hekim Dinlenilmesi 
 Kurum sağlık kurulu kararına itiraz edenler, her türlü masrafları kendilerine ait olmak
üzere, Kurulda kendi belirledikleri bir uzman hekimin dinlenmesini talep edebilir. Bu
durumda ilgilinin talebi yazılı olarak alınır ve dosyaya eklenerek üst yazıda belirtilir.
 Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’nda dosyanın görüşüleceği tarih ve saat
belirlenerek Kurul sekretaryası tarafından Tebligat Kanunu hükümlerine göre ilgiliye
bildirilir. Dinlenmesi talep edilen uzman hekimin belirlenen tarih ve saatte hazır bulunmaması
durumunda, Kurulca değerlendirme yapılır ve karara bağlanır.
4.4. Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunda Muayene 
Kurul, gerek görmesi halinde değerlendirdiği dosya sahibini muayene için davet
edebilir, buna ilişkin karar dosyanın gönderildiği birime iletilir.
Kurulda muayene kararı ilgiliye bildirilir. Bildirim yazısında;
a) Kurulun huzurda muayene tarihi ve kararı,
b) Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun toplantı adresi,
c) Kurulda muayeneyi kabul etmemesi (Bu durumu Tebligat Kanunu hükümlerine
göre ilgiliye tebliğini izleyen 15 gün içerisinde yazılı olarak Kuruma bildirmesi gerektiği)
veya belirtilen tarihte anılan Kurulda bulunmaması halinde Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık
Kurulunda değerlendirme yapılamayacağı,
hususları belirtilir.
 İlgili kişinin Kurulda muayeneyi kabul etmemesi durumunda buna ilişkin dilekçesi
alınarak Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kuruluna gönderilir.
Kurulda muayenesine karar verilmekle birlikte, tıbbi olarak gelemeyecek durumda
olanlar hakkında, karar veren kurum sağlık kurulunun bağlı bulunduğu sosyal güvenlik il
müdürlüğünce görevlendirilen bir hekim tarafından yerinde muayene edilerek durum tespit
tutanağı düzenlenir, imza altına alınır ve Kurula gönderilir. Adres : Ziya Bey Cad. No: 6 Balgat/ANKARA Ayrıntılı Bilgi: Uzm.Dr. Naim ATA Dai. Bşk. 
Tel : (0312) 207 81 38 Faks: (0312) 207 81 89 e-posta: gssmaluliyet@sgk.gov.tr Elektronik Ağ: .www.sgk.gov.tr 8 
4.5. İtiraza ilişkin kararlar 
 Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunda yapılan değerlendirme sonucu alınan
kararlarda;
a) Değişiklik olmaması halinde sadece kararın bir örneği,
b) Değişiklik olması halinde kararı ile karara esas sağlık kurulu raporunun birer
örneği,
ilgili birimce kararı veren Kurum sağlık kuruluna iletilir.
Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu kararları ve bu kararlara esas raporların birer
örneği Kurum sağlık kurulu sekretaryasınca arşivlenir.
Diğer taraftan Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu kararları hakkında ilgililere tebliğ
edilecek yazılarda, anılan Kurul kararının tarih ve sayısı ile karar metni yer alacaktır.
5-KONTROL MUAYENELERİNE İLİŞKİN İŞLEMLER 
5.1. Kontrol Muayenesine İlişkin Sevkler 
Kurum sağlık kurulları kararı gereği kontrol muayenesine ilişkin yapılan sevklerde,
maluliyet kararına esas teşkil eden sağlık kurulu raporunun bir örneği sevk yazısı ile birlikte
ilgili sağlık hizmet sunucusuna gönderilir.
5.2. Kontrol Muayenesi İle İlgili Değerlendirme 
Maluliyet kararı verilen tüm sigortalı, hak sahibi ve bakmakla yükümlü olunan
çocuklar hakkında, Kurum sağlık kurulları tarafından yapılan değerlendirme sonucu gerekli
görüldüğü hallerde Kanunun 94 üncü maddesi gereğince kontrol muayenesine karar
verilebilir. Buna ilişkin değerlendirmeler, maluliyet tespitinde esas alınan mevzuat
hükümlerine göre yapılır.
Kurum sağlık kurulu kararlarına, kontrol muayenesine esas sağlık kurulu raporlarından
önceki raporlar yazılmaz.
Kontrol muayenesi sonrası maluliyetin kaldırıldığı durumlarda, değerlendirilen rapor
birden fazla ise karara esas sağlık kurulu raporunun tarih ve sayısı kararda belirtilir.
03/08/2013 tarihli ve 28727 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan Maluliyet Tespiti
İşlemleri Yönetmeliği yürürlük tarihi öncesi; haklarında kontrol muayenesi şartı bulunanların
kontrol muayeneleri sonucu düzenlenen sağlık kurulu raporları önceki mevzuat çerçevesinde
değerlendirilir. Bu değerlendirme sonucu maluliyet kararı kaldırılanların, 01/09/2013
tarihinden sonraki başvurularına ilişkin değerlendirmelerde “Maluliyet Tespiti İşlemleri
Yönetmeliği” esas alınır.
Diğer taraftan 01/09/2013 tarihinden önce böbrek hastalığı nedeniyle malul sayılmakla
birlikte kontrol muayenesi gerektiği kararı verilenlerden;
- Kontrol muayene tarihi 01/09/2013’den sonra olanlar hakkında tespit edilen
kontrol muayene tarihine göre düzenlenecek sağlık kurulu raporları ile birlikte
maluliyet tahsis dosyası ilgili Kurum sağlık kuruluna gönderilir. İlk maluliyet
kararının verildiği mevzuat hükümlerine göre yapılan değerlendirme sonucunda,
maluliyetinin devam etmediğine karar verilenlerin tekrar talepte bulunmaları
halinde, talep tarihi ile son tarihli raporu arasında 1 yıldan az süre bulunması
durumunda, yeni rapor temin ettirilmeden dosya mevcut haliyle yürürlükte olan
mevzuat çerçevesinde değerlendirilir.
- 01/09/2013 tarihinden önce kontrol muayenesi sonucu maluliyetinin devam 
etmediğine karar verilenlerin söz konusu tarihten sonra talepte bulunmaları halinde
durumları bu Genelgenin geçici hüküm başlıklı 9 uncu maddesi çerçevesinde
değerlendirilir. Adres : Ziya Bey Cad. No: 6 Balgat/ANKARA Ayrıntılı Bilgi: Uzm.Dr. Naim ATA Dai. Bşk. 
Tel : (0312) 207 81 38 Faks: (0312) 207 81 89 e-posta: gssmaluliyet@sgk.gov.tr Elektronik Ağ: .www.sgk.gov.tr 9 
5.3. Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu Kararına İlişkin Kontrol Muayeneleri
Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca Kurum dosyası üzerinden yapılan
değerlendirme sonrası kontrol muayenesi gerektiği kararı verilmesi halinde, bu kontrol
muayenesine ilişkin değerlendirme ilgili Kurum sağlık kurulunca yapılır.
Ancak, yargı süreci devam eden dava dosyalarının Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık
Kurulunca değerlendirilmesi sonucu kontrol muayenesi gerektiği kararı verilmesi halinde, bu
kontrol muayenesine ilişkin değerlendirme anılan Kurulca yapılır.
6-MALULİYET DOSYALARININ DEĞERLENDİRİLECEĞİ KURUM 
SAĞLIK KURULLARI 
6.1. Sigortalılar ile Bunların Bakmakla Yükümlü Olduğu/ Hak Sahibi Çocukları 
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki 
sigortalılar ile bunların hak sahipleri ve sigortalılar ile genel sağlık sigortalılarının bakmakla
yükümlü oldukları çocuklarının malul oldukları iddiası ile müracaatları sonucunda
düzenlenen dosyalar bağlı bulundukları sosyal güvenlik il müdürlükleri/sosyal güvenlik
merkezleri tarafından ilgili Kurum sağlık kuruluna gönderilir.
Aynı fıkranın (c) bendi kapsamındaki;
a) Kamu görevlileri ile hak sahibi çocuklarının dosyaları Emeklilik Hizmetleri Genel
Müdürlüğünce (Kamu Görevlileri Emeklilik Daire Başkanlığı),
b) Emekli aylığı almakta olan kamu görevlilerinin bakmakla yükümlü oldukları
çocuklarının maluliyet tespitine ilişkin dosyaları sosyal güvenlik il müdürlüklerince/sosyal
güvenlik merkezlerince,
c) Çalışmakta olan kamu görevlilerinin bakmakla yükümlü oldukları çocuklarının
malul olup olmadıklarının tespit edilmesine ilişkin talepleri, görev yaptıkları kurumları
vasıtası ile intikal ettirilen sosyal güvenlik il müdürlüklerince/sosyal güvenlik merkezlerince,
Kurum sağlık kurulunda değerlendirilmek üzere Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne 
(Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi) gönderilir. 
 Ayrıca erler, köy korucuları, 2330, 3713 ve 5233 sayılı Kanunlar kapsamında aylık
talebinde bulunan siviller ile amatör sporcular ve bunların hak sahibi çocuklarının malul olup
olmadıklarının tespit edilmesine ilişkin talepleri Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğünce
(Primsiz Aylıklar Daire Başkanlığı) Kurum sağlık kurulunda değerlendirilmek üzere Ankara
Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne (Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi) gönderilir.
 Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki
sigortalıların Kanunun 28 inci maddesine gereğince yaşlılık sigortasına ilişkin dosyaları ve
Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesindeki ilgili daire başkanlıkları tarafından,
Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü Maluliyet ve Sağlık Kurulları Daire Başkanlığına
gönderilen tüm dosyalar, Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne bağlı Kocatepe Sağlık
Sosyal Güvenlik Merkezine gönderilir.
7-MALULİYET İŞLEMLERİNE İLİŞKİN DİĞER HUSUSLAR 
7.1. Karar Sonrası Yeni Talep 
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki
sigortalılar ile bunların bakmakla yükümlü oldukları veya hak sahibi çocuklarının
hastalıklarında artma veya yeni bir hastalığın ilave olduğunu sağlık hizmet sunucularından
(Aile Sağlığı Merkezleri de dâhil) aldıkları herhangi bir tıbbi belge ile Sosyal Güvenlik İl
Müdürlüklerine/Sosyal Güvenlik Merkezilerine başvurmaları halinde sağlık hizmeti
sunucularına sevki yapılır. Bu uygulama 03/08/2013 tarihli ve 28727 sayılı Resmi Gazete’ de Adres : Ziya Bey Cad. No: 6 Balgat/ANKARA Ayrıntılı Bilgi: Uzm.Dr. Naim ATA Dai. Bşk. 
Tel : (0312) 207 81 38 Faks: (0312) 207 81 89 e-posta: gssmaluliyet@sgk.gov.tr Elektronik Ağ: .www.sgk.gov.tr 10 
yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre başvuran ve karar 
verilenler için geçerlidir. 
7.2. Taleplerin İşlemden Kaldırılması 
Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu veya Kurum sağlık kurulunca yeniden muayene
veya eksik belge istenildiğinde, söz konusu ara karar gereğinin en geç bir yıl içerisinde
tamamlanarak dosyanın gönderilmesi gerekmektedir.
Bu süre içinde ara karar gereğinin yerine getirilmemesi durumunda dosya işlemden
kaldırılır ve bu husus ilgili sağlık kuruluna bildirilir. Bundan sonra yapılacak maluliyet
taleplerine ilişkin değerlendirme yeni talebe istinaden düzenlenen sağlık kurulu raporları
üzerinden yapılır.
7.3. Dava Dosyalarına İlişkin Görüşler 
Maluliyete ilişkin verilen kararlara karşı açılan davalarla ilgili olarak gerek Kurumun
ilgili birimlerinden istenen savunmaya esas görüş yazıları, gerekse mahkemelerden gönderilen
ara kararlarına karşı görüş yazıları (Kurum kararına ilişkin Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık
Kurulu kararı olanlar da dahil), ilgili Kurum sağlık kurulu ve bunların bağlı bulunduğu sosyal
güvenlik il müdürlükleri tarafından hazırlanır.
7.4. Mahkemelere Maluliyet Dosyası Temini
Mahkemelerce maluliyet dosyası istenmesi durumunda, ilgili hakkında alınmış Kurum
sağlık kurulu kararı ve kararın incelenen raporlar kısmında yazılı sağlık kurulu raporları ile
tıbbi belgelerin, mahkeme yazısında aksi bir husus bulunmadığı sürece, aslı gibidir onaylı
örnekleri evrak dizi pusulasına bağlanarak dosyaların bulunduğu birimler tarafından
gönderilir.
7.5. Kurum Sağlık Kurullarının Ara Kararlarına İlişkin Uygulamalar 
Maluliyet tespiti için Kurum sağlık kurullarınca verilen ara kararlara ilişkin
uygulamalarda;
a) Yeniden muayene istenilmesi halinde, sevk edilen sağlık hizmet sunucularında
muayene istenilen kliniğin/kliniklerin mevcut olup olmadığı sorgulanır.
b) Birden fazla klinikte muayene istenilmesi halinde, muayene istenilen tüm
kliniklerce düzenlenen raporların ve mevzuat yönünden istenilen eksik bilgi ve belgelerin
tamamlanması sağlanarak dosyanın tamamı, ilgili kurullara gönderilir.
7.6. Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu Kararına İlişkin Maddi Hata 
Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu kararlarında maddi hata tespit edildiğinde;
dosyanın tamamı, düzeltilmesi istenen husus ve gerekçesini belirten yazı ekinde (maddi hata
tıbbi mevzuat ile ilgili ise buna ilişkin Kurum sağlık kurulu kararı ile) anılan Kurula iletilmek
üzere Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğüne (Maluliyet ve Sağlık Kurulları Daire
Başkanlığına) gönderilir.
7.7. Resmi Sağlık Hizmeti Sunucularının Bilgilendirilmesi 
Sosyal Güvenlik İl/Merkez müdürlükleri, işlemlerdeki hız ve verimliliğin arttırılması
amacıyla illerinde bulunan yetkilendirilmiş sağlık hizmet sunucularına “Maluliyet Tespiti
İşlemleri Yönetmeliği” ile ilgili bilgilendirme yapar.


 Adres : Ziya Bey Cad. No: 6 Balgat/ANKARA Ayrıntılı Bilgi: Uzm.Dr. Naim ATA Dai. Bşk. 
Tel : (0312) 207 81 38 Faks: (0312) 207 81 89 e-posta: gssmaluliyet@sgk.gov.tr Elektronik Ağ: .www.sgk.gov.tr 11 
8- KURUM SAĞLIK KURULLARINCA DEĞERLENDİRMELERDE DİKKAT 
EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR 
8.1. Kurul Kararları 
Kurul kararlarında maluliyet değerlendirmesinde esas alınan;
- Sigortalının ilk işe giriş tarihi,
- Talep tarihi,
bulunur.
Ayrıca Kurul değerlendirmesinde verilen kararın metni esas alınan mevzuat ile
uyumlu olmak zorundadır.
8.2. Hak sahipleri 
2013/26 sayılı Genelge’ de belirtildiği üzere, 01/10/2008’den önce ölen sigortalının
çocuklarının maluliyet tespitleri mülga Kanun hükümlerine göre yapılmaktadır.
Bu tarihten sonra ölen sigortalının çocuklarının maluliyet tespitleri “Çalışma Gücü ve
Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ ne göre yapılmakta olup
ancak tespit taleplerinin 01/09/2013’den sonra olması halinde değerlendirme Maluliyet
Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne göre yapılır.
8.3. Kanser Hastalarında Kontrol Muayenesi
Kanser hastalarında tanı tarihi, haklarında düzenlenmiş onaylı tıbbi belgelerde
(patoloji raporu, rapor, epikriz vb.) yer alan tarihtir. Yönetmelikte yer alan kontrol muayene
süreleri, talep tarihi itibariyle belirtilen süreyi aşması durumunda maluliyet değerlendirmeleri
Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’nin ilgili bölüm hükümleri doğrultusunda yapılır.
Yine bu süre talep tarihi itibarı ile belirtilen süreler içinde yer alıyor ise; maluliyet
değerlendirmeleri öncelikle yönetmeliğin ilgili bölüm hükümleri doğrultusunda yapılır.
Ancak bu hükümler doğrultusunda maluliyet kararı verilmemesi durumunda tanı tarihi
itibariyle Yönetmelikte bildirilen süreler içinde malul sayılır. Kontrol muayene sürelerinin
bitiminde alınacak yeni tarihli sağlık kurulu raporları Yönetmeliğin ilgili hükümlerince
değerlendirilir.
8.4. Lösemi Hastaları için Kemik İliği veya Kök Hücre Naklinde Kontrol 
Muayenesi 
Lösemi hastalarına konulan kontrol muayene süresi içinde, kemik iliği veya kök hücre
nakli olması durumunda, tekrar nakil tarihinden itibaren en az 12 ay süreyle malul kabul
edilir. Ancak bu 12 aylık süre, 24 aylık kontrol muayene süresi içindeyse en az 24 ay (lösemi
tanısı aldığı tarihten itibaren) süreyle malul kabul edilir. Bu hastalarda, kemik iliği veya kök
hücre nakli tanıdan 24 ay geçtikten sonra yapılmışsa yine nakil tarihinden itibaren en az 12 ay
süreyle malul kabul edilir. Kontrol muayene sürelerinin bitiminde alınacak yeni tarihli sağlık
kurulu raporları Yönetmeliğin ilgili hükümlerince değerlendirilir.
8.5. Lösemi Hastalığının Relapsı Durumunda Kontrol Muayenesi 
Lösemi hastalarının kontrol muayene süresi içinde relaps olması halinde tekrar relaps
tarihinden itibaren en az 24 ay süreyle malul kabul edilir. Lösemi hastalarına konulan kontrol
muayene süresi dışında herhangi bir tarihte relaps olması halinde relaps tarihi itibariyle tekrar
en az 24 ay süreyle malul kabul edilir.
Kontrol muayene sürelerinin bitiminde alınacak yeni tarihli sağlık kurulu raporları
Yönetmeliğin ilgili hükümlerince değerlendirilir.
8.6. Çoklu ilaca dirençli tüberküloz hastalarında kontrol muayenesi 
Çoklu ilaca dirençli tüberküloz hastalarında kontrol muayene tarihi, haklarında
maluliyet talebi için düzenlenen sağlık kurulu raporu tarihi itibariyle iki yıldır.
8.7. Yardımcı solunum cihazlarının sürekli kullanılması 
Yönetmeliğin 12 nci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde yer alan “Solunum
yetmezliği nedeniyle yardımcı solunum cihazlarının sürekli kullanılması” ifadesi, kronik
solunum yetmezliği nedeniyle hayatın idamesi için sürekli invaziv/noninvaziv solunum
cihazlarının kullanılması gereken durumları içermektedir.

9- GEÇİŞ MADDESİ 
01/09/2013 tarihinden önceki mevzuat hükümlerine göre Kurum sağlık kurulu ve/veya
Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’nca maluliyetleri kabul edilmeyenler için anılan tarihten
sonraki başvurularında, talep tarihinden önceki bir yıl içerisinde Kurumca yetkilendirilmiş
sağlık hizmeti sunucularınca düzenlenmiş sağlık kurulu raporunun mevcut olması halinde
sevk işlemi yapılmadan mevcut raporu değerlendirilmek üzere gerekli belgelerle birlikte
Kurum sağlık kuruluna gönderilir.
10- YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILAN HÜKÜMLER 

 10/06/2011 tarihli ve 2011/49 sayılı Genelge’nin giriş bölümünün 5. ve 6. fıkraları,
çalışma gücü kaybı, vazife malullüğü, harp malullüğü ile erken yaşlanma durumlarının
tespitine ilişkin; 1. ve 2. maddeler ile 4.1. maddedeki “çalışma gücü ve”, 4.6.1. maddesinin
Kurum sağlık kurullarınca verilen ibaresinden sonra gelen “çalışma gücü ve”, 4.9.
maddesinde; sigortalıların ibaresinden sonra gelen “çalışma gücü ve” ibareleri ve 4.9.
maddesinin son paragrafı,
06/11/2012 tarihli ve 2012/35 sayılı Genelge,
12/07/2011 tarihli ve 14402725 sayılı Kurum Başkanlık Talimatı,
 yürürlükten kaldırılmıştır.





 









8 Eki 2013

ALACAĞIN AYNİ SERMAYE OLARAK ŞİRKETE KONULMASI

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü
27 Eylül 2013 tarihinde yayınladığı Genelge ile
“Ortağın şirketten olan alacağını, ortağı olduğu şirketin sermaye
artırımında ayni sermaye olarak şirkete koyması durumunda
alacağın varlığının tespitinde aranan bilirkişi raporlarını Yeminli
Mali Müşavir veya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerin de
düzenleyebileceğini belirtmiştir.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
İç Ticaret Genel Müdürlüğü
Sayı: 67300147.431.04/559478/4979 – 5665

Konu: Alacağın Ayni Sermaye Olarak Şirkete Konulması

Tarih: 27 Eylül 2013
……….. TİCARET SİCİLİ MÜDÜRLÜĞÜ’NE
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 127 nci maddesinin birinci fıkrasında; alacakların
sermaye şirketlerine sermaye olarak konulabileceği düzenlenmiş; maddenin ikinci fıkrası ile
Kanunun 342 nci maddesi hükümleri saklı tutulmuştur. Kanunun 342 nci maddesinde ise ayni
sermaye olarak konulabilecek mal varlığı unsurları; üzerlerinde sınırlı bir ayni hak, haciz ve
tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikri mülkiyet hakları ile
sanal ortamlar da dahil malvarlığı unsurları olarak belirlenmiştir. Kanunun 127 nci maddesi
ile 342 nci maddeye yapılan gönderme ve 342 nci maddede belirtilen nakden
değerlendirilebilme ile devrolunabilme nitelikleri birlikte değerlendirildiğinde, alacakların
sermaye şirketine ayni sermaye olarak konulabilmesinin mümkün olduğu sonucuna
ulaşılmaktadır. Kaldı ki, bu husus 342 nci maddenin birinci fıkrasının son cümlesinde de
açıkça düzenlenmiş ve vadesi gelmemiş alacakların sermaye olamayacağı hükme
bağlanmıştır. Buna göre, pay sahibinin, üçüncü bir kişiden veya şirketten olan üzerlerinde
sınırlı bir ayni hak, haciz ve tedbir bulunmayan, vadesi gelmiş alacağının bir sermaye şirketine
ayni sermaye olarak konulmasında herhangi bir engel bulunmadığı değerlendirilmektedir.
Bilindiği üzere, Kanunun 343 üncü maddesinde, bir sermaye şirketine ayni sermaye olarak
konulan malvarlığı unsurları ile şirket tarafından kuruluş sırasında devralınacak işletme veya
ayınların değerlerinin, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesince
atanan bilirkişilerce tespit edilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Yine, Kanunun 459 ve 590
ıncı maddelerinde yapılan göndermeler uyarınca, anonim ve limited şirketlerde esas
sermayenin artırılmasında da sermayenin ayın olarak konmasına ve bir işletme ile ayınların
devralınmasına ilişkin yukarıda açıklanan kurallar uygulama alanı bulacaktır.Ancak, Bakanlığımıza intikal eden bilgi ve belgelerden, alacakların sermaye şirketine ayni
sermaye olarak konulmasında, özellikle ortağın şirketten olan alacağını sermaye olarak
şirkete koyması hususunda mahkemelerin alacağın tespiti bakımından bilirkişi atanması
taleplerini reddettiği ve uygulamada bir takım sıkıntıların yaşandığı anlaşılmış ve bu konudaki
sıkıntıların giderilmesi bakımından aşağıdaki açıklamaların yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.
Bu itibarla, pay sahibinin şirketten olan alacağını ayni sermaye olarak şirkete koyması ile bu
şekilde yapılacak sermaye artırımlarının sağlıklı bir şekilde sonuçlandırılmasının temini
bakımından;
1. Pay sahibinin şirketten olan alacağını, bir başka şirketin kuruluşunda veya bir başka
şirketin sermaye artırımında ayni sermaye olarak koyması durumunda, pay sahibinin
şirketten olan alacağının varlığının tespitinde Kanunun 343 üncü maddesi uyarınca
şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce
hazırlanacak rapor ibraz edilmesi gerektiği,
2. Ortağın şirketten olan alacağını, ortağı olduğu şirketin sermaye artırımında ayni
sermaye olarak koyması durumunda alacağın varlığının tespitinde, Kanunun 343 üncü
maddesi uyarınca şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesince
atanan bilirkişilerce hazırlanacak rapor ibraz edilebileceği gibi, yeminli mali müşavir
veya serbest muhasebeci mali müşavir raporu ya da denetime tabi şirketlerde
denetçinin bu tespitlere ilişkin raporunun da ibraz edilebileceği,
değerlendirilmektedir.
Bu itibarla, sermaye şirketlerinin kuruluşu veya sermaye artırımında ayni sermaye konulması
hususunda bundan sonra gerçekleştirilecek işlemlerde yukarıda yapılan açıklamalar
doğrultusunda işlem tesis edilmesi ile Müdürlüğünüzün bünyesinde faaliyet yürüttüğü ticaret
veya ticaret ve sanayi odalarının internet sitelerinde bu konuda herhangi bir açıklama var ise
ilgili kısımlarda buna paralel olarak düzeltme yapılması hususunda gereğini rica ederim.

7 Eki 2013

AB PROJE DÖNGÜSÜ EĞİTİMİ
















AB PROJE DÖNGÜSÜ EĞİTİMİ
Hibe Programlarına Başvuru Online Eğitimine aşağıda vermiş olduğum linkten ulaşabilirsiniz.


  • Hibe programlarına gerçek kişiler başvuramaz.

http://www.abgs.gov.tr/online_egitim/proje_dongusu/index.html

2 Eki 2013

İNTERNET SİTESİ AÇMA ZORUNLULUĞU

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın bağımsız denetime tabi şirketlere yönelik internet sitesi açma zorunluluğu, 1 Ekim'de başlıyor.
 Yeni Türk Ticaret Kanunundaki düzenlemeler ile ticaret hayatına ilişkin bir dizi yeniliğe imza atan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, bu kapsamda bir yeniliği daha hayata geçiriyor. Bakanlığın 1 Temmuz'da yürürlüğe giren Sermaye Şirketlerinin Açacakları İnternet Sitelerine Dair Yönetmeliği'ne göre, bağımsız denetime tabi şirketlerin internet sitesi açma zorunluluğu yarından itibaren başlayacak.
Yönetmelik, 1 Temmuz'dan sonra kurulan bağımsız denetime tabi şirketlerin, ticaret siciline tescil edildiği tarihten itibaren 3 ay içinde internet sitesi açmaları zorunluluğu getiriyordu. Zorunluluk kapsamına giren ve halihazırda internet sitesi olan şirketler ise belirlenen kurallara göre sitelerini güncelleyecek. Şirketler, bu kapsamda internet sitelerinin bir bölümünü kanunen yapılması gereken ilanların yayımlanması için uyarlayacak.
Şirketler, söz konusu internet sitesi yükümlülüğünü doğrudan kendileri yerine getirebileceği gibi Merkezi Veri Tabanı Hizmet Sağlayıcısı (MTHS) adı verilen özel hukuk tüzel kişilerinden de destek alabilecek. Oluşturulan internet sitesi, şirketlerin MERSİS numarası altında tescil edilecek.
 Sitede neler olacak?
İnternet sitesinin açılması ile birlikte siteye konacak bilgiler arasında, şirketin MERSİS numarası, merkezi, taahhüt edilen ve ödenen sermaye miktarı ile anonim şirketlerde yönetim kurulu başkan ve üyelerinin, limited şirketlerde müdürlerin, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde ise yöneticilerin isimleri yer alıyor. Ayrıca, şirketin son 3 yılın finansal tabloları ile yıllık faaliyet raporları, gereğinde ara bilançoları ortakların incelemesine sunulmak üzere genel kurul kararından önceki 30 gün içinde internet sitesinde yer alacak.
Öte yandan, şirkete fesih davası açılmış ise davanın açıldığı hususu, sicil gazetesinde yayımlandığı tarihten itibaren en geç 5 gün içinde internet sitesine konacak.
 Bilgiler arşivlenecek
 İnternet sitesinde yayımlanan içerik, ilgili mevzuatta daha uzun bir süre öngörülmedikçe internet sitesindeki yayımının son bulduğu tarihten itibaren 5 yıl süre ile elektronik olarak arşivlenecek.
İnternet sitesinde yer alacak içeriğin arşivlenmesinde güvenli elektronik imza ve zaman damgası kullanılacak, içeriğin MERSİS veya diğer veri tabanlarına bir MTHS aracılığıyla aktarılması bakanlık tarafından zorunlu kılınmışsa bu içerik belirlenen format ve standartlara uygun olarak ilgili veri tabanına aktarılabilecek.
Öte yandan, 21 Eylül'deki Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren değişiklikle, doğrudan bağımsız denetim kapsamında olmayan sermaye şirketlerine internet sitesi yükümlülüğü kaldırıldı.

27 Eyl 2013

OTO ALIM SATIMINDAN DOLAYI GERİYE DÖNÜK MÜKELLEFİYET

Oto alım satımından dolayı Geriye Dönük Mükellefiyet
Oto alım satımından dolayı Geriye Dönük Mükellefiyet Tesisine Danıştay Kararları doğrultusunda bir bakış 

Bir takvim yılı içerisinde birden fazla oto alıp satanlara vergi dairelerince re’sen geçmişe dönük mükellefiyet tesis ettirilerek, ilgili yıllara ait gelirlerini beyan etmediklerinden bahisle cezalar gönderilmektedir.
Söz konusu bu uygulama neticesi, haricen oto alım satımı işi yapan ve sattığı araba karşılığında fazla bir kâr etmeyen, ancak az da olsa ek bir gelir elde eden vatandaşlar oldukça yüklü miktarda vergi cezaları ile karşı karşıya kalmış bulunmaktadırlar.

Zira, vergi dairelerince ilk araba alım satımını yaptığı tarihten itibaren geriye dönük beş yıla kadar mükellefiyet tesis ettirilmekte ve bundan kaynaklı beyanname vermemeden kaynaklı özel usulsüzlük cezası ve takdir komisyonunca belirlenecek vergi ziyaı cezası gönderilmektedir.
Vergi dairelerince yapılan bu uygulamanın hukuksal boyutunu Danıştay kararları doğrultusunda incelediğimizde şu sonuçlarlara karşı karşıya kalmaktayız. Şöyle ki;
1- Vatandaşların araç bilgilerinin tespiti açısından vergi dairelerince yapılan yoklama tutanağı veya bilgisayar sorgulamasının hukuksal boyutu
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 127. maddesinde, yoklamadan maksadın, mükellefleri ve mükellefiyetle ilgili maddi olayları, kayıtları ve mevzuları araştırmak ve tesbit etmek olduğu açıklanmış, aynı Kanunun 131. maddesinde de yoklama neticelerinin tutanak mahiyetinde olan yoklama fişine geçirileceği, bu fişlerin yoklama yerinde iki nüsha tanzim olunarak tarihleneceği, bulunursa nezdinde yoklama yapılana veya yetkili adamına imza ettirileceği, bunlar bulunmaz veya imzadan çekinirlerse keyfiyetin fişe yazılacağı ve yoklama fişinin polis, jandarma, muhtar veya ihtiyar meclisi üyelerinden birine imzalattırılacağı belirtilmiştir. 

Bu madde hükümlerine göre yoklama fişine dayanılarak geçmişe dönük olarak tarhiyat yapılabilmesi, ancak belli tarihler arasında oto alım satımı yapıldığına ilişkin tutanağın yükümlü tarafından bu tarihler arasında bu işin yapıldığı kabul edilerek imzalanmasına bağlıdır. Aksi halde düzenlenen tutanağa dayanılarak geçmişe dönük tarhiyat yapılması söz konusu olamaz. 
Bu yüzden de vatandaşların kendileri hakkında yapılan yoklama tutanaklarını imzalamamaları veyahut imzalamak zorunda kaldıkları bu tutanaklarda kendileri hakkında geriye dönük olarak oto alım satımı yaptığından bahisle düzenlenen ibareleri kabul etmemeleri ve bu işin ticaretini yapmadıklarını açık olarak tutanağa yazdırmaları gerekmektedir. Aksi halde kabul etmiş oldukları bu olay nedeniyle hukuksal olarak yapacakları bir şey kalmamış olacaktır.
Nitekim Danıştay 9.Dairesi 13.11.1990 tarih ve 1989/4436 Esas-1990/3497 Karar sayılı ilamı da bu doğrultuda olup gerekçesi de aşağıdaki gibidir. 

T.C. DANIŞTAY
9.Dairesi

2- Yapılan oto alım satımı işinin ticari bir faaliyet olup olmadığı ve bu işten dolayı geriye dönük ceza ve vergi alınıp alınmayacağı hususu

Gelir vergisi kanunu’nun (1.) Maddesinde, gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarının gelir vergisine tabi olduğu, (37.) Maddesinde ise her türlü ticari faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükme bağlanmıştır.
Danıştay kararlarında; bir kazancın ticari kazanç olarak nitelendirilebilmesi, bir faaliyetten kazanç sağlanması ve faaliyetin devamlılığı koşullarına bağlanmıştır. Devamlılık unsuru ise; işlemin aynı vergilendirme döneminde yinelenmesi ya da önceki vergilendirme döneminde de yapılmış olması olarak açıklanmıştır. Devamlılık unsurunun gerçekleşmesi halinde, bu işlemlerin kazanç sağlamak amacıyla yapılmadığını kanıtlama yükü vergi mükelleflerine yüklenmiştir.
Danıştay uygulamasına göre; birden fazla yılda iki veya daha çok oto alım satımı faaliyetinde bulunan mükellefin, faaliyetinden elde ettiği kazancın devamlılık unsuru yönünden ticari kazanç olarak vergilendirilmesine ilişkin tüm koşullar gerçekleştiği kabul edilmiştir.
Ancak bu faaliyetten dolayı geriye dönük vergi ve ceza alınıp alınmayacağı hususunda; Danıştay yukarıda “yoklama” bölümünde de açıklandığı üzere, ilgili hakkında yapılan yoklama veya sorgulama tutanağına göre ancak o günkü maddi olayın tespiti mümkün olacağından, yoklama veya sorgulama tarihi esas alınarak bu tarihten itibaren vergi ve ceza istenebileceği görüşünü benimsemiştir. 
Oto alım satımı ile bire bir uyumlu olan Danıştay 3.Dairesinin 11.06.2009 tarih ve 2007/3751 Esas-2009/2092 Karar sayılı ilamında; yapılan oto alım satımı işinin ticari faaliyet olduğu belirtilerek, davacı adına faaliyetin saptandığı yoklama tarihi itibarıyla mükellefiyet tesis edilebileceğinin göz önünde bulundurularak vergi ve ceza istenebileceği açıklanmıştır. Konuyla ilgili örnek Danıştay kararının gerekçesi de aşağıdaki gibidir.
T.C. DANIŞTAY
3.Dairesi

ÖZET: Alım-satımların ticari kazanç sağlama amacı dışında nedenlerle yapıldığı iddiasını kanıtlaması gereken davacı tarafından, yoklama üzerine idareye yapılan başvuru sırasında araçların ticari amaçlı alınıp satılmadığı, yakınlarının isteği üzerine geçici olarak adına tescil ettirildiğinin, dava dilekçesinde ise alım-satımdan kar değil zarar elde edildiğinin, ileri sürülmekle yetinildiği, ancak birden fazla kamyon, kamyonet ve otomobilin ticari amaçla alınıp satılmadığı iddiasını kanıtlayan hukuken geçerli herhangi bir bilgi ya da belge sunulamadığı anlaşıldığından, faaliyetin kazanç elde etmek amacıyla yürütüldüğü sonucuna varılmıştır.

İstemin Özeti: Davacı adına taşıt alım-satımından ötürü 26.6.2003 tarihi itibarıyla gelir vergisi mükellefiyeti tesis edilmesine ilişkin 21.4.2007 gün ve 9936 sayılı işlemi; herhangi bir faaliyetin gelir vergisi mükellefiyetinin konusunu oluşturabilmesi için, gelir sağlama amacıyla, ticari bir organizasyon çerçevesinde devamlı olarak yürütülmesi gerektiği, davacı adına, 26.6.2003-12.1.2007 döneminde 11 taşıt alıp sattığının saptanması üzerine mükellefiyet tesis edilmiş ise de, davalı idarece taşıt alım satımının süreklilik arzedip arzetmediği, bu faaliyetten gelir elde edilip edilmediği objektif kriterlerle ortaya konulmadan, bu yönde somut bir tespite dayanmadan salt bilgisayar kayıtlarından uzun bir zaman aralığında 11 taşıt alınıp satıldığı bilgisine ulaşılması nedeniyle kurulan işlemin hukuka uygun görülmediği gerekçesiyle iptal eden Trabzon Vergi Mahkemesinin 4.7.2007 gün ve E:2007/315, K:2007/386 sayılı kararının; 2003 yılında satın aldığı 4 taşıtı 2004 ve 2005 yıllarında, 2004 yılında aldığı 2 taşıtı 2005 ve 2006 yıllarında, 2006 yılında aldığı 4 taşıtın üçünü 2006 ve 2007 yıllarında satan ve halen üzerinde kayıtlı iki taşıt bulunan davacının faaliyeti süreklilik arzettiğinden adına mükellefiyet tesis edilmesinde kanuna aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenmiştir.


Düşüncesi: Araç alım-satımını devamlılık arz edecek yapan davacı adına gerçek usulde gelir vergisi mükellefiyeti tesisi işlemine karşı açılan davayı kabul eden mahkeme kararı temyiz edilmiştir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37.maddesinin 1.fıkrasında; her türlü ticari ve sanai faaliyetten elde edilen kazanç ticari kazanç olarak tanımlanmıştır.

Maddi ve şekli anlamda bir ticari organizasyonun belirgin olmadığı durumlarda kazanç doğuran işlemin çokluğu faaliyetin süreklilik unsurunu belirleyen ölçüdür. Bir faaliyetin devamlı yapılması halinde, işlemlerin kazanç sağlamak amacıyla yapılmadığını kanıtlama yükü davacıya aittir.

Davacının, 2003 yılında 4 araç alıp bu araçları 2004 ve 2005 yıllarında sattığı, 2004 yılında 2 araç alıp 2005 ve 2006 yıllarında sattığı, 2006 yılında 4 araç alıp 2006 ve 2007 yıllarında sattığı taraflar arasında çekişmesizdir.

Farklı yıllarda birden fazla araç alıp satması, araç alım-satım işiyle uğraştığına karine teşkil etmekte olup, bu alım satımın kazanç sağlama amacı taşımadığını da kanıtlaya mayan davacının gerçek usulde gelir vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile temyize konu mahkeme kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 1'nci maddesinde gerçek kişilerin gelirlerinin gelir vergisine tabi olduğu, gelirin bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olduğu öngörülmüş, 2'nci maddesinde ticari kazanç, gelirin unsurları arasında sayılmış, Yasanın 37'nci maddesinde ise her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükme bağlanmıştır.

İncelenen dosyadan, davalı idarece motorlu taşıtların alım-satımlarına ilişkin olarak plakaları üzerinden yapılan araştırma sırasında davacının 2003-2007 döneminde 11 adet taşıt satın alıp bunlardan 9 adedini sattığının tespit edilmesi üzerine davacı nezdinde 20.2.2007 tarihinde yoklama yapıldığı, alım-satımı yapılan taşıtlarla ilgili bilgilerin tutanağa alındığı ve 21.4.2007 gün ve 9936 sayılı işlemle adına taşıt alım-satımı faaliyetinde bulunması nedeniyle ilk taşıtın satın alma tarihi olan 26.6.2003 tarihi itibarıyla gerçek usulde gelir vergisi mükellefiyeti tesis edildiği anlaşılmaktadır.

Gelir Vergisi Kanununda bir kazancın ticari kazanç olarak nitelendirilebilmesi, bir faaliyetten kazanç sağlanması ve faaliyetin devamlılığı koşullarına bağlanmıştır. Maddi ve şekli anlamda bir ticari organizasyonun belirgin olmadığı durumlarda kazanç doğuran işlemin çokluğu devamlılık unsurunu belirleyen en nesnel ölçü olup, bir işlemin devamlılığı, işlemin aynı vergilendirme döneminde yinelenmesi ya da önceki vergilendirme döneminde de yapılmış olmasına göre belirlenebilir. Devamlılık unsurunun gerçekleşmesi halinde, bu işlemlerin kazanç sağlamak amacıyla yapılmadığını kanıtlama yükü vergi mükelleflerine düşer.

2003 yılında satın alınan 4 taşıtı 2004 ve 2005 yıllarında, 2004 yılında alınan 2 taşıtı 2005 ve 2006 yıllarında, 2006 yılında satın alınan 4 taşıttan üçünü 2007 yılında sattığı ve adına kayıtlı 2 taşıt daha bulunduğu saptanan davacının bu alım-satım faaliyetinden elde ettiği kazancın ticari kazanç olarak vergilendirilmesine ilişkin tüm koşullar gerçekleşmiştir. Bu alım-satımların ticari kazanç sağlama amacı dışında nedenlerle yapıldığı iddiasını kanıtlaması gereken davacı tarafından, yoklama üzerine idareye yapılan başvuru sırasında araçların ticari amaçlı alınıp satılmadığı, yakınlarının isteği üzerine geçici olarak adına tescil ettirildiğinin, dava dilekçesinde ise alım-satımdan kar değil zarar elde edildiğinin, ileri sürülmekle yetinildiği, ancak birden fazla kamyon, kamyonet ve otomobilin ticari amaçla alınıp satılmadığı iddiasını kanıtlayan hukuken geçerli herhangi bir bilgi ya da belge sunulamadığı anlaşıldığından, faaliyetin kazanç elde etmek amacıyla yürütüldüğü sonucuna varılmıştır. Bu nedenle vergi mahkemesi kararının, davacı adına faaliyetin saptandığı 20.2.2007 tarihi itibarıyla mükellefiyet tesis edilebileceği de göz önünde bulundurularak yeniden karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Trabzon Vergi Mahkemesinin 4.7.2007 gün ve E:2007/315, K:2007/386 sayılı kararının bozulmasına, 492 sayılı Harçlar Kanununun 13'üncü maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 11.06.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

3-Oto alım satımından dolayı geriye dönük mükellefiyet tesisi işlemi neticesi geçmişe dönük olarak beyanname vermemeden dolayı özel usulsüzlük cezası verilip verilemeyeceği hususu

Vergi Usul Kanunu’nun 353.maddesinde; takvim yılının kapanmasından sonra ve zamanaşımı süresi içinde vergi incelemesiyle iddia edilen ve vergi kaybı doğuran olaylardan yola çıkılarak, geçmiş yıllara ait beyannamelerin elektronik ortamda ve yasal süresi içinde verilmediği yaklaşımıyla özel usulsüzlük cezası kesilmesini öngören bir düzenleme yer almamaktadır.

Bu nedenlerle ilgili kişi kendisine tebliğ edilen ihbarname ile vergi mükellefi olduğunu öğrendiğinden; yapılan bu geriye dönük mükellefiyet tesisi neticesinde elektronik ortamda ve kanuni süresi içinde beyanname vermediği gerekçesiyle; geçmiş yıllara ait kanuni süresi içinde verilmesi imkânsız olan beyannamelerle ilgili tüm cezaların cari yıl içerisinde bir anda kesilmesi kanunun konuluş maksadıyla çelişmektedir. Zira ;
henüz mükellef olunmayan dönemlerde elektronik ortamda ve yasal süresinde beyanname verilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Nitekim Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 07.05.2010 tarih ve 2099/271 Esas-2010/218 Karar sayılı ilamında da bu konuya vurgu yaparak özel usulsüzlük cezalarının kaldırılmasına karar vermiştir. Bu konuyla ilgili örnek Danıştay kararının gerekçesi aşağıdaki gibidir.







Kaynak:Avukat Halil İbrahimTuran

20 Eyl 2013

BÜRO MOBİLYA MALZEMELERİ ÜRETİMİ VE TESLİMİ İLE MONTAJ İŞLERİ YILLARA SARİ İNŞAAT İŞİ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLEBİLİR Mİ?

BÜRO MOBİLYA MALZEMELERİ ÜRETİMİ VE TESLİMİ İLE MONTAJ İŞLERİ YILLARA SARİ İNŞAAT İŞİ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLEBİLİR Mİ?
1) Genel Açıklama
Bilindiği üzere, vergilendirmede dönemsellik ilkesi esas olup, bu ilke uyarınca, gerçek kişi ve kurumların bir takvim yılı/hesap döneminde elde ettikleri gelir/kazançları vergilendirilmektedir. Ancak, yıllara sari inşaat ve onarma işlerinin vergilendirilmesi hususu dönemsellik ilkesinin bir istisnasını oluşturmaktadır.
Yıllara sari inşaat işleri ve vergilendirilmesine ilişkin düzenleme Gelir Vergisi Kanununun 42. Maddesinde yer almaktadır. Sözü edilen 42. Maddede, birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarma işlerindekar veya zararın işin bittiği yıl kati olarak tespit edileceği ve tamamının o yılın geliri sayılarak, mezkur yıl beyannamesinde gösterileceği hükme bağlanmış, 44. maddesinde de, inşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarih, diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarihin bitim tarihi olarak kabul edileceği belirtilmiştir.
Buna göre, yıllara sari inşaat işlerinden elde edilen kazançlar, diğer işlerin aksine  işin bittiği yılın geliri/kazancı sayılarak gelir ve kurumlar vergisine tabi tutulacaktır. Ancak,  5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinin birinci fıkrasının 3 numaralı bendine göre, anılan Kanun’un 42. maddesi kapsamına giren işler dolayısıyla bu işleri yapanlara ödenen istihkak bedellerinden vergi tevkifatı yapılması gerekmekte olup, bu oran 2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla % 3 olarak tespit edilmiştir.
Bir işin GVK. 42. Madde  kapsamında yıllara sari inşaat işi sayılarak vergilendirilebilmesi için;
-  İn­şa­at ve ona­rım işi olması,
-  Ta­ah­hü­de bağ­lı ol­arak yapılması,
- Bir­den faz­la yıla sirayet etmesi
gerekmektedir.
2) Büro Mobilya Malzemelerinin Teslimi ve Montaj İşleri Yıllara Sari İnşaat İşi Kapsamında Değerlendirilebilir mi?
Uygulamada, büro mobilyalarının teslimi ve montaj işleminin yıllara sari iş olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunda tereddütlerle karşılaşılmaktadır. Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.
Yukarıda da belirtildiği üzere, bir işin GVK.nın 42. Maddesi kapsamında yıllara sari inşaat işi sayılabilmesi için öncelikle yapılan işin inşaat ve onarım işi olması gerekmektedir. Ancak hiçbir Vergi Kanunumuzda “inşaat ve onarma işleri” kavramı tanımlanmamıştır. Bu durum, bir eksiklik olarak karşımıza çıkmaktadır. 
Öte yandan, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 4. maddesinde yapım; bina, karayolu, demiryolu, otoyol, havalimanı, rıhtım, liman, tersane, köprü, tünel, metro, viyadük, spor tesisi, alt yapı, boru iletim hattı, haberleşme ve enerji nakil hattı, baraj, enerji santrali, rafineri tesisi, sulama tesisi, toprak ıslahı, taşkın koruma ve dekapaj gibi her türlü inşaat işleri ve bu işlerle ilgili tesisat, imalat, ihzarat, nakliye, tamamlama, büyük onarım, restorasyon, çevre düzenlemesi, sondaj, yıkma, güçlendirme ve montaj işleri ile benzeri yapım işleri olarak tanımlanmıştır.
Buna göre, büro mobilyalarının imalatı ve montajı işi,
- Yüklenilen bir inşaat işinin kapsamında taahhüde bağlı olarak yapılması ve birden fazla takvim yılına sirayet etmesi halinde, yıllara sari inşaat ve onarım işi kapsamında değerlendirilecek,
- Yüklenilen bir inşaat işinin kapsamında taahhüde bağlı olarak yapılmaması ve/veya birden fazla takvim yılına sirayet etmemesi halinde ise, yıllara sari inşaat ve onarım işi kapsamında değerlendirilmeyecektir.
Örneğin, üretimi yapılarak teslim edilen büro mobilyalarının montajı işi, Gelir Vergisi Kanununun 42. maddesi kapsamında yıllara sari inşaat ve onarma işi olarak kabul edilmeyecektir.
Nitekim, Maliye Bakanlığı da aynı görüşte olup, verdiği bir özelgede;
“5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Safi Kurum Kazancı" başlıklı 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işleri" başlıklı 42 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır.) ve onarma işlerinde kâr veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak, mezkur yıl beyannamesinde gösterilir." hükmüne yer verilmiştir.
Bir işin Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamına girmesi için, faaliyet konusu işin, inşaat ve onarma işi olması, işin taahhüde bağlı olarak başkaları hesabına yapılması ve birden fazla takvim yılına sirayet etmesi gerekmektedir.
Aynı Kanunun "İnşaat ve onarma işlerinde işin bitimi" başlıklı 44 üncü maddesinde, inşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarihin; diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarihin bitim tarihi olarak kabul edileceği ve bitim tarihinden sonra bu işlerle ilgili olarak yapılan giderler ve her ne nam ile olursa olsun elde edilen hasılat, bu giderlerin yapıldığı veya hasılatın elde edildiği yılın kâr veya zararının tespitinde dikkate alınacağına hükmedilmiştir.
Ayrıca, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun "Tanımlar" başlıklı 4 üncü maddesinde yapım; bina, karayolu, demiryolu, otoyol, havalimanı, rıhtım, liman, tersane, köprü, tünel, metro, viyadük, spor tesisi, alt yapı, boru iletim hattı, haberleşme ve enerji nakil hattı, baraj, enerji santrali, rafineri tesisi, sulama tesisi, toprak ıslahı, taşkın koruma ve dekapaj gibi her türlü inşaat işleri ve bu işlerle ilgili tesisat, imalat, ihzarat, nakliye, tamamlama, büyük onarım, restorasyon, çevre düzenlemesi, sondaj, yıkma, güçlendirme ve montaj işleri ile benzeri yapım işleri olarak tanımlanmıştır.
Öte yandan, Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasında vergi kesintisi yapmak zorunda olanlarca kurumlara avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben yapılan ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılacağı; (a) bendinde de, Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hakediş ödemelerinden vergi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmıştır. Anılan maddenin verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile de bahse konu vergi kesintisi oranı % 3 olarak belirlenmiştir.
Bu hükümlere göre, üretimi yapılarak teslim edilen büro mobilyalarının montajı işi, Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamında yıllara sari inşaat ve onarma işi olmadığından, Şirketinize yapılan ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılmaması gerekmektedir.
Ancak, büro mobilyalarının imalatı ve montajı işi, yüklenilen bir inşaat işinin kapsamında taahhüde bağlı olarak yapılması ve birden fazla takvim yılına sirayet etmesi halinde, söz konusu iş yıllara sari inşaat ve onarım işi kapsamında değerlendirileceğinden yapılan hakediş ödemeleri üzerinden kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı tabiidir.”
Şeklinde görüş bildirilmiştir. (GİB. İstanbul VDB.nin 30/07/2013 tarihli ve 62030549-125[6-2012/256]-1133 sayılı özelgesi)

Saygılarımızla,
                                                                                                          Yılmaz SEZER

                                                                                           GÜNCEL&LAVIALE TÜRKİYE

17 Eyl 2013

GAYRİ FAAL ŞİRKETLERİN TASFİYESİ


 6335 sayılı Yasa ile getirilen değişikliklerle birlikte 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu 01.07.2012 tarihi itibariyle yürürlüğe girdi. 6335 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen geçici 7. madde ile gayri faal şirketlerin tasfiyesi kolaylaştırıldı.
TOBB’un verilerine göre Türkiye’de 32 bin 782 anonim, 175 bin 434 limited, 39 bin 242 kooperatif gayri faal durumda, gayri faal şirketlerin toplamı 247 bin 558’e ulaşmış durumda. Yeni TTK’da yapılan değişiklikle faal olmayan şirketlerin ortadan kaldırılması öngörülüyor.
HANGİ ŞİRKETLER TASFİYE EDİLECEK?
1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren 1 Temmuz 2014 tarihine kadar (iki yıl içinde) aşağıdaki koşulları taşıdığı tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın yapılacaktır;
- 24.06.1995 tarihli ve 559 sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince, sermayelerini 5.000,00 TL’ye yükseltmeyen limited şirketler ile 50.000,00TL’ye yükseltmeyen anonim şirketler.
- 01.07.2012 tarihinden önce veya bu tarihinden itibaren iki yıl içinde münfesih olan anonim ve limited şirketler.
- Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre herhangi bir nedenle dağılmış olan kooperatifler.
- Son 5 yıla ait olağan genel kurul toplantıları yapılamayan anonim şirketler ile kooperatifler.
- 01.07.2012 tarihinden önce tasfiye işlemlerine başlanılmış ancak genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları veya son ve kati bilançosu genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin işlemi yapılamayan şirket ve kooperatifler.
KOLAY TASFİYEDE DURUM 
Ticaret sicil memurlukları tarafından çalışmalar yapıldı ve halen şirketlerin durumu inceleniyor. Yukarıda belirtilen koşulları taşıyan şirketler sicil memurlarınca tespit edilip toplu halde ticaret sicil gazetesinde ilan ediliyor. Şu anda hemen hemen her sicil memurluğu toplu şekilde ticaret sicil gazetesinde tasfiye sürecine aldığı şirketleri ilan etti.
Bu durumda şirketinizin durumunu eğer ticaret sicil gazetelerinden tespit edemiyorsanız, mutlaka şirketinizin kayıtlı olduğu ticaret sicil memurluğuyla iletişim kurarak şirketinizin durumunu tespit edebilirsiniz.
Eğer şirketinizin ilgililer tarafından tasfiye sürecine dahil edilmediğini ve  tasfiye edilmesi gerektiğini düşünüyorsanız, şirketinizin faal olmadığını, vergi dairesi tarafından resen terk ettirildiğini vb. nedenleri veya yukarıda yazılı olan koşulları sağladığınızı belirten yazılı bir dilekçe ile sicil memurluğuna başvuruda bulunursanız sürece dahil olabilirsiniz.
ŞİRKETİNİZ TASFİYE EDİLİYOR OLABİLİR
Bu süreçte şirketinizin uzun süredir ticaret odası aidatını ödemiyorsanız ve sermayenizi belirtilen tarih itibariyle asgari tutara yükseltmediyseniz, sonuç itibariyle sıkıntılar sizi bekliyor demektir. Yükümlülüklerinizi yerine getirmediğiniz için faal olan şirketiniz tasfiye ediliyor olabilir. Ticaret odası kayıtlarınızı aidat borcunuzu ve yasal yükümlülüklerinizi mutlak süratle takip etmeniz gerekmektedir.
Kaynak:SMMM Cihat Ertürk

İzleyiciler